31 Mayıs 2014 06:00

Gezi daha başlangıçtı mücadeleye devam!

Türkiye tarihinin en büyük halk direnişinin birinci yılı geride kaldı. Başbakan Erdoğan’ın ‘destan yazdılar’ dediği polis şiddeti çok sayıda gencin canına mal oldu. En az 8 bin kişi yaralandı. Devlet şiddeti toplumsal tepkiyi sona erdiremedi. Gezi Hevsel’den İstanbul’a, Soma’dan Lice’ye kadar her yerde sürüyor.

Gezi daha başlangıçtı mücadeleye devam!
Paylaş

Başbakan Erdoğan’ın “Ne yaparsanız yapın Gezi Parkı’nı yıkacağız” demesinin üzerinden bir yıl geçti. 3. köprünün açılışında söylemişti bu sözleri Erdoğan. Gençlerin ve Taksim Dayanışmasının “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser” diyerek Gezi Parkı’nda tuttukları nöbetin ikinci günüydü. Bir yıl geçti. Gezi Parkı’ndan tek bir ağacın bile gölgesini satamadı, gövdesini kesemedi hükümet.

HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ

Polisin dört gün boyunca sürdürdüğü yoğun şiddet uzun zamandır hükümet baskısına karşı birikmiş öfkenin tüm Türkiye’de sokağa taşmasına neden oldu. 31 Mayıs sabahı saat 04.00’te çok sayıda TOMA aracı ve çevik kuvvet ile Gezi Parkı’na giren polisin saldırısı, aynı akşam on binlerce İstanbullunun Taksim’e akmasına neden oldu. Bütün gece süren çatışmaların ardından polis Taksim’den çekilerek meydanı ve Gezi Parkı’nı halka bırakmak zorunda kaldı.

Şiddetin yerini dayanışma aldı. Taksim çevresine barikatlar kuruldu. Gezi Parkı hızla kolektif bir yaşam alanına dönüştürüldü. İzmir, Ankara, Antakya, Eskişehir’de on binlerce kişi “Hükümet istifa” sloganlarıyla meydanlara çıktı; baskıya öfke gündüz kent merkezlerini, geceleri mahalleleri, parkları, balkonları ve pencereleri eylem alanına dönüştürdü.
Birkaç günde 80 ilde eylemler yapılmış, milyonlarca emekçi “Hükümet istifa” ve “Her yer Taksim her yer direniş” sloganını atmıştı.

BAŞBAKAN SALDIRDI SOKAKLAR TAŞTI

Başbakan Erdoğan ve hükümet ise sert tavrından geri adım atmadı. Eylemleri anlamak yerine “Çapulcular, marjinaller, vandallar” diyerek saldırmayı tercih eden, öne çıkan sanatçıları ve canlı yayın yapan yabancı basını özellikle hedef alan Başbakan, düşmanlaştırıcı ve kutuplaştırıcı söylemlerine ara vermedi. Ancak Gezi Parkı’na Topçu Kışlası ve AVM yapılması planlarını bir daha ağzına almadı.

EN BÜYÜK HALK DİRENİŞİYDİ

Gezi direnişi, Haziran direnişi gibi isimlerle anılan, bir çok kentin tarihinde görülmemiş kitlesellikte eylemlere sahne olan döneme “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük halk eylemi” olarak not düşüldü. Özellikle genç kadınların öne çıkması ve mahallelerdeki yürüyüşleri tencere ve tavalarıyla liderlik eden kadınların görüntüsü, Gezi’nin aynı zamanda bir “kadın direnişi” olarak da nitelendirilmesine neden oldu.

GENÇLİK GELECEĞİNİ ARIYOR

Haziran direnişi lise ve üniversiteli gençlik kitlesiyle de dikkat çekti. Kimi x kimi y gençliğini dedi onlara, herkes “nasıl oldu da apolitik bilgisayar gençliği direnişin başını çekti” analizlerine girişti. Açık olan ise uzun süredir politik olarak bastırılmış gençliğin kendisine dayatılan geleceksizliğe ‘dur’ demek için ayaklanmış olduğuydu. 

