25 Temmuz 2014 06:00

#direngazetecilik...

Türkiye'de gazeteciler, '24 Temmuz Basın Bayramı'nı bayram değil, mücadele günü olarak kabul ediyor.

#direngazetecilik...
Paylaş

Sansür kaldırılalı 106 yıl geride kaldı ama engelleme, yayın yasağı, baskı ile fiili olarak devam ediyor. Bu nedenle gazeteciler 24 Temmuz’u bayram olarak kabul etmiyor.
Sansürün kaldırılışının 106. yılının ‘kutlandığı’ Basın Bayramı’nda, dün 11.00 ve 11.30 saatleri arasında #direngazetecilik , #basınözgürolsaydı ve #basınbayramı etiketleri sosyal medyada paylaşıldı ve Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü sorununa dikkat çekildi. 94 basın meslek kuruluşunca oluşturulan Gazetecilere Özgürlük Platformunun çağrısıyla “Diren Gazetecilik” başlıklı bir sosyal medya kampanyası düzenlendi. Katılımın yoğun olduğu kampanyada yapılan paylaşımlarda en çok Başbakan Erdoğan’ın gazetecileri hedef alması, tutuklu gazeteciler, işsiz gazeteciler, örgütlülük sorunu yer aldı.

106 yıl önce, 2’nci Abdülhamit’in basına koyduğu sansürün kaldırılması tarihi, 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Basın Bayramı” olarak ilan edilmişti.
Gazeteciler ve medya çalışanları 106 yıl önce kaldırılan sansürün aslında bugün fiili olarak devam ettiğini gösterebilmek için kampanya başlattı. GÖP bu kampanyanın nedenini şöyle açıklıyor:

Cezaevlerinde hâlâ çok sayıda gazeteci var. Gazetecilerin teröristlikle suçlanarak hapsedilmesinde kullanılan TMY ve TCK maddeleri yerinde duruyor. Gazeteci güvenliğine yönelik tehdit giderek artıyor. Yüzlerce gazeteci ve yazar iktidar baskısı neticesinde işlerini kaybetmiş bulunuyor. Siyasi iktidar, medya kuruluşlarını ve hatta doğrudan muhabirleri hedef gösteriyor. Polisin toplumsal olaylarda gazetecilerin görevlerini serbestçe yapmasına engel olması neredeyse sistemli bir hal almış durumda. Dolaylı sansür ve otosansür artık ana akım medyada sıradanlaştı. İşte bu nedenle başlatılan kampanyaya çok sayıda gazeteci katıldı. Bu etiketlerle sosyal medyada paylaşılan mesajlar, direngazetecilik.org adresinden takip edilebilecek.

