13 Temmuz 2014 06:00

Bu metal paslanmaz

Metal müzik tarihinde, thrash metal akımının yaratıcılarından biri olarak bilinen ve geçmişi 80’li yıllara kadar uzanan Metallica, en son 2010 yılında İstanbul’da gerçekleştirdikleri konserin ardından bu akşam By Request Dünya Turnesi kapsamında İTÜ Stadyumu’nda dinleyiciyle buluşacak.

Bu metal paslanmaz
Paylaş

Melike FUTTU
Mısra BELGE

İstanbul

Heavy metal iki grubu temel alır Led Zeppelin ve Black Sabbath. Bugünkü konumuz gönlü Black Sabbath’tan bir türlü ayrılamayan birkaç adamın kurduğu grup hakkında. Zira bu akşam bu adamları (gruptaki eleman değişimlerini dikkate almaksızın) bu coğrafyada beşinci kez ağırlıyoruz; Metallica.

Rock’ın hard rock’a, hard rock’ın heavy metale, heavy metalinse thrash metal’e bir nevi Metallica’ya nasıl evrildiğini, grubun tarihinde gözlemleyebilmek mümkün. Thrash’i ilk yaratan değil ama bu müziği ilk kez “popüler” kılabilen gruptu Metallica. Exodus’u albüm çıkarma hızıyla sollayan grup, efsaneleşti ve nesilden nesile kendilerini dinletebilecek kadar büyüdü. Bu denli derin bir müzik geçmişine sahip olan grup hakkında yazılmış birçok yazının yanı sıra, grubun müzik felsefesini anlayabilmek adına müzik pratiklerindeki dönüşüm sürecini göz ardı etmemek de oldukça önemli olsa gerek.

DİNLEYİCİ ESKİ METALLICA’YI İSTİYOR

Albüm serüveni Kill ‘Em ‘All (1983) ile başlayan, ikisi konser kaydı, biri cover ve son olarak vokalde Lou Reed’in yer aldığı 2011 çıkışlı, toplamda 13 albümü bulunan grup, Ride The Lightning’le yoğun olarak yansıttıkları eleştirel tavırlarını, ilk basçıları Cliff Burton’ın ölümünün ardından And Justice For All albümüyle de sürdürdü.

Metallica’nın bireysel olayların yanında toplumsal konularda da eleştirel yaklaştığı ve müzik hayatlarının Black albümüne olan ilk dönemi, dinleyicileri tarafından daha çok sahiplenildi. Load albümüyle başlayan, gerek şarkı sözlerinde gerekse müziklerindeki “yumuşama” dönemi, grubun başından beri karşı çıktıkları popüler kültürün bir öğesi haline geldikleri yönündeki sert görüşlerin artmasına neden oldu. Dinleyici eski Metallica’yı istiyordu. Load albümünden sonra grubun yaptığı parçaların kemik dinleyici kitlesi tarafından dahi eskisi kadar kabul görmemesi, belki de dinleyicinin Metallica’nın bireysel konuların dışında toplumsal sorunlara yönelik eleştirel parçalarını ne kadar benimsediğini destekler nitelikteydi.

Bu yıl beşinci kez Türkiye’ye konuk olacak grup, By Request Dünya Turnesi kapsamında, daha evvel hiç deneyimlemedikleri interaktif bir konser formuyla karşımızda. Grup açtıkları internet sitesinde, dinleyicinin konserlerinde çalmalarını istedikleri parçaları oylamaya açtı. Çıkan sonuç, birinci dönem, politik duruşu daha görünür bir profil çizen grubun ne kadar özlendiğini gözler önüne seriyordu aslında. Dinleyici tarafından belirlenen repertuvarda Master of Puppets, One, Enter Sandman, Fade to Black, Sad But True, Seek and Destroy, For Whom the Bell Tolls ve And Justice for All gibi eski dönemleri dönem hit şarkılarının listenin başındaki yerlerini alması bu özlemi daha da görünür kılıyor.

‘BİR TEPE İÇİN İNSANLAR ÖLDÜREBİLİYOR’

Müzik tarihlerinin ilk döneminde, İspanya iç savaşını anlatan Hemingway’in aynı adlı kitabından esinlenerek yazdıkları For Whom the Bell Tolls’da “Kavgasını yapıyor tepenin üstünde günün erken saatinde / Sürekli dondurucu soğuk içinin derinliklerinde / Patlıyor silahlar, koşarlarken sonsuz grilikte / Evet, ama bunu söyleyen kim? / Bir tepe için insanlar öldürebiliyor, neden? Onlar da bilmiyor…” sözleriyle açıkça da görüleceği gibi grup, anti militarist duruşlarını, radikal bir dille ifade etmekten kaçınmıyordu. Bunun gibi, 1. Dünya Savaşı’nda yaralanan ve artık görmeyen, duymayan, konuşamayan bir adamla ilgili Johnny Got His Gun filminin görüntüleri esliğinde klibi çekilen And Justice for All albümünde yer alan One, grubun o dönemki anti militarist tavırlarını en belirgin olarak yansıttıkları parçaydı. “Bu korkunç sessizlik durduruyor beni / Şimdi savaş benim içimde / Uyanıyorum ama göremiyorum gözlerimle / Pek bir şey kalmadığını benden geriye / Acıdan başka hiçbir şey gerçek değil şimdi…” sözlerine sahip, özünde protest bir şarkı olan One, buna rağmen 1989 yılında Grammy Ödülü’ne aday gösterilmişti, ancak ödül bir diğer dev isim Jethro Tull’a gitti. İkinci kez The Black Album’den Enter Sandman parçasıyla aday gösterildikleri Grammy’yi bu kez kucaklayan grup, bu süreçten sonra popüler kültür eleştirilerinin odağında yer aldı. Load albümüyle birlikte, kemik dinleyici kitlesini dahi kaybetmeye başlayan grup, bu dönüşümün ardından ilk dönemindeki kadar büyük kitlelere ulaşamadı.

Bugün gerçekleşecek konsere gidecek olanlarsa şanslı. Çünkü kendi belirledikleri repertuvar aslında Metallica’nın o ilk dönemindeki; “sert” zamanlarında yaptıkları şarkılardan oluşuyor. Sınırında savaş seslerinin yükseldiği Türkiye’nin gençlerinin Metallica’dan dinlemek istediği parçaların aynı “sert” zamanlardan geliyor olması belki de bugün için savaşın karşısına bir duvar daha örüyor.

ÖNCEKİ HABER

Maracana’da nefesler tutuldu

SONRAKİ HABER

Saldırının nedeni sömürüye direniş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...