İHD hasta mahpuslar için başlattığı yürüyüşte Sincan'a ulaştı

İHD İstanbul Şubesi tarafından hasta mahpusların serbest bırakılması için Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi önünden Ankara'ya başlatılan yürüyüşün son durağı olan Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi'ne ulaşıldı. İHD üyeleri ve tutuklu yakınları, cezaevi mevzuatının uluslararası insan haklarına uygun hale getirilmesi ve tecrit uygulamasını kaldırılmasını talep ederek, hasta mahpuslar özgür olana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin hasta mahpusların serbest bırakılması için Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi'nden Ankara'ya başlattığı yürüyüş kapsamında Metris, Ümraniye, Gebze, Kandıra ve Bolu cezaevleri önünde yaptıkları açıklamalar sonrası İHD üyeleri ve hasta mahpus yakınları, yürüyüş güzergahının son durağı olan Sincan F Tipi Cezaevi'ne ulaştı. Cezaevi lojmanları önünde İHD Ankara Şube üyeleri, çeşitli STK temsilcileri ve hasta mahpus yakınlarıyla buluşan grup lojmanlarından, cezaevi ana girişi önüne kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte, "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın" ve ağır hasta tutsakların listesinin yazılı olduğu pankartlar açılarken, hasta mahpusların fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşındı. Yürüyüş sırasında sık sık, "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın", "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır", "TMŞ, ATK elini tutsaklardan çek" sloganları atıldı.

'HER YIL 5 HASTA TUTSAĞIN TABUTU CEZAEVLERİNDEN ÇIKIYOR'

Yürüyüş sonrası cezaevi önünde grup adına açıklama yapan İHD Ankara Şube üyesi Fatma Güneş, 27 Haziran'da Meclis önünde kitlesel bir eylem gerçekleştireceklerini ve Adalet Bakanlığı'na İHD Cezaevi Komisyonu'nun hazırladığı bir rapor sunacaklarını belirtti. Bakanlığa sunulacak raporda 232'i ağır durumda 631 hasta mahpusun var olduğunu ve Türkiye'deki cezaevlerinden her hafta 5 tabutun çıktığını kaydeden Güneş, "Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılında hapishanelerde 14 kişi rapor beklerken ölmüştür. Rapor için başvuruda bulunan 460 başvurudan 417'sine ret verilmiştir. Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, 2010 yılında 252, 2011 yılında 268, 2012 yılında 260 mahpus hapishanelerde yaşamını yitirdi" dedi.

Güneş, mahpusları insan saymayan zihniyetin yasal düzenlemeler ve uygulamalardaki keyfi ve etik olmayan yaklaşımların, bürokratik engellerin özellikle hasta mahpuslar için insani olmayan bir tabloyu ortaya çıkardığını ve mahpuslar  bir veda hakkına bile sahip olamadan yaşamlarını yitirmesine sebep olduğunu ifade etti.

'5275 SAYILI CEZA İNFAZ KANUNU DEĞİŞTİRİLMELİ'

Türkiye'deki cezaevi mevzuatının uluslararası insan haklarına uygun hale getirilmesini ve tecridin kaldırılmasını talep ettiklerini kaydeden Güneş, şunları belirtti:

"Cezaevlerinde insani yaşam şartları oluşturulmalı, mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanmalı, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmeli ve hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemler alınarak, ağır hastalığı olanlar derhal serbest bırakılmalı. Özel olarak hasta mahpuslar sorunuyla ilgili olarak İHD, TİHV ve TTB gibi kuruluşların denetimine açık hale getirilmeli, 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu'nun cezanın infazının hastalık nedeniyle ertelenmesine ilişkin 16. maddesinin ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum mahpuslarla ilgili 25. maddenin ağır hasta mahpusların serbest bırakılmasını engelleyen hükümlerinin değiştirilmesi ve cezaevinde bulunan tüm ağır hasta mahpusların derhal serbest bırakılmalı."

Yarın saat 18.00'de tutsak aileleri ve İHD üyeleriyle birlikte Yüksel Caddesi'nde oturma eylemi gerçekleştireceklerini belirten Güneş, hasta tutsaklar özgürlüklerine kavuşana kadar mücadele edeceklerini ifade ederek, vicdan ya da lütuf istemediklerini, yaşam hakkı istediklerini belirtti. (DİHA)