Milyon dolarlı adaylar mı milyonların adayı mı?
Biliyorsunuz ki cumhurbaşkanlığı seçimi geldi çattı. Bundan önce cumhurbaşkanını TBMM seçerken, bu seçimde halk tarafından seçilecek olması aynı diğer seçimler gibi adayların adeta birbirleriyle yarıştığı bir seçim dönemi geçirecekleri şimdiden belli oluyor. Cumhurbaşkanlığı için mevcut hükümet ve muhalefet partileri adaylarını açıkladılar.
OSB işçisi/KAYSERİ
Biliyorsunuz ki cumhurbaşkanlığı seçimi geldi çattı. Bundan önce cumhurbaşkanını TBMM seçerken, bu seçimde halk tarafından seçilecek olması aynı diğer seçimler gibi adayların adeta birbirleriyle yarıştığı bir seçim dönemi geçirecekleri şimdiden belli oluyor. Cumhurbaşkanlığı için mevcut hükümet ve muhalefet partileri adaylarını açıkladılar.
Mevcut hükümetin adayı olarak hem bu ülkenin Başbakanı hem de AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gösterildi.
CHP ve MHP’nin ortak çatı adayı olarak ise Ekmeleddin İhsanoğlu gösterildi. Diğer bir muhalefet partisi olan HDP’nin adayı olarak ise Selahattin Demirtaş.
Tüm bunlar bir yana memleketimizde adaylıklar tartışılırken biz işçilerin, emekçilerin gençlerin, kadınların de dediği önemli değil midir?
Bunlar karşısında aslında 12 yıldır biz emekçilerin karşısına çıkan mevcut hükümettir. Çünkü her geçen gün ağır çalışma koşulları altında çalışmaya mecbur bırakılan, açlık ve yoksulluk sınırı altında aldığımız asgari ücrete talim ettirilen, işçi sağlığı ve iş güvenliği olamadığı için iş kazalarında hayatımızı kaybeden ya da sakat kalan bizleriz. Her gün geleceksizlik ve güvencesizlik yüzünden on binlercemiz ne yapacağımızı bilemez durumdayken, yetmiyormuş gibi devletin elindeki kurumları “12 yıldır kâr etmiyor, çalışmıyor oralarda çalışanlar yatıyorlar” diyerek adeta biz emekçilerin önünden mal kaçırırcasına tek bir devlet kurumu kalmayana kadar özelleştirme adı altında peşkeş çekerek her birini sattılar. Özelleştirmenin yanında bir de taşeronlaştırma adı altında adeta işçileri köle gibi kullanarak kölece çalışma koşullarında taşeron adı altında çalıştırıyorlar. En son yaşadığımız Soma faciası aslında taşeronlaştırmanın getirdiği felaket olarak tarihe geçmiştir. Soma’da yaşanan katliam işçiler için bir kara leke olarak her zaman bilinecektir. Taşeronlaştırmayla birlikte aslında biz işçilerin sendikalaşması da engelleniyor. İşçilerin bir araya gelip sendikaya üye olması anayasal hak iken taşeronlaştırmayla tamamen ortadan kaldırılıyor. 12 yıldır aslında tüm bu uygulamaları gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP Hükümeti ve ortağı gibi çalıştığı sermaye temsilcileridir.
Recep Tayyip Erdoğan karşısında Ekmeleddin İhsanoğlu’yu destekleyen işçi arkadaşlarım ise sebeplerini şöyle açıklıyor: “12 yıldır zaten bu adamı görüyoruz başbakanımızken, bizlere neler yaptığını, bir de cumhurbaşkanı olursa yapacaklarını tahmin bile edemiyorum.” Kendilerini en çok etkileyen durumun ise devletin elinde olan bütün kurumları tek tek satması olarak dile getiriyor ve ekliyorlar: “Bizim çocuklarımız hangi devlet dairesinde çalışacak. Bunun için de Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki güçlü aday olarak da Ekmeleddin İhsanoğlu’yu destekliyorum.”
Aslında yaşadığımız tüm gerçekler ortada. Ben bir kamu işçisi olarak kötünün iyisinin bize çare olmayacağını biliyorum. Bunun için de hem ezilenlere hem de emekçilere tek sahip çıkacak adayı, Halkların Ve Değişimin Adayı Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğim.