03 Haziran 2014 06:00

Bu sendikal anlayışla bir yere varılamaz

Biz Topkapı Tekstüre Çorap fabrikasında çalışan TEKSİF Sendikasına üye işçileriz. 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesi döneminden bugüne sendikaya ve sendikacılara karşı büyük bir tepki var fabrikada. Sendikamızın o dönemde grev kararı aldığını, işbaşı yapmadan 10 dakika önce öğrenmiştik.

Bu sendikal anlayışla  bir yere varılamaz
Paylaş

Tekstüre Çorap İşçileri
İstanbul

Biz Topkapı Tekstüre Çorap fabrikasında çalışan TEKSİF Sendikasına üye işçileriz. 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesi döneminden bugüne sendikaya ve sendikacılara karşı büyük bir tepki var fabrikada. Sendikamızın o dönemde grev kararı aldığını, işbaşı yapmadan 10 dakika önce öğrenmiştik. Nasıl bir sendikacılık anlayışı ile karşı karşıya olduğumuzu varın siz düşünün. Fabrikamızda çalışan işçi arkadaşlarımızın neredeyse çoğu sendika şube binamızın yerini hiç bilmiyor.Toplusözleşme döneminde işçileri bu görüşmelerden uzak tutan sendikacılar, grev zamanında bizim fabrikada beklememizi bile istemediler. O dönemde patronumuz ‘bu sendikacılar sizi satacak’ diyerek bize baskı yaparak çalıştırmak istemişti. Söyledikleri olmadı desek yalan olur. Toplusözleşmeden kimse memnun kalmadı. “Biz bunun için mi greve çıktık?​” tartışması hiç bitmedi. Gelinen aşamada sendikadan istifalar başladı. Patronun ‘100 lira fazla para vereceğim’ sözüyle bu güne kadar 7 arkadaşımız istifa etti. TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat, “4 ikramiye aldık” sözüyle övünürken toplusözleşmeden faydalanan binlerce işçinin 1 yıl boyunca hiç zam almadığından bahsetmiyor. Bizim fabrikadaki işçilerin sadece yarısı 4 ikramiye aldı. Sendikacıya sorduğumuzda “Bu sizin zammınız işte” yanıtını aldık.
Soma’da yaşanan madenci faciasıyla gündeme gelen sarı sendika tartışmalarına biz de kendi tarafımızdan cevap vermek istedik. Sizce bizim sendikamızın rengi nedir?
TEKSİF, Türk-İş konfederasyonunun açıkladığı açlık yoksulluk sınırının rakamlarını İnternet sitesinden yayınlamış. Açlık sınırı 1150 TL, yoksulluk sınırı 3 bin 100 TL olarak belirlenmiş. Bizim aldığımız ücret 1200 TL. Bu demek oluyor ki sendika üyesi işçiler bile açlık sınırında yaşıyor. Tekstil piyasasında çalışan işçiler ortalama bizim aldığımız ücretlere çalışıyor. Sendikalı işçiyle sendikasız işçi arasında hiçbir ücret farkı yok anlayacağınız. Türk-İş utanmadan bu rakamları açıklıyor. Kendine üye işçilerin açlık sınırında yaşadığını söylüyor. Tüm bu olan bitenler işçileri sendikalardan uzaklaştırıyor. Böyle devam ettiği sürece yeni istifalar da devam edecektir. Fabrikadaki işçi arkadaşlar sendikaya boşa aidat verdiklerini düşünüyorlar. Bu sendikal anlayışla hiçbir yere varılamayacağı açıktır. 
Sendikacıların aldığı ücretler düzenlenmeli, sendikacılar en yüksek işçi ücretini almalı. Sendikacılarla işçiler arasındaki bağ güçlenmelidir. İşyeri temsilcileri sandık kurularak demokratik yolla seçilmeli, atama sendikacılığına son verilmelidir. İşçiler sendikaları kendi evleri gibi görmeli her türlü sorununun çözüm merkezi olarak sendikanın kapısını çalmalıdır. Sendikalardan istifa etmek çözüm değil bir tepki olabilir. Biz sendikalarda kalıp sendikaların yeniden işçilere kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Sendikalar kimsenin babasının malı değildir, sendika da sendikacıların değil işçilerindir. Bunun için mücadele etmekten başka yolumuz yoktur. 

ÖNCEKİ HABER

Taşeron çalışma yasaklanmalıdır

SONRAKİ HABER

Ağaç keserek plansız yol yapımı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...