10 Temmuz 2014 06:00

Durup beklersek daha çok bekleriz

Merhaba evrensel okurları.Hak verilmez alınır ilkesinin kısa zaman önce yaptığımız toplu iş sözleşmesiyle bir defa daha değiştirilemez ilke olduğunu arkadaşlarımızla birlikte gördük.

Durup beklersek daha çok bekleriz
Paylaş

*Petrol-İş Gebze Şube Üyesi Mecaplast işçileri*

Merhaba evrensel okurları.
Hak verilmez alınır ilkesinin kısa zaman önce yaptığımız toplu iş sözleşmesiyle bir defa daha değiştirilemez ilke olduğunu arkadaşlarımızla birlikte gördük. Öyle ki çok mücadeleci gözüken bir sendikada bile eğer işçi kendisinin varlığını, sözde kendi haklarını koruyup geliştirmesi için göreve gelenlere hissettirmese bu hak öyle kolay alınmıyor. Bizler için görev yaptığını bize masal diye yutturmaya çalışanlar taaa taslak hazırlanmasından başladılar. Sözleşme bitene kadar bize çok fazla talebimiz olduğunu, eğer geri adım atmazsak kötü olacağını, yeni bir taslak hazırlanıp makul isteklerde bulunmamız gerektiğini söylediler “İşvereni zor durumda bırakmayalım” anlamına gelecek fikirleri ortaya attılar.
Ve yine grev için iki aylık süreç başladı ve bakanlıktan gününde gelen grev tarihini şube yöneticileri bize 1 hafta sonra o da temsilci arkadaşımızın sıkıştırması sonucu söylediler. Ve taslak hazırlanırken başlayan tavır hep aynı devam etti. İşçi arkadaşlarımıza her defasında indirim yapmak gerekiyor gibi sözler söyleyerek ayrıştırmaya çalıştılar.
Bizler ise komite ile hazırladığımız taslağımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi söyledi. Sonuna kadar hiçbir söylentiye kulak vermeden dik durduk. Bölünmeden parçalanmadan ortaya atılan onca dedikoduya rağmen kararlılığımızı gösterdik ve sonunda biz işçilerin dediği oldu. Şube yöneticileri ise nasıl tavır aldı dersiniz? İşçiye bir gün bile ayırmayanlar toplantıların en yoğun döneminde tatil hesabı yapıp gittiler. İşçi diken üstündeyken “Bu ne rahatlık” dedirtircesine yaptıkları bu davranış aslında kime hizmet ettiklerini bize hissettirdi. Şöyle ki daha taslak hazırlanırken patronun ağzından (Zaten sonrasında kimse yüzlerini görmedi) “Eğer fazla zam isterseniz fabrikayı satar, taşınır” falan filan dediler.
Yahu böyle bir kazancı  böyle ucuz emeği nereden bulacak da gidecek? Sonra gidenin yolu açık. Buyursun gitsin. Beni emeğimi kullanacak, çevremi doğamı mahvedecek sonra da neymiş gidecekmiş. Sonra o gidecek diye sana ne oluyor... Asıl sıkıntı sende, itibarını hazır gelen gelirini kaybedeceksin. Koca sözleşme döneminde bir gün sendika başkanı sözleşme yürüttüğü fabrikaya gelmez mi? Gelmedi işte.
 İşçi sınıfı olarak
- Çıkarlarımız etrafında ön yargısız koşulsuz birbirimize kenetlenir saygı duyar, sever ve farklılıklarımızı zenginlik olarak görürsek;
-Kardeşçe, aynı sınıfın bireyleri (yani işçi sınıfının) olarak emek, artı değer üretmemizin karşılığında onurlu güvenceli bir yaşam ve çalışma istediğimizi iyi anlarsak;
-Bizi bölenleri tanırsak ve onların oyununa gelmeden birleşik bir mücadele yürütürsek bizim önümüzde hiçbir engel duramaz.
Zaten yaptığımız sözleşmede de temsilcisiyle işçisiyle birlikte hareket ederek gösterdik bunu dosta  düşmana. Aslında burada biz şunu çok iyi gördük; bizim sendikalarımızın o itibarlı koltuklarını bizden olmayanlara teslim ettiğimizi iyi anladık. Elbette onun mücadelesini ileriki günlerde daha çok tartışacağız. O bürokratik yapılar dağıtılmadığı sürece biz sınıfımızın ve sendikalarımızın bize katacağı o mükemmel çalışma ve yaşam koşullarına asla ulaşamayacağımızı anlıyoruz. Bunun yolunun da daha çok mücadeleden geçtiğini de biliyoruz.
Fabrikamız Gebze’de bulunan büyük araba firmalarına plastik parça üreten Fransız menşeli bir fabrika. Çalışma koşullarımız malum Türkiye’de çalıştığımızı bize her fırsatta hatırlatan koşullar. Ücret yine aynı yaptığımız sözleşmeyle biraz iyi oldu ortalama 1250 lira alıyoruz.
Sözleşmeyle seyyanen 300 TL zam aldık, aile yardımı 164 lira civarında, 200 lira üç ayda bir verilmek şartıyla erzak yardımı, ayakkabı fişi 75 lira, yakacak 850 lira, izin harçlığı 300 lira, bayram harçlığı 200 lira, teknik işçi (kalıp ve sorumlular) farkı 100 lira, öğrenci orta, lise, üniversite için 200, 300, 400 lira... Tabii bunlar brüt rakamlar yani yüzde 25 civarı zam aldık. Burada elbette bir başarı var o da işçi arkadaşlarımızın birlikte dik durarak hazırladığımız taslağımızın arkasında sonuna kadar, taviz vermeden durmamız sayesinde oldu. Aksi halde sendika yöneticilerinden beklersek daha çooook bekleriz. Tüm Türkiye işçi sınıfına örnek olsun diye paylaşma gereği duyuyorum. Elbette yapacağımız çok şey var. Bu daha başlangıç mücadele sürüyor. İş ekmek özgürlük için, yaşasın örgütlü mücadele, yaşasın işçilerin birliği...

*Kocaeli

ÖNCEKİ HABER

Kamu-Özel Ortaklığı, sermaye için ‘devrim’

SONRAKİ HABER

İsrail: 8 kişiyi yanlışlıkla öldürdük!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...