Twitter’da yer alan iletilerden bazıları şöyle:
GazetecilerSendikası:  #Yolsuzluk operasyonu, #Soma, #Roboski, #Reyhanlı, #IŞİD. #BasinOzgurOlsaydi gerçekler konuşulurdu. #direngazetecilik
Ahmet Hakan #basinozgurolsaydi
Aziz Çelik: kepazeliğe ve dikdatörlüğe karşı #direngazetecilik
Janet Baris : #basınözgürolsaydı insanlar siyasi fikirlerini dürüstçe söyledikleri için işsiz kalmazlardı #direngazetecilik
Melis Alphan: #basınözgürolsaydı bulunduğu gazetenin onurunu korumak istediği için eşim işten kovulmazdı #direngazetecilik
Ezgi Basaran : yine de enseyi karartmıyoruz #direngazetecilik #direngazeteci yaparsın!
Mehves Evin: #basinozgurolsaydi daha demokratik, şeffaf bir ülkede yaşıyor olurduk
Sarp Akkaya: #basinozgurolsaydi birileri rahatsiz olurdu.
Metin Uca: #basınözgürolsaydı bu kadar arkadaşım dostum işsiz gezmez kalanlar da kovulma korkusu yaşamazdı ben sahnelere çıkmazdım:) #direngazetecilik
Yekta Kopan: Şu anda kaç tutuklu, kaç işsiz gazeteci var? #direngazetecilik
Gökhan Durmuş: #basınözgürolsaydı Gazetecilere Özgürlük Platformu kurulmak zorunda olmazdı #direngazetecilik
İletişim Fakültesi: Bugün 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü... Özgür medya için
Meryem Göktepe:  #basınözgürolsaydı #MetinGöktepe 46 yaşında aramızda olurdu.#Hrant Barış Elçisi, #UğurMumcu kızının düğününde, #FerhatTepe Annesiyle olurdu
Burcu Karakaş #basınözgürolsaydı Gazete sayfalarını gazeteci olmayanların kelamı dolduramazdı #direngazetecilik #berxwebiderojnamevanî
 Fatih Polat:#basınözgürolsaydı genç gazeteci adayları da mesleğe güvenle sarılabilir, stajyerlik çay getirmekten, ayak işlerinden daha nitelikli olurdu.
Ayça Söylemez:  Sansüre, baskıya, işten atmalara, hapishaneye, strese #direngazetecilik
Fıratturgut:  #BasinOzgurOlsaydi Alo Fatih olmazdı @tgs_org_tr
Kadri Gürsel: #basınözgürolsaydı gerçek gazeteciler Başbakan’a gerçek sorular sorabilirlerdi @direngazetecilik #direngazetecilik
Meltem Akyol :  Ve biz inadına gazetecilik yapmaya devam edeceğizz.. Metin gibi, Hrant gibi.. #direngazetecilik #berxwebiderojnamevanî
Ekmeleddin İhsanoğlu: Baskıya maruz kalmadan, halk için haber yapan, özgür bir medyaya sahip olmamızı temenni ediyor ve basın mensuplarımızın gününü kutluyorum.
Selma Gürkan: #basınözgürlüğüolsaydı basın mensupları CB adayları @hdpdemirtas ve @profdrihsanoglu ‘na sorduklarını Erdoğan’a da sorardı 

SANSÜRE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ!

Basın bayramı nedeniyle gazeteci örgütlerinden de açıklamalar geldi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Hüner,  siyasi iktidarın kanunlardan güç alarak uyguladığı sansür ile medya patronları üzerinde oluşturdukları baskıya, “yandaş medya”, “havuz medyası” oluşturma ve kendi çıkarlarına hizmet eden otosansüre karşı büyük bir mücadele gücüne gereksinim olduğunu bildirdi.

Hüner, yaptığı yazılı açıklamada, sansür ve otosansüre karşı mücadelenin, meslek ilkelerine sahip çıkan gazeteciler ile onların temsilcileri olan gazeteci cemiyetleri ve Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından yüreklice yürütüldüğünü belirtti. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ise ‘Gazeteler hürdür, sansür yasaktır’ mesajı ile açıklama yaptı. Dernek, gazetecilerin  daha özgür yazabileceği ve deklanşöre daha özgür basabileceği günler yaşamasını diledi. Açıklamada şöyle denildi: “Demokrasinin can damarlarından biridir basın özgürlüğü. Bizler gücünü demokrasilerden alan bir mesleğin neferleriyiz, her ne kadar buruk bir sevinçle karşılasak da bu anlamlı günü; gazeteciliğin daha özgür günlerde yapılacağına inancımız tam umudumuz bakidir. Çünkü özgür basın demek, doğru haber alan doğru ve tarafsız bilgilendirilen vatandaş demektir aynı zamanda. Bu çerçevede Türk basını için en anlamlı günlerden biri olan : “24 Temmuz Türk Basınından Sansürün Kaldırılışı ve Basın Bayramı”nı kutlarız.”

TÜRKİYE BASIN BAYRAMINA BU TABLOYLA GİRDİ

Bağımsız İletişim Ağı (BİA), Nisan-Mayıs-Haziran 2014 dönemi Medya Gözlem Raporuna göre;
* 186 gazeteci gerekçeli, gerekçesiz, istifaya zorlanarak işten çıkarıldı. Geçen yıl aynı dönemde 65 gazeteci işten çıkarılmıştı.
* Yeni çıkarılan MİT ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yasalarıyla Terörle Mücadele Kanunu’nun bütün ağırlığıyla habercilik pratiklerinin üzerine çöktüğü belirtilen raporda, 23 gazetecinin Temmuz 2014’te hapse girdiği kaydedildi.
* Gazetecilerin 14’ü ve 14 dağıtımcının tamamı Kürt basınından ve TMK ile TCK kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste. Geçen yıl aynı dönemde, 66 gazeteci ve 27 dağıtımcı hapisteydi.
* Üç ayda 54 gazeteci, bir yerel gazete, bir İnternet haber sitesi fiili saldırıya, bir gazeteci sözlü saldırıya uğradı; beş gazeteci ve bir gazete de tehdit edildi.
* Mahkemeler 15 haber sitesine URL bazlı erişim engeli getirdi.

TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SIRALAMASINDA 134’ÜNCÜ

Dünyadaki basın özgürlüğünü inceleyen Freedom House tarafından yayınlanan 2014 raporunda Türkiye, ‘yarı özgür’ kategorisinden ‘özgür değil’ kategorisine gerilemiş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan rapora tepki göstermişti.

Erdoğan, raporu hazırlayan sivil toplum kuruluşunu grup toplantısında eleştirmiş, Türkiye’de basının özgür olduğunu iddia etmişti. Gerekçe olarak da “Basın özgür olmasa, diktatörlük olsa gazeteler böyle manşet atabilir miydi?​” diye sormuştu.

Türkiye’nin dünya sıralamasında 120’ncilikten 134’üncülüğe gerilediği raporda, “Önce Gezi Parkı protestolarını takip eden gazeteciler güvenlik güçleri tarafından hedef alındı. Hükümete yönelik yolsuzluk iddiaları ile ilgili haber yapan gazetecilerin işlerine son verilmesi için baskı uygulandı” denilmişti.

MEDYA HEP HEDEFİNDEYDİ

Başbakan Erdoğan’ın 12 yıllık iktidarında medyayı, gazetecileri hedef aldığı açıklamalardan örnekler:
Temmuz 2004: Sorusundan hoşlanmadığı bir muhabire: “Haddinizi bilerek soru sorun!”
20 Ağustos 2007:  Bekir Coşkun’un Hürriyet’teki “O benim Cumhurbaşkanım Olmayacak” başlıklı yazısı üzerine: “Maalesef edep adap bilmeyenler de var. Bunu diyenlerin önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkması lazım.”
1 Aralık 2009: AKP’nin TBMM grup toplantısından köşe yazarlarına sesleniyor: “Siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız, ülke o kadar huzur bulur. Geçmişte bir köşe yazarı haftada bir ya da iki kez yazardı. Ama şimdi her gün.”
26 Şubat 2010 Medya sahiplerine: “Köşe yazarları her istediğini yapamaz. Parasını sen veriyorsun yazarına sahip çık, yazdırma gönder.”
3 Haziran 2011: AKP Konya mitinginde gazeteci Nuray Mert’e: “AK Parti’nin duble yollarını da, Dersim’de olduğu gibi kolay harekat yapılsın diye inşa ediyormuşuz. Bu mertlik değil namertliktir.”
4 Haziran 2011 The Economist dergisinde çıkan eleştirel bir yazı üzerine: “Sana ne ya... Senin Türkiye’nin işiyle ne alakan var? Haber vereceksen, haber ver. Uluslararası bir yayın kurumunun bu derece pervasızca taraf tutması, propaganda yapması talihsizliktir, saygısızlıktır ama aynı zamanda çok manidardır.”
2 Mart 2013: Balıkesir’deki toplu açılış töreninde Milliyet’te yayımlanan Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri ve PKK Lideri Abdullah Öcalan görüşmesine ilişkin belgelerle ilgili: “Attıkları başlıklarla gazetecilik yapıyorlarmış, böyle gazetecilik yapacaksan batsın böyle gazetecilik...”
2 Haziran 2013: Gezi direnişinin ilk günlerinde HaberTürk’te Fatih Altaylı’nın Teke Tek programındaki konuşmasında: ”Şu anda Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada.”
20 Mart 2014: Bursa’daki seçim mitinginde sosyal medyayla ilgili: “Mahkeme kararı çıktı. Twitter, mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız.” (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Türk Metal\'in TİS taslağı: İş kazasını söyleme, para al!

SONRAKİ HABER

\'Casusluk\' operasyonunda 8 kişi tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...