06 Eylül 2014 19:28

Kadın programları politiktir!

Kadın programları yıllardır bu memlekette böyle yapılıyor. Hükümetin ‘aile’yi en yücelttiği dönemde zibil gibi çoğalan ‘İzdivaç’ programları, “Kadının yeri evidir, mutfağıdır” demek için mutfağımıza belki hiç giremeyen malzemelerle hazırlanan ‘yemek programları’, sektörde zayıflamaya gidildiği dönemde, alışverişi, tüketimi özendiren ‘Bugün ne giysem?’, ‘Bana ne yakışır?’ programları....

Kadın programları politiktir!
Paylaş

Gülşah İMREK

Altın yaldızlı, bol müzikli, ‘yetiş bacım’lı programlar Eylül ayının gelmesiyle başladılar. Hayatımızla, burun buruna yaşadığımız dertlerin kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan kurgular. Çocuğu okula göndermiş, evin işini bitirmiş, akşamın yemek telaşına koyulmadan önce şöyle ‘Çayımı, kahvemi alıp televizyonun karşısına geçeyim biraz’ dediğimiz o saatte bir anda yüksek, bazen azarlayan ses tonuyla açılan programlar...
Elbette yeni var olmadılar. Kadın programları yıllardır bu memlekette böyle yapılıyor. Hükümetin ‘aile’yi en yücelttiği dönemde zibil gibi çoğalan ‘İzdivaç’ programları, “Kadının yeri evidir, mutfağıdır” demek için mutfağımıza belki hiç giremeyen malzemelerle hazırlanan ‘yemek programları’, sektörde zayıflamaya gidildiği dönemde, alışverişi, tüketimi özendiren ‘Bugün ne giysem?​’, ‘Bana ne yakışır?​’ programları.... Örnekler çoğaltılabilir. Malum her dönem ihtiyaca uygun biçimde şekillendiriyor kendini kapitalizmin medyası. Son dönemde ise kâr hırsıyla daha da katmerlendi dost görünen medyanın kadın düşmanlığı.

ŞİDDETLE BARIŞTIRMA KURGUSU

Hikaye boşanmak istediği eşi tarafından 43 yerinden tornavida ile yaralanan, daha sargıları dururken mücadele azmini diri tutan Hasret ile başladı. Mahkemenin verdiği kararlar ile adeta yılan hikayesine döndürülen Hasret’in adalet mücadelesi gösterilen kadın dayanışmasının gücü ile kazanıldı. Amma ve lakin, zanlı Yakup Kara, ‘erkek’ adaletin koruması altındaydı bir kere! Nöbetçi mahkemeler de bunun için vardı zaten. Serbest bırakıverdi katil olmaya aday Yakup Kara’yı. Derken Hasret yılmadı, ‘Bu daha başlangıç’tı bir kere. Kadın örgütleri ve inisiyatiflerinin refleksleri ve kadın avukatların davaya müdahilliği sayesinde sanık tutuklanabildi. Ama biz, meselemizin aslına dönelim. Başta anlattığımız, o çok izlenen isminde kadın geçen ama kadını aşağılamaktan başka bir şey yapmayan kadın programlarından biri olan ‘Songül Karlı ile Yeniden’ Yakup Kara’yı konuk etti. İlahiyatçısı, astroloğu topyekün Hasret ile Yakup’u barıştırmak istiyordu. ‘Bir şans daha’, ‘Neden olmasın’, ‘4 tane çocuğunuz var iyi düşünün’ lerle dolu olan programda ilahiyatçı hızını alamayıp ‘4 çocuğu olan kadın nasıl boşanır?​’a vardırıyordu işi.

