25 Haziran 2014 06:00

Maden özelleşti işçiler köleleşti

Şırnak’ta maden işçileri, yaşamını yitiren işçilerin çocukları, maden işçilerinin aileleriyle konuşarak hazırladığımız dosyamızda bugün söz sendikacılar, emekli bir maden işçisi ve insan hakları savunucularında. Anlatılanlar, özelleştirmeyle birlikte kâr hırsının işçilerin yaşamını nasıl hiçe saydığını da gözler önüne seriyor.

Maden özelleşti işçiler köleleşti
Paylaş

Şırnak’ta 20 gün içinde 2’si göçük altında kalarak, 3’ü gaz sıkışmasından zehirlenerek yaşamını yitiren 5 işçi Cudi Dağı eteklerinde, kölelik koşullarında çalışılan onlarca kaçak kömür ocağını yeniden gündeme getirmişti. Şırnak’ta maden işçileri, yaşamını yitiren işçilerin çocukları, maden işçilerinin aileleriyle konuşarak hazırladığımız dosyamızda bugün söz sendikacılar, emekli bir maden işçisi ve insan hakları savunucularında. Şırnak madenlerinin özelleştirilmesiyle koşulların nasıl değiştiğini irdelediğimiz bugünkü bölümde anlatılanlar, özelleştirmeden önceki ve sonraki koşullar arasındaki uçurumu da özelleştirmeyle birlikte kâr hırsının işçilerin yaşamını nasıl hiçe saydığını da gözler önüne seriyor.

TAŞERON SİSTEMİ VE KAÇAK MADENCİLİK

Şırnak’taki madenlerin özelleştirilmesi sürecini konuştuğumuz KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Kamu Maden Emekçileri Sendikasının (ESM) Şırnak İl Temsilcisi Kenan Sakın, son dönemde meydana gelen kazaların birçoğunun Şırnak İl Özel İdaresine ait olan ve özelleştirilen 2505 No’lu sahada meydana geldiğini anlatıyor. 2001 yılına kadar maden sahasının Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) ait olduğunu söyleyen Sakın, maden ocaklarının özelleştirilmesi ile sahanın ilk olarak  Şırnak İl Özel İdaresine devredildiğini, devirden sonra yüzde 99 oranında hissenin Valilik bünyesinde kurulan Dicle AŞ adlı şirkete devredildiğini belirtiyor. Dicle AŞ’nin kurulduğu dönemden beri bölgede kömürü taşeron şirketler aracılığıyla çıkarttığını aktaran Sakın, şu anda taşeronların da bölgede kömür çıkarmadığını ve kömürün tamamen kaçak çıkarıldığını söylüyor. Dicle AŞ’nin daha taşeronluğunu daha önce Acar-Geliş  AŞ ortaklığının yaptığını daha sonra ise bunun Global Holdinge devredildiğini dile getiren Sakın, bu şirketlerin aynı zamanda Şırnak’ta termik santral yapmaya çalışan şirketler olduğuna da dikkat çekiyor.

DAHA MADENE İNERKEN ÖLEBİLİRLER

Özelleştirmenin ardından madenlerde tam anlamıyla ilkel çalışma koşullarının hakim olduğunu anlatan Sakın, “Madenlerde her ocakta en fazla 15-20 madenci ve her vardiyada 7-8 madenci çalışıyor. Tüm ocaklar karınca yuvaları gibi birbirleriyle bağlantılı. Son dönemde meydana gelen göçüklerde işçiler göçüklerin meydana geldiği ocaklardan değil komşu ocaklardan çıkarıldı” diyor. Madenlerde galeri ve asansör olmadığını söyleyen Sakın, “İşçiler yerin 150-200 metre altına açılan kuyulara bellerine bağladıkları iplerle iniyor. Sadece madenlere inişlerde bile çok büyük hayati risk var” diyor.

MASKE BARET YOK, HABERLEŞME BORUYLA!

