24 Temmuz 2014 08:49

Devlet şimdi de gençliğimi benden almak istiyor

Ben İŞKUR bünyesinde 3 yıl çalıştırıldıktan sonra 13 Haziran günü 'Ülke ekonomisi büyüdüğü halde' işine gerekçesiz bir biçimde son verilen işçilerden sadece biriyim. Direnişimizin gidişatı ve geleceği üzerine çok fazla durmak istemiyorum. Çünkü tarih direnenlere her zaman tanıklık ve yardım etmiştir.

Devlet şimdi de gençliğimi benden almak istiyor
Paylaş

Naim Şahin
İşten atılan İŞKUR İşçisi/Van

Ben İŞKUR bünyesinde 3 yıl çalıştırıldıktan sonra 13 Haziran günü “Ülke ekonomisi büyüdüğü halde” işine gerekçesiz bir biçimde son verilen işçilerden sadece biriyim. Direnişimizin gidişatı ve geleceği üzerine çok fazla durmak istemiyorum. Çünkü tarih direnenlere her zaman tanıklık ve yardım etmiştir.
Öncelikle yıllardır gerçek gücün emekten doğacağını tekrar eden, ancak işçi sınıfını, gerçek anlamda ısrarla görmezden gelen, varlık nedenlerini bile sınıf hareketine borçlu olduğunu görmeyen, resmi ideolojiye veya herhangi bir siyasi partiye göbek bağıyla bağlı işçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşları…
Resmi ideoloji, benden doğduğum köyü aldı. Yaktı yıktı. Çocukluğumu aldı. Bari gençliğimi kurtarayım dedim, şimdi de işimi aldı. Siz sendikalar da benim rengimi mi almak istiyorsunuz? Neden beni ben olarak görmek istemiyorsunuz? Ben olarak koluma girmeniz gerekirken, rengimle ne işiniz var?
Sınıf mücadelesi evrensel bir harekettir. Öyle de olmalıdır. Peki hal böyleyken benim ideolojimden kime ne? Beni ben olduğum için mi önemsiyorsunuz yoksa sen olayım diye mi?
Unutmayın, bizlere tüm egemenler tarafından dayatılan siyasi konumlandırmalara boyun eğmeyeceğimizi, teslim olmayacağımızı, ülkenin ve bütün Ortadoğu halklarının içinde bulunduğu etnik ayrışma için çabalar sarf edildiği, ırkçılığın tavan yaptığı bu günlerde her ideolojiden, her renkten, her ulustan insanın sadece emek mücadelesi etrafında ortaklaştığını neden görmüyorsunuz ya da görmek istemiyorsunuz?
Bizim mücadelemiz aynı zamanda yıllardır bu coğrafya üzerinde dayatılan bu kirli politikalara, işsizliğe, taşeronlaştırmaya da bir balans ayarı vermektir. Tüm bunlara karşı eylemimiz coşkuyla ilk günkü gibi kararlılıkla devam ediyor. Bizler koşullar ne olursa olsun, bu eylemimizi mutlak bir sonuç alana kadar devam ettireceğiz. Sonuçları ne olursa olsun bu yoldan dönmeyeceğiz. Zafer direnenlerindir şiarıyla Rojava ve Filistin halkları üzerinde uygulanan bu kirli oyunları tüm uluslararası boyutlarıyla lanetliyorum. Bana bu imkanı sağlayan evrensel gazetesi ve emekçilerine ise sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Geleceğimizin halkın tekelinde olan bir demokrasiye kavuşturulması dileğiyle…

ÖNCEKİ HABER

Bizi gözetlemek için kamera taktılar

SONRAKİ HABER

Maden Mühendisleri: Soma\'da ölümüne üretim yapılmış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...