HA T.C.’NİN ADALETİ, HA SEDA ABLA’NIN...
Yakup Kara mahkeme salonundaki halinden farksızdı. Adalet önünde iyi hal indirimi almak için takındığı tavrı, bu kez programın izleyicisi kadınlardan alabilmek için takınmıştı. Öyle ki, programın dekoruyla uyumlu pembe gömleği onu Hasret’e sapladığı 43 yaradan kurtaracaktı. Hoş Hasret’in bakımlı ve son derece güçlü halini bile kendisine malzeme haline getirebilecek kadar aşağılık tavırdan onu pembe gömleği de kurtaramazdı ya neyse!
Songül Karlı’ya yağan tepkinin ateşi sönmemişken, bir bakıyoruz ki aynısının tıpkısı formatta olan programına geçtiğimiz günlerde başlayan Seda Sayan bu kez bir kadın katilini konuk etmiş. Yuvarlak masa toplantısı halinde gerçekleştirdiği 2 saatlik yayın süresince kadınlara ‘ablalık’ yapan Seda Sayan, iki karısını öldürmüş ve kendini ‘kader kurbanı’ olarak ilan eden Sefer Çalınak’ı stüdyosuna almış katil olma gerekçelerini aralıyor. Gerekçeli karar önemli pek tabii...

RAHAT BİR NEFESE 5 KALA...

Merak etmeyin Seda Sayan’a da konuk ettiği katillere de, Songül Karlı’ya da şiddet yanlısı adamların kendilerini aklama parodilerini izlemek zorunda değiliz. Kumandayı elimize aldığımızda şöyle rahat bir nefes çekmek için çok az, sadece 10 gün kaldı. Derdimizi açacağımız, ürettiğimizi paylaşacağımız, hayatımızı mahvedenlerin değil, yeni bir hayat mücadelesi kurmakta direnen kadınların hikayeleriyle dolu olan Ekmek ve Gül 15 Eylül Pazartesi başlıyor.
Çalışan kadınlar üzülmeyin! Yayın saatimiz 16.00- 18.00 arası olarak değişiyor. Haftada 5 güne çıkıyoruz hem de. Kadınların tek izin gününün Pazar olduğu bir memlekette o gün program yapmamak olmazdı artık! Bazen haftanın panaroması, bazen de hayatımıza değen önemli bir mevzunun başlığı...Kadın olana konuşacak şey çok.
Bu sene daha canlı, dolayısıyla heyecanlı bir program olma iddiasıyla yola çıktı Ekmek ve Gül...  Kurgu hikayelere ihtiyacı yok biz kadınların. Zaten her bir kadının anlattıklarından roman olur, siz daha iyi bilirsiniz. Onların şaşaalı stüdyoları gibi değil elbet, emek emek kurulmuş stüdyolara yine de sığmıyoruz. Sözünüzü ekrana taşımaya geliyoruz. Okul önünde çocuğu, hastane önünde sırayı beklerken, fırında ekmek kuyruğundayken ya da evde komşularla otururken yakalayabiliriz sizi aklınızda olsun...
Değişmeyen tek bir şey var ki programımızda o da gönül veren her kadının bu programın, sunucusu, muhabiri, konuğu olarak bir parçası olduğu.
Ve biliyoruz... Bizlere izletilen rezilliğin kendisi, yaşadığımız şiddet kadar politiktir. Bu köhnemişliğe karşı sizleri, Yaşamak için Ekmek ruhumuz için Gül istediğimizi daha güçlü haykırmaya çağırıyoruz.. Gelsenize...!

TAKİPTEYİZ...
Kadın cinayetlerinin göz göre göre gerçekleştiği ve hiçbir dönem olmadığı kadar arttığı bu hükümet döneminde kadınlar yazın başından beri eylemler yapıyor. Sesini devlet erkanına duyurmaya çalışıyor. Meclis’e olağanüstü toplanma çağrısı yapıyor. Kartal Anadolu Adliyesi’ni mesken tutan kadınlar tek tek takip ediyor o davaları. Kadınlar Hasret’in, Hanime Aslan’ın, Gönül Çalışkan’ın ve daha nice kadının yalnız olmadığını haykırıyor her yerde! Seda Sayan’a yayının ardından gerek sosyal medyadan gerek sohbetler arasında tepki yağdı.... Ama yeter mi, bizlerin kadınlık onurunu ayaklar altına alan, katilleri ödüllendiren, hayatlarımızı reyting malzemesi haline getiren bu rezilliği cezalandırmak için? Yetmez. RTÜK’ten programın kaldırılması talebine kulak vermeli, bu tür kanalları boykot etmeli.

ÖNCEKİ HABER

Tam zamanı!

SONRAKİ HABER

Kim ulan bu ‘Fuhşiyat’ı normalleştiren?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa