15 Eylül 2014 06:00

Kocaeli'deki Ford Otosan işçilerinden mektup var

Kocaeli'deki Ford Otosan'da çalışan 3 işçi, toplu iş sözleşmesi öncesinde fabrikada ve sendikada yaşananları evrensel'e yazdı...

Kocaeli\'deki Ford Otosan işçilerinden mektup var
Paylaş

Gazetemize mektup yazan Türk Metal üyesi Ford işçileri, sözleşme sürecini anlattılar. Sözleşme taslağının kendilerine sorulmadan hazırlandığını belirten işçiler, “Şimdi susmak, seyretmek değil tartışmak, sözleşmeyi gündemde tutmak zamanıdır” dediler.

İşçilerin talebini almadan nasıl sizin eseriniz diyebiliyorlar?

Yine yeniden bir toplu iş sözleşmesinin başındayız. Başında derken sonunun nelere varacağını bir Ford işçisi olarak artık tahmin edebiliyorum. Geçmişte aldığımız zamların şu anki ücretimin ne kadar etkilediğine, ücretimin ne kadar olduğuna baktığımda gerçekten yıllardır ter döktüğümüz bu fabrikada bu dönemde de, bu sendikal tutumla hak ettiğimizi alamayacağımızın farkındayım. Geçen dönem sendikamızın aldığı eylem kararlarını gönülden destekleyip, “Bunlar benim için yapılan eylemler” diyerek sahiplenmiştim. Ama görüyorum ki bizim bu kadar sahiplendiğimiz, söz hakkımızı verdiğimiz, emeğimizin karşılığını almasını beklediğimiz sendika bizi yani yüzbinlerce işçiyi hüsrana uğratmış ve yine hüsrana uğratacağı şimdiden belli olan bir TİS taslağı hazırlamıştır.

2014 taslağında ilk olarak iş kazalarını tamamen işçi hatası olarak kabul eden KAZASIZLIK ÖDÜLÜ maddesi beni hayal kırıklığına uğratmıştır. İş kazası yapmama yönünde bizi teşvik edeceği savunulan bu maddeyi taslağa fabrika ve yöneticileri değil, bizden her ayın 1 gününü sendika aidatı olarak kesen bir kurum koymuştur ve bu kabul edilir bir durum değildir. 

İşçi arkadaşlarımızın kulağına hoş geleceğini tahmin ettikleri için 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda 1 adet Ata lirayı taslağa koyarak bu kötü sözleşmeyi örtmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Bu sözleşmede tartışmasız geçeceğini gördüğüm 6 ayda bir enflasyon zamlarıdır. 3. Altı ayda istedikleri ise enflasyon +2 puandır. Sanırım bu da yasal zorunluluktan dolayıdır. Bu taslakta yüzde 14’lük zammı kim, kime ve neye göre belirlemiştir? Bu sözleşme sözüm ona ‘sizin eseriniz’ olarak hazırlanmıştır deniliyor. Bu konuda nedense bir işçi olarak hiçbir bilgim yok. Genel merkez yöneticileri anket çalışması ve görüşler alınarak bu taslakta yüzde 14’lük zam talebinin ortaya çıktığını söylüyorlar. İşçi olarak benim talebim alınmadan (bir anket yapılabilirdi) nasıl bize ‘sizin eserinizdir’ diyebiliyorlar. İşte bu duruma tahammül edemiyorum. 

Sizler sormadınız ama ben yine buradan size kendi talebimi söylemek istiyorum. Belki yaptığınız bu taslaktan vazgeçer, işçinizi dikkate alan yeni bir taslak haline çevirebilirsiniz. 

Ford işçisi olarak; her yıl büyüyen ve vergi rekorları kıran bir şirketin çalışanı olarak, ilk olarak sözleşmeden ayrı bir zam talep ediyorum. İkramiyelerin 12 aya bölünmüş bir şekilde değil 3 ayda bir verilmesini istiyorum. İşe giriş ücretlerinin saat ücreti olarak en az 6,50 olmasını istiyorum. Sosyal yardımların ve çocuk parasının makul seviyede ihtiyaçları karşılayacak seviyeye yükseltilmesini istiyorum. Yüzde 14’le gelip, enflasyonun 2-3 puan üzerinde sözleşmeler imzalanmasını hiç ama hiç istemiyorum. Bunlar yıllardır olması gereken istekler… Türk Metal yüzbinlerce üyesinin gücüyle işçisinin yüzünü güldürebilir, insana yaraşır, daha sosyal bir hayat yaşamasını sağlayabilir. Tabi bunu yapabilecek kadroları ve anlayışı olduğu takdirde…


Hakkı görmezden gelinen biziz, birlik olalım

Evrensel okurlarının hiç de yabancısı olmadığı bir fabrikadır Ford Otosan. Defalarca haber olmuştur, çalışma koşulları, ücretleri, işçilerin toplusözleşmeden beklentileriyle. Bu haberlerde birçok arkadaşımızda sıkça değinmiştir fabrikadaki işçi sirkülasyonuna. Gizlenemez bir gerçektir bu. Kurulduğu günden beri binlerce işçi girip, çıkmıştır Ford Otosan’a. Hatta bir keresinde CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar Meclisteki bir konuşmasında bu durumu gündeme getirmiştir. Aylardır fabrikada yeni alımlar oluyor. Yeniköy’deki yeni fabrikanın faaliyete geçmesi ile birlikte ciddi bir işçi ihtiyacı doğdu. Gölcük’te aylarca hatlarda eksik elemanla çalıştırıldık. Çünkü birçok arkadaşımız Yeniköy’e gönderildi. Şimdi eksiği gidermek için yeni elemanlar geliyor. 