KORKU İMPARATORLUĞUNUN SONU

Gezi direnişi, AKP’nin “ustalık dönemi” diye adlandırdığı ve her türlü muhalefetle uzlaşmadan şiddet ve gözdağı dönemine girdiği sürece de ‘dur’ dedi. On binler “Sık bakalım, sık bakalım” diyerek eylemleri kısa sürede dağıtmasıyla ünlü biber gazının üzerine üzerine yürüdü. TOMA’lar, gaz bombaları, plastik mermiler, kimyasal karıştırılmış sularla süren ve daha ilk günlerden can almaya başlayan polis şiddeti yanıtını saatlerce süren çatışmalar ve bitmek bilmeyen eylemlerle aldı.

DİRENİŞ SÜRÜYOR

Hükümetin 15 Haziran’da Taksim ve Gezi Parkı’nın tamamen boşaltarak bitirdiğini sandığı direniş önce kendine “duran insan” eylemleriyle yeni bir form buldu. Üniversite mezuniyet törenleri yeni eylem alanlarına dönüştü. Park ve mahalle forumlarıyla “Mücadelenin nasıl devam edeceği” tartışmaları yapıldı. Bir çok il, ilçe ve mahallede yeni yerel örgütlenmeler oluşturuldu. Kimileri yerel seçimlere aday çıkardı.
Çevreye duyarlılığın artması, yasak ve sansür politikalarına karşı anında refleks gösterme, lise ve üniversite gençliğinde hareketin yükselmesi ve dayanışma Gezi’nin önemli mirasları olarak varlığını koruyor.
Direnişin önemli sloganlarından biri “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”dı. Haziran 2013 bir başlangıç oldu, emek, barış ve özgürlük mücadelesi Soma’dan Lice’ye kadar sürüyor. 


DİRENİŞİN DİLİ

Direnişin dilini sosyal medya belirledi, sadece bir haftada 91 milyon tweet atıldı. Gençliği politikadan uzaklaştırmanın en önemli aracı popüler kültürün sloganları direnişin diline uydurularak “Gezi’ye özel mizah dili” oluşturuldu. Duvar, yerler ve yazı yazmaya müsait her yer AKP Hükümetine, yasakçı politikalarına ve eylemleri şiddetle bastırma tercihine karşı protestonun alanları haline geldi.

DİRENİŞİN ‘RUHU’

“AKP karşıtlığı” üzerinden şekillenen direniş, liderliğe soyunan milliyetçi, ayrımcı, Kürt düşmanı dili daha ilk günlerden reddetti, dışladı ve hatta sloganlarını mizahlaştırarak bu tutumla alay etti. Öne çıkarılan kardeşlik ve dayanışma oldu. Bu duygu zirvesine 28 Haziran günü Lice’deki askeri kalekol inşaatına karşı eylem yapan halka ateş açılarak 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın öldürülmesiyle ulaştı. Kürt sorununa temkinli yaklaşanların yaşadığı yer olarak düşünülen Kadıköy’de on binlerin Medeni için yürüyüş yapması Gezi’nin kimliği açısından belirleyici oldu. Öte yandan LGBTİ bireylerin Gezi’ye katılımı da bu konudaki ayrımcılığın kırılmasında önemli bir adım atılmasını sağladı. 

DİRENİŞİN MEDYASI

Türkiye tarihinin en büyük halk direnişinden Türkiye medyası da payını aldı. 31 Mayıs gecesi “penguen belgeseli” yayınlamayı tercih eden CNN’den, hükümet yandaşı NTV’ye, Başbakan Erdoğan’ı canlı yayın konuğu yapan Habertürk TV’ye kadar bir çok medya kuruyuşu direnişi görmediği ya da çarpıttığı için protesto edildi.
Hayat TV direniş boyunca kesintisiz canlı yayın yaptı. Halk TV, Ulusal Kanal gibi kanallar da direnişin medyası olarak kabul edilen medya kuruluşları arasındaydı. Öte yandan Hayat TV ekranının lisans bahanesiyle direniş sırasında kapatılması Gezi Parkı’ndaki eylemlerle protesto edildi ve Hayat TV’ye yasak kaldırıldı. Bu arada cep telefonlarıyla canlı yayın yaparak kurulan Çapul TV de bir süre sonra Gezi Parkı’ndan düzenli yayına geçti ve direnişten önemli yayınlar yaptı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

‘Gezi bir duvar yıkıcıydı’

SONRAKİ HABER

Rojava katliamı Kadıköy\'de kınandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...