12 Haziran 2014 11:15

IŞİD’in 1500 militanı Musul’u nasıl aldı?

Evet yanlış okumadınız. IŞİD Musul’a sadece 1500 militanı ile saldırdı. Hemen baştan belirtelim Türkiye ve Arap basınında yer aldığı üzere Bağdat yönetimi askerlerini çekmedi.

IŞİD’in 1500 militanı Musul’u nasıl aldı?
Paylaş

Ali KARATAŞ

Evet yanlış okumadınız. IŞİD Musul’a sadece 1500 militanı ile saldırdı. Hemen baştan belirtelim Türkiye ve Arap basınında yer aldığı üzere Bağdat yönetimi askerlerini çekmedi. Saldırdığı anda Musul’da Irak merkezi hükümetine bağlı yaklaşık 50 bin asker ve polis mevcuttu. Saldırıdan önce askerlerden ve polislerden önce subaylar kaçtı. Kalanlar da gelen emirleri uygulamayı reddederek tankları, helikopterleri ve tüm ağır silahları bırakarak görev yerlerini terk ettiler. Örgüt merkez bankasındaki 430 milyon dolara el koydu. Burada sorulması gereken soru neden ordu birlikleri ve polis gücü savaşmadı ve Irak’ın ikinci büyük şehri 1500 militana terk edildi?

IRAK ORDUSUNDA TARİHİ ÇÖKÜŞ

Yaşanan durum “Irak ordusunda tarihi çöküş” olarak nitelendiriliyor. Irak ordusu ABD işgalinden sonra 2003 yılında dağıtıldı. Ve 2004’te alelacele yeni bir ordu kurulmaya çalışıldı. Hemen hemen konuyla ilgili konuşan bütün uzmanlar kurulan bu ordunun motivasyondan yoksun, eğitimsiz, donanım ve mezhepsel ağırlığı olan bir ordu olduğu fikrinde birleşiyor. Halihazırda ordunun büyük çoğunluğu Şiilerden oluşmuş durumda. Ordunun bu halde olmasının en büyük sebebi ise ABD işgalinden sonra Irak siyasi arenasının mezheplere ve milliyetlere göre şekillenmesi. Son parlamento seçimlerinde yaklaşık 133 siyasi hareket ve partiden 9 binin üzerinde aday çıkması yaşanan bölünmenin bir özeti. Ülke üzerinde nüfuz kazanmak isteyen bölgeleri de başta Suudi Arabistan ve Türkiye olmak üzere mezhepsel ayrılıkları körükleyen bir hatta ilerledi. IŞİD’in kent olarak ilk yerleştiği yer Anbar eyaletinin Ramadi kenti. Daha birkaç ay önce örgüt burada militanlarını eğittiği bir okul açmış ve ellerinde silahlarla öğrenciler şehir merkezinde yürüyüş yaparak gövde gösterisi yapmıştı. Anbar’ın Sünni aşiretlerine Suudilerin yaptığı silah ve para yardımları Arap  basınında sık sık yer alan haberler arasındaydı. Aslında ortaya çıkan durum tam da “ekilenin biçilmesi” vaziyeti. Şii lider Mukteda al Sadr,  örgütten Hıristiyanları ve kutsal yerleri korumak için milis gücü kuracağını ilan etti. Bu adım Irak’ta Şii-Sünni yarılmasını başka bir noktaya da taşıyabilir.

IŞİD; KAFA KESEN ÖRGÜT

Her ne kadar IŞİD’in kuruluşu ABD işgaline kadar dayansa da, örgüt adını Suriye krizinde duyurdu. Liderliğini Ebubekir el Bağdadi’nin yaptığı örgütün adı, aslında amacını özetleyen bir özelliğine sahip. Örgütün adındaki Şam kelimesi, Bilâdü'ş-Şâm’a karşılık olarak  kullanılmakta.Bilâdü'ş-Şâm Lübnan, Ürdün ve Suriye’yi de kapsayan geniş bir coğrafyanın adıdır. Bu yönüyle örgüt Ortadoğu’da sınırların şekillenmesinde önemli bir yeri olan ve İngiltere ile Fransa arasında gizlice imzalanan Sykes-Picot anlaşmasını tanımadığını da ilan etmiş oluyor. Örgüt Suriye’nin doğusunda bulunan Rakka bölgesinde siyasi boşluktan yararlanarak emirlik ilan etmişti. İslam ordusu ve el Nusra Cephesi gibi diğer İslamcı gruplarla nüfuzunu arttırmak için girdiği çatışmalar nedeniyle Suriye’de hakim olduğu alanları hedeflediği şekilde genişletemedi ve yeniden siyasi kaosun yaşandığı Irak’a ağırlığını verdi. Şu anda örgüt, Felluce, Anbar, Tikrit’in bulunduğu Sünni üçgeninde güç kazanmış durumda. IŞİD, Suriye krizinde sık sık kestiği kafalar ve yaptığı idamlarla gündeme geldi. Musul’u ele geçirdikten sonra örgütün yine yaptığı ilk iş 15 Irak ordusu mensubunu vahşice katletmek oldu. Subaysız kalan Irak ordusu mensubu askerlerinin savaşmamalarının bir sebebinin de örgütün idamları olduğu yönünde yorumlar da mevcut. Örgütün diğer bir özelliği dünyanın dört bir tarafından cihatçı toplaması. El Kaide’den farklı olarak güçlendiği yerlerde  kendi İslam anlayışı ile yönetilen bir emirlik kuruyor.

TÜRKİYE; MODEL ÜLKEDEN MAĞDUR ÜLKEYE!

Uyguladığı Suriye ve Irak politikası sık sık eleştirilerin konusu olan Türkiye, aralarında Musul konsolosunun da bulunduğu 109 rehine ile krizin en büyük mağduru konumunda.Hükümet, Suriye krizinde uyguladığı  “açık sınır politikası” ile bu örgüte muazzam bir lojistik destek sunarak bu kadar güçlenmesinde önemli bir rol aldı. Esad rejimini devirmek, Kürtlerin bir statü sahibi olmasını engellemek için güçlendirdiği IŞİD birçok uzmanın uyardığı gibi şu an kendisini tehdit eder bir konuma gelmiş durumda. Daha bir iki yıl öncesine kadar Türkiye önce “model ülke” olarak anılırken gelinen aşamayı “mağdur ülke” olarak tanımlamak yanlış olmaz.

ÖNCEKİ HABER

Kerkük Valisi: IŞİD\'le savaşan YPG\'ye karşı hata ettik

SONRAKİ HABER

Derin strateji dipsiz bir çukur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa