Bağcılar'da halk belediye başkanına tepki gösterdi

Filinta ÖZDEMİR/ İSTANBUL

Bağcılar Meydanı’nda dolmuşa binmek için yürüyordum o sırada yuhalama sesleri duydum ve merak edip sesin geldiği yöne doğru yöneldim. Biraz ilerde 7-8 kişi çember oluşturmuş peşlerinde onları yuhalayan bir kalabalık yürüyüş yoluna doğru yürüyorlardı. Çember oluşturanların, korumalar ve çembere aldıklarının AKP Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı olduğunu sonradan öğrendim. O sırada ne olduğunu öğrenmek için birine sordum başkanın satıcıların tezgahlarını dağıttığını ve zabıtalara toplattığını onların da tepki gösterdiğini söyledi ve ne yapsınlar adamların ekmek parası diye ekledi. Yürüyüş yoluna girdiklerinde tepki arttı ve biraz önceki kalabalık gittikçe artıyordu. Çevredekilerin kendi aralarında ki konuşmalarını dinliyordum. Yuhalamalara neden olan olaya tanık olanlar arkadaşlarına Başkanın satıcılara saldırdığını bir kaçını tartakladığını ve tezgahları devirdiğini daha sonra zabıtalarca toplatıldığını anlatıyorlardı. Kalabalık her geçen saniye artıyor ve kitleselliğe dönüşüyordu. “Başkan istifa”, “Yönetim istifa” sloganları atılmaya başlandı. Yönetimi istifaya çağıran halk Başkanı ablukaya aldı. Ve yuhalamalar istifa sloganları devam etti. O sırada yakınımda gözüme takılan cübbeli sakallı ve şalvarlı bir gencin arkadaşıyla konuşmasına kulak verdim. Arkadaşına söyledikleri aynen şöyle; “Şuna bak ya kadına tokat atmış biz de bu şerefsize oy verdik kadına el kalkar mı?​” ve yan tarafımda kendisinin de oy verdiğini söylenerek tepki gösteren birisine benzer bir soru yönelttim. Tahminime göre o da işportacıydı verdiği cevap “Ne yapalım on kere seçim olsa bunlar yine alır her şey bunların elinde güç bunlarda ne yapalım ekmeğimizin peşindeyiz karşı olsan ekmek yedirmezler biz vermesek de zaten yine kazanırlar, güçleri var” şeklinde oldu. Anladığım seçmeni oluşturan bir kısım emekçinin ekmek korkuları var ve ekmek yiyebilmek için mecbur oy veriyorlar veya onlardan taraf görünüyorlar. Çaresiz olduklarını düşünerek bu zihniyetin kucağına düşüyorlar. Bu öfke de bunu gösteriyordu.

Daha sonra Belediye Başkanı korumalarının eşliğinde kalabalığın arasından zor da olsa biraz daha ilerledi ve orada bir dükkanın önündeki merdivenlere oturup ellerini başına koydu. Yüzü kızarmış bir durumda sanki ne yaptım ben dercesine elleriyle başını sıkıyordu. Biraz sonra ayağa kalkıp korumalarının arkasından çekilin yolumdan dağılın artık diye bağırmaya başladı. Kalabalıktan birisi “Başkan bana vurdun senin buna yetkin var mı?​” diye seslendi. Başkanın hemen önünde yine işportacı olduğunu tahmin ettiğim birisi “Abi tekme attın sen bana, tekme atılır mı tekme attın sen” ve  yan tarafımda duran başka birisi “Oy zamanı geldiğinde oy istiyorsun oy veriyoruz ya sana, bunları nasıl yaparsın” biraz geriden bir genç ise “Başkan hırsızlık yapmıyoruz ekmeğimizin peşindeyiz” diyerek tepkilerini yönelttiler. Halkın öfkesinden çıkmaza giren Başkan “Ben bu mahallenin çocuğuyum” diye bağırmaya başladı. Biraz sonra korumalarıyla önündekileri tartaklayarak kendisine yol açtı ve bölgeye gelen polislerin arasına girdi. Öfke devam ederken bekleyen polisler ve sivil korumalar aniden çevrede ki halka tekme tokat saldırmaya başladı. Anlayamadım oysa ki orada ki halkın o öfkesine rağmen en ufak bir saldırganlığı olmamıştı. Başkanın olduğu yerden halkı püskürttüler. Polis, daha sonra görüntü almaya çalışanlara saldırmaya başladı. O sırada Başkanın korumalarından biri geri çekilmeyen yaşlı bir adamı tartaklayarak geriye sürükledi. Çevreden iki kişi, yaşlı adamın koluna girip amca boş ver bunları diye sakinleştirmeye çalışıyordu. Yaşlı adam ise “Nasıl boş vereyim nasıl geri durayım oğlumu dövmüşler oğluma vurmuşlar” diye isyan ediyordu.

Gelişen bu olayı gözlemlediğim kadarıyla Bağcılar halkı emekçisine sahip çıkmıştı. Toplasan yürüyüş yoluna tezgah açan işportacıların sayısı 30’u bilemedin 40’ı geçmez ama yüzlerce insan birlik olmuştu büyük bir kitle vardı. Bizzat Belediye Başkanı tarafından tartaklanan ekmeğinin peşinde olan emekçisini Bağcılar halkının sahiplenmesi vardı.