07 Eylül 2014 12:27

Hıdır...

Fotoğraftaki genç kardeşimizin adı Hıdır'dır… Babası Mustafa ile -ki bizim köyün Kara Mısto’sudur- birlikte çektirdikleri ‘miting hatırası’na aksetmiş o güzel yüzü şimdi bir hastane morgunun soğuk bir çekmecesinde donmuş duruyor öylece… Şimdilik 10 kişi diyor Vali, iş kazası deyip rahmet diliyor!

Hıdır...
Paylaş

Vedat İLBEYOĞLU

Fotoğraftaki genç kardeşimizin adı Hıdır*'dır… Babası Mustafa ile -ki bizim köyün Kara Mısto’sudur- birlikte çektirdikleri ‘miting hatırası’na aksetmiş o güzel yüzü şimdi bir hastane morgunun soğuk bir çekmecesinde donmuş duruyor öylece… Şimdilik 10 kişi diyor Vali, iş kazası deyip rahmet diliyor!

Giderek daha, daha, daha çok sıkıştırılıyor yoksulların dünyası… Yoksul hayatların sıkıştırıldığı bu ‘felaket’ kronolojisinden, Hıdır’a ve işçi arkadaşlarına düşen pay da bu oldu işte… Ovacık’ta Maliye okuyordu… Staj için gelmişti İstanbul’a… Son bir ayında çalışıp okul harçlığı biriktireyim dedi. Babasının çalıştığı rezidans inşaatında işe başladığının beşinci günüydü… Dersim’in bir dağ köyü, Gülbari’den başlayan öğrenci Hıdır’ın hayat hikayesi, İstanbul’un göbeğindeki bir rezidans inşaatının 33’üncü katından yere çakılan bir asansörde, saati dört buçuk liraya mesaiye kalan bir ucuz işçi sıfatıyla, henüz 20’sinde sona erdi…

Geriye kalan bu fotoğraf, ‘kaza’ ya da ‘fıtrat’ denilen kupkuru yalanlardan çok daha farklı bir şeyi anlatmıyor mu? Ve Hıdır kardeşimizin o delikanlı güzelliği ne çok yakışıyor, anlatılan hikâyemize…

*Hıdır Ali Genç, dün Torun Tower inşaatında yaşamını yitiren 10 kişiden biriydi.

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Tabip Odası 4 ay önce uyarmıştı

SONRAKİ HABER

Liberalizmin tasfiyesi ve Ortadoğu\'da alacakaranlık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa