05 Haziran 2014 06:00

Adım adım çevre katliamı

Türkiye, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü Türkiye kentleri ve yaşam alanlarını talan eden kentsel dönüşüm projeleri, enerji ihtiyacı gerekçesiyle doğal alanları tahrip eden HES, nükleer santral projeleriyle karşılıyor.

Adım adım çevre katliamı
Paylaş

Evrim KEPENEK

Türkiye, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü Türkiye kentleri ve yaşam alanlarını talan eden kentsel dönüşüm projeleri, enerji ihtiyacı gerekçesiyle doğal alanları tahrip eden HES, nükleer santral projeleriyle karşılıyor. Politik Ekoloji Çalışma Grubu’nun hazırladığı Türkiye’nin ilk ve tek “Çevre Direnişi Atlası” ise ekolojik yıkımın ne boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Haritada Türkiye’de yerel toplulukların doğal kaynaklara erişimini kısıtlayan, bu kaynakları tahrip eden veya kirleten, insan sağlığı ve toplumsal yaşam açısından risk taşıyan doğal kaynak kullanımı tasarı ve uygulamaları sonucunda ortaya çıkan 59 çevre ihtilafı olduğu tespiti bulunuyor.
Rapora göre “Sessiz katil” olarak tanımlanan 22 kömürlü termik santralin bulunduğu Türkiye’de, 80 termik santralin yapımı daha planlanıyor. DSİ Hidroelektrik Enerji Dairesi Başkanlığının verilerine göre ise, Türkiye’de 69 ilde 478 HES var ve 534’ünün yapılması planlanıyor. Planlanan HES’ler gerçekleşirse  71 ilde, bin 12 HES olacak. Bu projelerin tamamının hayata geçirilmesi durumunda, nehirlerin sağlığının, sunduğu hizmetlerin ve biyolojik çeşitliliğinin ülke genelinde önemli ölçüde hasara uğraması da kaçınılmaz.

KARADENİZ HES ÇÖPLÜĞÜNE DÖNÜŞEBİLİR!

HES’lerin toplam kurulu güçleri incelendiğinde durum daha da düşündürücü bir hal alıyor. Çünkü, işletme ve inşaat halindeki toplam HES sayısı 478. İnşaatına henüz başlanmayan bin 12 adet HES’in toplam kurulu gücü ise sadece 20.000 MW olacak. Orman ve Su İşleri Bakanlığının verilerine göre, Karadeniz Bölgesi’nde işletmede 95, inşa aşamasında ise 58 Hidroelektrik Santrali var. Bir HES’in kullanım süresinin 25 ila 45 yıl arasında olduğu düşünüldüğünde, kullanım süreleri bittiğinde bir HES’den geriye sadece kullanılmaz halde bir inşaat atığı ve yok ettiği doğa parçası kalacak. Karadeniz’deki HES sayısı düşünüldüğünde, Karadeniz’in en az 25 yıl sonra bir HES çöplüğüne dönüşeceğini söylemek mümkün.

KARADENİZ’DE HES KÜRT İLLERİNDE TERMİK TEHDİDİ

Türkiye’de 80’e yakın yeni termik santral yapımı planlanıyor. Bu santrallerin birçoğunun da Kürt illerinde yapılmasının hedeflendiği gelen duyumlar arasında. Yine Çevre Direniş Atlası’na göre, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde faaliyette olan ve yapımı planlanan termik santrallerden kaynaklı 40 çevre ihtilafı bulunuyor. Resmi Gazete’de, 18 Nisan 2014 Cuma günü yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Silopi Termik Santrali için Selçuk ve Çalışkan köylerindeki taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmişti.

KENTSEL DEĞİL RANTSAL DÖNÜŞÜM!

Yaşam hakkı  savunucuları, hükümetin kentsel dönüşüm adı  dönüşüm politikalarına karşı da mücadele ediyor. Dönüşüm kapsamına alınan mahallelerde önce müteahhitler yurttaşları evlerini satmaları konusunda ikna etmeye çalışırken, başarılı olamazlarsa, belediyenin, “Binanız afet kapsamında değerinden çok düşük fiyata gider, satın” zorlaması ile de karşı karşıya kalıyorlar. Sermaye ve Hükümet iş birliği İstanbul’da 3 mega projede kendisini net bir biçimde gösterdi. Dünyanın en büyük havaalanı olarak anlatılan 3. havalimanı  ve Kanal İstanbul projeleri nedeniyle  binlerce ağaç kesilecek. Doğal yaşam yok olacak.

FAY HATTI ÜZERİNDE NÜKLEER SANTRAL!

Sinop’ta yapımı planlanan nükleer santral için ise Kanada ile flört eden Türkiye, Mersin’de Rusya ile nükleer santral yapımı için anlaşmak üzere. Ayrıca Hükümetin gündeminde İğneada’da planlanan nükleer santral projesi de bulunuyor. Mersin’de Akkuyu mevkiinde, yapılmak istenen konusunda uzmanlar fay hattı üzerinde olacağı konusunda uyarıyor. Ancak hükümet geri adım atmıyor. (İstanbul/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Onların canı ancak reklamlar azalırsa yanar

SONRAKİ HABER

Damlaya damlaya çöl olur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...