08 Temmuz 2014 06:00

Abdullah Cömert davasında gerçekte ne oluyor?

Antakya‘da Uğur Mumcu alanındaki gösterilerde polisin kullandığı ‘akrep’ten atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesiyle ağır yaralanan Abdullah Cömert, kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesinde yaşamını yitirmişti. Avukat Tugay Bek, Cömert davasınında yaşananları yazdı...

Abdullah Cömert davasında gerçekte ne oluyor?
Paylaş

Tugay BEK
Avukat

Geçtiğimiz haziran ayında Gezi Parkı protestolarının bir parçası olarak Antakya‘da Uğur Mumcu alanında, barışçıl başlayan demokratik gösterilerde polisin kullandığı ‘akrep’ten atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesi ile ağır yaralanan Abdullah Cömert, kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesinde yaşamını yitirmişti. 
Abdullah Cömert’in, ailesinin seslenişi ile ‘Abdocan’ın öldürülmesine ilişkin çok uzun süren soruşturma sonucu, polis memuru Ahmet Kuş aleyhine düzenlenen iddianame ile Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldı.
Duruşma öncesi, sanık polis vekilinin talebi üzerine yargılamanın güvenlik nedeni ile başka bir ile nakli hususunda karar verilmek üzere, dava dosyası Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderildi. Sanık polis memuru, rapor ibraz ederek mazeret bildirdi ve duruşmaya katılmadı. Sanığın ve dava dosyasının yokluğunda, mahkeme yargılama yapmak durumunda kaldı.
Duruşmayı 50 kadar avukat, müdahil vekili olarak takip etti. Müdahil vekilleri ve Abdocan’ın ailesi tarafından sanık polis memurun tutuklu yargılanması ve de yargılamanın olay yeri olan Hatay’da devam etmesi talebinde bulunuldu.
Tutuklu yargılama talebini ret eden mahkeme yargılamayı 15 Eylül tarihine bıraktı. Bu tarih öncesinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi dava dosyasının nakli hususunda bir karar vermiş olacağından, belirlenecek olan kentte başka bir tarihte duruşma yapılması söz konusu.
Tıpkı Gezi Parkı protestolarında polisin vahşice dövmesi sonucu yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın dosyasının, olay yeri olan Eskişehir’den Kayseri’ye gönderilmesinde olduğu gibi, Abdocan’ın katilini yargılayacak yeni bir kent aranıyor.

BAŞKA İLE TAŞIMAK YASAL DEĞİL

Ceza davalarında genel yetki kuralı ve ilkesi suçun işlendiği yer mahkemesinin yetkili olmasıdır. Adil yargılama hakkı ve ilkesinin ön koşulu da yargılamanın suçun işlendiği yerde yapılmasını gerektirir.
Olayın meydana geldiği yerden başka bir yere nakli ile ilgili hukuki düzenlemeler ve yargısal süreç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesiyle korunan adil yargılama hakkını ve 13. maddesi ile korunan etkili başvuru hakkını ihlal etmektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 19. maddesin 2. fıkrasında öngörülen “Kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması kamu güvenliği için tehlikeli olursa, davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtay’dan ister” maddesi uyarınca, davanın başka ile nakil istemi ve olası kararı adil yargılama hakkını ortadan kaldıracaktır. Nakil istemine dayanak yapılan ‘kamu güvenliği’ kavramı da somut olay açısından tamamıyla subjektif ve keyfi bir nitelik taşımaktadır ve bu bakımdan da adil yargılanma hakkını ve etkili başvuru hakkının ihlal etmektedir.
Davanın nakledilmesi ile ilgili bir karar verilebilmesi amacıyla dosya, idari bir kuruluş olan Adalet Bakanlığına oradan da Yargıtay’a gönderilmiştir. Yargısal bir karar ile ilgili idari bir organın sürece katılımı, özellikle yargı bağımsızlığı prensibine gölge düşürmektedir. Davanın nakli kararında merkezi rol Adalet Bakanlığına aittir. Bu durum kamu görevlilerinin yargılanmaları ile ilgili davalarda tespit edebildiğimiz kadarıyla, tüm nakil taleplerini kabul eden yargısal pratik ile birlikte değerlendirildiğinde adil, bağımsız ve tarafsız bir yargılama olabilmesine daha baştan gölge düşürmektedir.

GEREKÇELER GERÇEK DEĞİL

Abdocan davasında dinlenilecek taraflar ve 27 tanık, Antakya’da bulunmaktadırlar ve olayın meydana geldiği yerde keşif yapılması gerektiğinde, bu işlemler ile ilgili olarak Antakya Mahkemelerden istinabe talep edilecektir. Ali İsmail Korkmaz dosyasında da dava dosyası, güvenlik nedeni ile Eskişehir’den Kayseri’ye taşınırken Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi tanıkları dinlemek için tekrardan Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazmaktadır. Bu durumun kendisi de nakil kararına gerekçe gösterilen kamu güvenliği gibi sorunun, gerçekte yaşanmadığını göstermektedir.
Maddi gerçeklerin ortaya çıkartılması, sorumluların tespiti ve cezalandırılmasında, yargılamanın suçun gerçekleştiği yer mahkemesinde yapılması etkili olacaktır. Ceza yargılamasının temel ilkeleri de bunu gerektirmektedir. 
Diğer taraftan delillerin toplanması, tartışılması, değerlendirilmesi bağlamında mahkemenin kanaatini dayandıracağı olgularla doğrudan temasa geçmesi gereğini vurgulayan, doğrudan doğruyalık ilkesi gereği dava suçun işlendiği yer mahkemesinde görülmelidir.
“Kamu güvenliği” gerekçesinin, somut olay açısından nedenlerle temelsiz ve tutarsız olması nedeni ile dava dosyasının başka bir kente nakli adil yargılama ve etkili başvuru hakkını ihlal edecektir.

HATAY’DA GÜVENLİK RİSKİ YOK

Hatay’da gerçekleşen birinci duruşma, polisin yoğun güvenlik önlemleri altında görüldü. Duruşmayı izlemek isteyenler ve gazeteciler adliye içine alınmadı. Tüm bunlara rağmen herhangi bir güvenlik sorunu da yaşanmadı. Olaysız geçen davanın birinci duruşması da Hatay’da güvenlik yönünden bir riskin olmadığının en önemli kanıtıdır.
Polislerin, askerlerin ve kamu görevlilerinin ve özünde devletin vatandaşlara yönelik uygulamalarının yargılandığı bu türden dosyaların, güvenlik nedeni ile başka bir kente nakli nerede ise standart bir uygulama haline gelmiştir. Burada başlıca amaç, insan hakları savunucularının, demokrasi mücadelesi veren kesimlerin, müdahil avukatların davaları takibine engel çıkarmak, bir şekilde yargılamayı kamuoyundan kaçırmak olduğu tespit edilebilir.
Abdocan cinayeti ile ilgili davanın Hatay’dan başka bir ile nakledilmesine karşı gerekli tepkiyi ortaya koymalıyız. Ancak tüm itirazlarımıza rağmen bir karar verilmesi halinde de Hatay’da olduğundan daha fazla hukukçu, insan hakları savunucusu ve özgürlük talebini dile getiren tüm kesimlerle birlikte bu davayı takip etmeliyiz.
Dava dosyasını naklederek bizleri yıldırmak isteyenlere karşı cevabımız, daha kalabalık şekilde bu davaları takip edip, katillerin ceza almasını sağlamak olmalı.

ÖNCEKİ HABER

İş kazaları ve meslek hastalıkları tarım işçilerine ölüm saçıyor

SONRAKİ HABER

Çatalağzı’da ibretlik termik santral manzaraları...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...