İşçilerin baret, gaz maskesi ve eldiven gibi ekipmanları olmadığını, hiçbir güvenlik önlemi olmadan sigortasız çalıştırıldıklarını anlatan Sakın çok çarpıcı bir bilgi daha veriyor. İşçilerin madendeyken, dışarıyla bağlantı kurabilecekleri telsizlerinin de olmadığını anlatan Sakın, “İşçiler madende yeryüzü ile iletişim kurmak için bir boru kullanıyor. Bu borudan dışarıya seslerini duyurmaya çalışıyorlar” diyor.

Madenlerde işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma’daki ve diğer bölgelerdeki madenlerin çok çok gerisinde olduğuna dikkat çeken Sakın, “Eğer bir an önce bu koşullar düzeltilip, gereken önlemler alınmazsa büyük facialar yaşanabilir” diyor. Patronların daha fazla kâr hırsından dolayı işçilere 50-60 liralık maske ve baretleri almadığını söyleyen Sakın, madenler yeniden çalışacaksa öncelikle bu önlemlerin alınması gerektiğini dile getiriyor.

VALİNİN DERDİ İŞÇİLERİN HAYATI DEĞİL
Valiliğin madenleri kapatma kararını nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Sakın, “Valilik madenleri işçi ölümlerini engellemek için değil, termik santralin yapılmasına karşıtlığı ortadan kaldırmak için kapattı. Vali İpek, santrale karşı çıkan halka, ‘İşiniz gücünüz yok, termik santral sizin için bir iş sahasıdır’ dayatmasında bulunmak istiyor” şeklinde konuştu.

ÖZELLEŞTİRMEDEN ÖNCE SENDİKA VARDI MADENDE

Şırnak’ın eski belediye başkanlarından olan Ramazan Uysal, aynı zamanda madenler özelleştirilmeden önce kömür ocaklarında yetkili olan Maden-İş Sendikasının da Şırnak Şube Başkanlığını yapmış. Bu durum bile özelleştirmenin işçiler açısından ne ifade ettiğini gözler önüne seriyor. Şimdi işçilerin ellerinde eldiven, başlarında baret, yüzlerinde bir maske dahi olmadan, sigortasız olarak indirildiği madenlerde, özelleştirmeden önce sendika vardı. Madenlerdeki duruma ilişkin konuştuğumuz Ramazan Uysal, madencilerin çalışma koşullarının çok ilkel olduğunu ve bunun bir an önce değişmesi gerektiğini söylüyor. “Hemen işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri tam olarak alınmalı” diyen Uysal, “İşçiler ve aileleri ile birlikte yaklaşık 10 bin insan madenlerden geçiniyor” diyor. Madenlerin koşullarının değiştirilmesi yerine kapatılmasını eleştiren Uysal, “Madenler güvenli bir şekilde açılmalı. Ancak kesinlikle mevcut şartlarla çalıştırılmamalı. Bu şekilde yeniden açılırsa yeni kazalara davetiye çıkarılmış  olur” diyor. Ramazan Uysal da sözü Şırnak’ın önemli gündemlerinden biri olan termik santrale getirerek, “Şırnak halkı yapılmak istenen termik santrallere karşı. Halkı işsiz bırakarak santralin kurulması için halktan destek almaya çalışıyorlar” diyor.

EMEKLİ MADEN İŞÇİSİ: MADENLER KAMUDAYKEN KOŞULLAR İYİYDİ
Madenlerin henüz özelleştirilmediği, madenleri satın alanların işini bitirip bıraktığı ve daha sonra başkalarının içeride kalan kömürü işlemek için ocakları kaçak çalıştırmaya başlamadığı günlerde o ocaklarda çalışan ve Türkiye Kömür İşletmelerinden emekli olan Sekvan Aytu’nun anlattıkları da özelleştirmenin işçiler için ne büyük bela olduğunu gözler önüne seriyor. Daha önce özel sektörün elinde bulunan Şırnak maden ocaklarının 1979 yılında kamulaştırıldığını ve Türkiye Kömür İşletmelerine devredildiğini anlatan Aytu’ya o günlerde işçilerin durumunun nasıl olduğunu soruyoruz. “Kömür madenleri kamunun elinde olduğu dönemde her türlü güvenlik önlemleri alınırdı. O zamanlar da iş kazaları olurdu. Yılda 1 işçinin yaşamını yitirdiği olurdu ama kazalar çok nadirdi” yanıtını veriyor Sevkan Aytu.
Şırnak’taki madenlerde çıkarılan kömürün 1985-90 yılları arasında 29 ilin kömür ihtiyacını karşıladığını söyleyen Aytu, “90’lardan sonra devlet güvenlik bahanesiyle kömür üretimini azalttı. 2002’den itibaren de özel sektör bölgede kömür çıkarmaya başladı” diyor.

İŞÇİLERİN YAŞAMI HİÇE SAYILDI

İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şube Başkanı Avukat Emirhan Uysal aynı zamanda Şırnak’ta kurulmak istenen termik santrale karşı mücadele eden Şırnak Çevre Platformunun da üyesi. Madenlere ilişkin yaptığımız sohbette ilginç bilgiler veren Uysal, ölümlü kazaların ardından madenleri kapatan Şırnak Valisinin amacının bu vesileyle termik santrale karşı çıkan halkı, yeni bir iş sahası olduğuna ikna ederek termik santral kurulmasına ikna etmek olduğunu söylüyor. Uysal da madenlerdeki çalışma koşullarının işçilerin yaşamını hiçe saydığını vurguluyor.

MADENLERDE KOŞULLAR DÜZELTİLİP KOOPERATİFE DEVREDİLSİN

Kömür ocaklarının şehrin önemli bir gelir kaynağı olduğunun göz ardı edilemeyeceğini ancak kömür ocaklarının çevreye verdiği zararın da farkında olduklarını belirterek söze başlayan Uysal, “Şırnak’ta  birçok kişi zorunlu göçten dolayı geldiği kentte çiftçilik ya da hayvancılık yapamadı. Şırnak halkı maden ocaklarında çalışmaya zorlandı” diyor. Maden ocağı sahiplerinin işçi sağlığı ve güvenliği yönetmenliklerini uygulamadığını, hiçbir önlem almadan işçileri çalıştırdığını dile getiren Uysal da konuştuğumuz birçok kişi gibi, kapatılan madenlerin yeniden üretime geçmesi için gereken önlemleri sıralıyor. Bir de kooperatifleşme önerisi yapan Uysal, “Maden ocakları kooperatifleşerek madenciler ve ocak sahipleri tarafından işletilebilir. İşçilerin sağlığı ve güvenliği için gereken tüm önlemler alınmalı ve sigortaları yatırılmalı, maaşları düzenli olarak ödenmeli” diyor.

VALİ HALKI SANTRALE İKNA ETMEK İSTİYOR

Valiliğin madenleri kapatmasıyla ilgili bir iddiayı da gündeme getiren Uysal, “Vali, Çevre Platformu olarak kendisiyle yaptığımız bir toplantıda bize, ‘Siz halkın yüzde 80-90’ını termik santrallerin zararlı olduğuna ikna etmişsiniz. Eğer halkın yüzde 60’ı termik santrali isterse bu santrali kuracağız’ dedi. Valinin kömür ocaklarını kapatmasının bir sebebi de Şırnak halkını termik santrale ikna etmek” şeklinde konuştu.

TERMİK SANTRAL TARTIŞMASI HERKESİN DİLİNDE
Valinin maden ocaklarını kapatmasının en önemli nedeninin Şırnaklıları termik santrale mecbur etmek olduğu’ fikri Şırnak’ta çok yaygın. Sohbet ettiğimiz Şırnaklılardan, Şahin Barkın da aynı şeyi söylüyor. “Maden kapanırsa işsiz kalacak olan madenciler başka şehirlere  göç etmek zorunda kalır. Madenler güvenlik önlemleri alınarak yeniden açılsın” diyen Barkın “Vali madenleri kapatarak işçi ölümlerini engellemek istemiyor. Asıl amacı Şırnaklıları termik santrale mecbur bırakmaktır” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Pervin Buldan mitingde baygınlık geçirdi

SONRAKİ HABER

Grev, kazanana kadar sürecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...