Gökçek’ten ‘Bütünşehir’ sürgünü
Ankara Büyükşehir Belediyesinde çoğunluğu KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen üyesi 51 kişi, ancak şehirlerarası otobüsle ulaşabilecekleri yerlerde görevlendirildi. Üstelik hiçbir iş tanımı da yapılmadan. Bir kısmı ancak 3 saatlik yolculukla ulaşılabilen görev yerlerinde, çalışanların yemek ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir büfe dahi bulunmuyor. 9 kişinin görevlendirildiği bir işyerine gitmek için günde bir defa kalkan köy servisine binmek gerekiyor. Kamuoyunda ‘bütünşehir yasası’ diye bilinen, 6360 sayılı Yasa’ya dayanarak yapılan sürgüne sendika tepki gösterdi.
Ankara Büyükşehir Belediyesinde çoğunluğu KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen üyesi 51 kişi, ancak şehirlerarası otobüsle ulaşabilecekleri yerlerde görevlendirildi. Üstelik hiçbir iş tanımı da yapılmadan. Bir kısmı ancak 3 saatlik yolculukla ulaşılabilen görev yerlerinde, çalışanların yemek ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir büfe dahi bulunmuyor. 9 kişinin görevlendirildiği bir işyerine gitmek için günde bir defa kalkan köy servisine binmek gerekiyor. Kamuoyunda ‘bütünşehir yasası’ diye bilinen, 6360 sayılı Yasa’ya dayanarak yapılan sürgüne sendika tepki gösterdi.
‘EMEKLİLİĞE ZORLANIYORUZ’
Yerel seçimlerin hemen ardından Ankara Büyükşehir Belediyesinde sürgünler başladı. Sürgün edilenler arasında Tüm Bel-Sen Ankara 1 No’lu Şube yöneticileri ve sendikanın işyeri temsilcileri bulunuyor. Bu nedenle sayısı 51’i bulan sürgünlerin sendikaya dönük olduğu belirtiliyor. Sürgünlerin dayanağı ise büyükşehirlerin görev bölgelerini tüm ile genişleten 6360 sayılı Büyükşehir Yasası. Ankara kent merkezinden kilometrelerce uzaktaki bölgelerde faal olmayan işyerlerine gönderilen belediye emekçileri, duruma tepkili. Çoğu uzun yıllardır belediyede çalışan 51 kişi “Emekliliğe zorlanıyoruz” diyorlar.
Birçoğu mühendis, teknisyen, tekniker ve memur olarak çalışan 51 kişi, görev ve vasıflarıyla ilgisiz şekilde Fen İşleri Daire Başkanlığı bünyesindeki asfalt işleri şantiyelerine gönderildi. Şehir merkezinden kilometrelerce uzaktaki şantiyeler fiilen işlemez durumda. Ayrıca birisi haricinde hiçbirine belediye otobüsü ile ulaşılamıyor. Ulaşım geliş-gidiş altı saatlik yolculuk süreleri ve günlük 50-60 TL’lik masraf gerektiren şehirlerarası otobüslerle sağlanabiliyor. Hatta 9 kişinin sürüldüğü Şereflikoçhisar’ın 30 kilometre dışındaki Devekovanı’ya günde bir kere geliş gidiş yapan bir köy minibüsü dışında herhangi bir ulaşım vasıtası bulunmuyor. Herhangi bir görev tanımı yapılmadan “geçici görevlendirme” adı altında “tek masa, tek sandalye” işyerlerine gönderilen emekçiler, “Bu fiziki imkansızlıklar içinde istesek de hizmet sunamayız” diyorlar.
GİTMEYECEKLER
Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Ömer Salih Erol yaşanan görevlendirmeler ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Erol açıklamada “Belediye yönetiminin 6360 sayılı Yasa gereği kendisine bağlanan şehir merkezinden uzak bu yerlerde çalıştırmak için oralardaki kapanan belediye ve il özel idare personellerini almayıp bu arkadaşlarımızı görevlendirmesi; arkadaşlarımıza zorla emeklilik dayatmasından başka bir şey değildir” şeklinde konuştu. Üyelerinin, bilgi ve onayları olmadan yapılan bu görevlendirmeleri kabul etmediklerini belirten Erol, “Arkadaşlarımız sürgün yerlerine gitmeyecek. Hukuka uygun görevleri kendilerine tebliğ edilene kadar ana binada mesailerine devam edecekler” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