Başta Kırıkkale olmak üzere memleketin her yerinden gelenler var. Ama gelin görün ki, gelenler içinden birkaç saat bantta çalışıp bırakıp gidenler oldu. Çünkü çalışma koşulları ağır ve ücretler çok düşük. Gurbetten gelen için o parayla yeni bir hayat kurmak imkansız. İşte o nedenle fabrika baktı yeni gelen de durmuyor, bunun üzerine işe giriş ücretini 1250 liraya çıkardı. İyi güzel de, ben 10 yıldır bu fabrikada çalışıyorum, 5 sözleşme gördüm benim maaşım 1500 lira. Şimdi bu mu adalet? Yazdıklarım yanlış anlaşılması tabi ki işe giriş ücreti artsın. Sonuçta Kocaeli gibi kiraların en düşük 500 lira olduğu bir kentte 1250 lira ile bile yaşanmaz bunun farkındayım. Benim isyanım benim ve benim gibi arkadaşlarımın yıllardır hiçe sayılan emeği. 

10 yılın karşılığında bize reva görülen 1500 lira para. Evliyim, neyse ki şimdilik çocuk yok. Çocuk yapacak cesarette. Evim kira 600 lira kira veriyorum. Kıt kanaat geçinmekten de, borç içinde yüzmekten de bıktım usandım artık. Birde çıkmışlar yüzde 14 zam istiyoruz diyorlar dalga geçer gibi. Fabrikada öyle bir atmosfer var ki insanlar sendikadan yaka silker olmuş, güvensizlik tavan yapmış durumda. Bu nedenle de bir boşvermişlik var. Çünkü kimse bu sendikaya inanmıyor, güvenmiyor. Ben gazeteniz aracılığıyla arkadaşlarıma seslenmek istiyorum biz hakkımız olanın peşinden koşmazsak, biz bu sendikadan hesap sormazsak onların daha çok işine gelmez mi? Zaten kafalarına göre davranıyorlar. Şube yöneticilerini toplamışlar, temsilcileri toplamışlar taslak hazırlamışlar bir de utanmadan diyorlar ki ‘bu taslak 90 bin işçiyi temsil ediyor’. Bana kimse ne istediğimi sormadı kardeşim. Doğal olarak bu taslak asla beni temsil etmiyor. Ne beni, ne de Ford işçisi diğer arkadaşlarımı. O zaman gelin arkadaşlar birlik olalım ve kendi taleplerimizin hayata geçeceği bir taslak hazırlatalım. Bu fabrikada alınteri döken biziz. Hakkı görmezden gelinen biziz. O zaman hakkımız olanı almasını bilelim. Birlik olalım.


Şimdi susmak değil tartışmak zamanı

10 yıldır Ford Otosan’da çalışan bir işçiyim. Bunca sıkıntılı yaşam koşullarına sahip olduğumuz halde sendika tarafından açıklanan bu yeni taslakla tam bir hayal kırıklığına uğradım. Beklentilerimizin çok altında ve çok komik bir taslak. Bizim sorunlarımızla tümüyle alakasız, ilgisiz bir sürü madde ile dolu. 

Bizim önümüze konulmuş ve hiçbir şekilde dedikleri gibi 90 bin metal işçisi ile görüşülerek hazırlanmış bir taslak değil. Bırakın 90 bin işçiyi Ford’da 20-30 kişilik bir grupla bile görüşülerek, toplantı yapılarak hazırlanmadı. Hatta ben eminim temsilciler bile bir araya gelip öncesinde görüşmemiştir. Zaten işyeri temsilcileri sürekli işçiye bir umutsuzluk yayma derdine düşmüş. “Bu sözleşmeden hiçbir şey beklemeyin” diyorlar. 

Fabrikada tempo o kadar yüksek, mesailer o kadar yoğun ki işçinin sözleşmeyi konuşacak takati dahi kalmıyor. Ama esas sorun işçinin bir şey değişeceğine inanmaması. “Konuşsak ne olacak, tartışsak ne olacak, nasılsa hiçbir şey değişmeyecek” havası hakim işçide. Açıkçası temsilcilerin tutumu ile birlikte düşündüğümüzde işçinin böyle düşünmesi hiç şaşırtıcı değil. Zaten işçi böyle hissetsin, bir şey çıkmayacağını düşünürlerse, beklentiler de düşük olursa bizim için daha iyi olur diye düşünüyorlar bence. O nedenle bu havayı bilinçli olarak yaratıyorlar. O nedenle tartışmamız, bu taslağın bizi temsil etmediğini, memnuniyetsizliğimizi anlatmamız lazım sendikacılara. İşte tam da bu atmosfer içerisindeyken işçi 4-5 yıldır yapılamayan şenliklerin yeniden yapılması gündeme geldi. 13 Eylül’de yapılacak ve şenlikte yeni model araçtan 3 tane çekilişle dağıtılacak işçilere. 

Taslakta değinmeden geçemeyeceğim madde de Cumhuriyet altını. Cumhuriyet Bayramı’nda verilecekmiş. Herkes bu maddenin işçinin gönlünü hoş etmek için gündeme getirildiğinin farkında. Herkesin dediği ücret zammı düşük olacak, tepkiyi azaltmak içinde bu maddeyi devreye sokacaklar. Kimse bizim bu kandırmacaya inanacağımızı düşünmesin biz saat ücretimize zam istiyoruz Cumhuriyet altını değil. Şimdi susmak, seyretmek değil tartışmak, sözleşmeyi gündemde tutmak zamanıdır. Yoksa bu dönemde tıpkı diğer dönemlerde olduğu gibi hüsranla sonuçlanacak.

ÖNCEKİ HABER

Cudi Dağı’nda maaş eylemi

SONRAKİ HABER

İŞKUR işçileri Kayseri\'de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...