21 Nisan 2014 06:00

Sendikaları farklı ama sorunları aynı

İstanbul’un değişik havzalarında, sendikalı oldukları için işten atılan ve direnişte olan işçiler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Punto Deri işçileri ile Karaca Tekstil işçileri, Türk-İş’e bağlı DERİTEKS ve TEKSİF Sendikalarına üye oldu. Kumport Limanı işçileri Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikasına üye oldu. Greif işçileri ise DİSK/Tekstil sendikasının üyesiydiler. Hepsi de daha iyi bir gelecek, daha güvenli çalışma ortamı talepleriyle sendikalı oldular ve işten atıldılar. Aylardır fabrikalarını önünde direnişteler. Şimdi bu taleplerini Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a taşımak, sınıf kardeşleriyle bir araya gelmek için hazırlanıyorlar.

Sendikaları farklı ama sorunları aynı
Paylaş

Vedat YALVAÇ
İSTANBUL

İstanbul’un değişik havzalarında, sendikalı oldukları için işten atılan ve direnişte olan işçiler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Punto Deri işçileri ile Karaca Tekstil işçileri, Türk-İş’e bağlı DERİTEKS ve TEKSİF Sendikalarına üye oldu. Kumport Limanı işçileri Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikasına üye oldu. Greif işçileri ise DİSK/Tekstil sendikasının üyesiydiler. Hepsi de daha iyi bir gelecek, daha güvenli çalışma ortamı talepleriyle sendikalı oldular ve işten atıldılar. Aylardır fabrikalarının önünde direnişteler. Şimdi bu taleplerini Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a taşımak, sınıf kardeşleriyle bir araya gelmek için hazırlanıyorlar. Ama bağlı oldukları konfederasyonlar 1 Mayıs’ı değişik alanlarda kutlama kararı aldı. DİSK Taksim’de, Türk-İş Kadıköy’de kutlama yapacak. Hak-İş ise İstanbul’daki üyelerini Kayseri’ye götüreceğini açıkladı. Direnişteki işçiler ayrı kutlama kararını eleştiriyor. Dayanışma gününde dayanışmaya çağrı yapıyorlar.

TALEPLER DİLE GETİRİLMELİ

Ramazan Aygün 10 yıldır Punto Deri’de çalışıyor. Daha önce sendikal faaliyetten haberdar olmayan Aygün, Türk-İş’e bağlı DERİTEKS’te sendikalaştıktan sonra hem kendisi hem de arkadaşları açısından çok şeyin değiştiğini söylüyor. Aygün, “Bu süre zarfında kimin emek dostu, kimin sermaye dostunu öğrendik. Birçok hakkımızın olduğunu öğrendik. Bizim aramızda Kürt, Türk, Ermeni, Boşnak, Arnavut, Alevi, Sünni var. 2 arkadaşımız var. Bu 2 arkadaş 6 yıl yan yana farklı partileri takım tutar gibi tutmuşlar. Birbirileriyle siyaset konuşmamışlar. Şimdi öyle can canalar ki. Bu durumu görmek bile ayrı bir mutluluk” diyor.

1 Mayıs’ta önemli olanın taleplerin dile getirilmesi, işçilere müjdeler verilmesi olduğunu söyleyen Aygün, “1 Mayıs denilince Taksim akla geliyor. Çünkü özellikle ‘80 öncesi işçiler çok büyük bedeller ödemiş. Çok can yitirilmiş.  Ancak işçilerin gideceği tek kurum var orası da sendika. Kişilerin hatalarını kuruma yıkmadan, bu uğurda verilmiş bedellere de sahip çıkarak sendikalara sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün işçinin işçiden başka dostu yok” diyor.

“Asıl önemli olan işçiye ne faydası olacak bu 1 Mayıs’ın. Biz onu düşünüyoruz”  diyen Aygün, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1200 TL ancak asgari ücretin 850 TL olduğunu hatırlatıyor. Bu sorunlar 1 Mayıs’ta dile gelmediği sürece 1 Mayıs’ın bir anlam ifade etmediğine dikat çeken Aygün, “1 Mayıs’ın bayram olmasının yolu kurumların birleşmesi, ortak hareket etmesi, devleti, hükümeti zorlaması ile olur” diye konuşuyor.

GREİF İŞÇİSİ TAKSİM’DE OLACAK


Toplu İş Sözleşmesindeki talepleri karşılanmadığı için 60 gün boyunca fabrikayı işgal eden DİSK/Tekstil üyesi Greif işçileri 1 Mayıs’ta Taksim’de olacak ancak sendikalarıyla birlikte değil. İşçilerden Orhan Purhan, Türkiye’de işçilerin yaşadığı sıkıntıların ortak olduğunu ifade ediyor.  İşçilerin direniş öncesi etnik, siyasal sebeplerden dolayı bölündüğünü ancak direnişle birlikte bu kalıplaşmış düşüncelerin yerle bir olduğunu söyleyen Purhan, direnişlerle birlikte sınıf dayanışması bilincinin arttığını, işçilerin bir sınıf kimliği edindiğini anlatıyor. Purhan, “Greif işçileri olarak fabrikamızda başlatmış olduğumuz mücadeleyi 1 Mayıs Meydanı olan Taksim’de devam ettireceğiz. Gönül isterdi ki bunu sendikamızla yapalım. Ancak 60 günlük direnişimiz polis tarafından zorla kırıldı. Bunun ardından sendikamız DİSK/Tekstil bize sahip çıkmak yerine bu saldırıyı meşru gösterdi. Onlar taleplerimizin karşılanması için grev kararı almak yerine satış sözleşmesini imzalayarak ortadan kayboldular” diyor. Sendika düşmanı olmadıklarını da belirten Purhan, sonuna kadar kurumlarına sahip çıktıklarını dile getiriyor. Sendikaların işçi sınıfının bir mevzisi olduğunu söyleyen Purhan, “Oralar gerçekte bizim olması gereken yerler. Sermayeye karşı savaşa girmişiz. Sendika arkamızda durup bize cephane sağlayacağına arkamızdan kurşun sıkıyor” diye konuşuyor.

SENDİKALAR BİR ARAYA GELMELİ

Türk-İş’ bağlı TEKSİF Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan Karaca Tekstil işçilerinden Ramazan Turhan, 1 Mayıs’ta Kadıköy’de olacaklarını belirtiyor. Çocuklarını da 1 Mayıs’a götüreceğini söyleyen Turhan, “Onlar da şimdiden her şeyi öğrensinler, geleceğine sahip çıksınlar” diyor. Daha önce 1 Mayıs’a katılmadığını söyleyen Turhan, sendikaya üye olduktan sonra 1 Mayıs’a katılmaya başladığını anlatıyor.  “1 Mayıs’ı eskiden patron sadece memurlar kutluyor diyerek izin vermiyordu. Ancak sendikalaştıktan sonra bunun bizim bayramımız olduğunu öğrendik” diyen Turhan,  İlk 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamış. Taksim’de katıldığı 1 Mayıs’ın çok güzel olduğunu ifade eden Turhan,  “Başka sendikadan işçiler vardı. Simit ayran yiyorlardı. Bize de ikram ettiler” diye o günü anlatıyor. Sendikaların ayrı yerlerde 1 Mayıs kutlamasına tepki gösteren Turhan, “Sendikalar siyasi partiler  gibi olmamalı. Biz işçi kardeşlerimizle aynı yerde çalışıyoruz, aynı sorunları yaşıyoruz, Ancak aynı kahveye gidiyoruz. Sorunlarımız ortak. Devlet dairesinde çalışan, müdürden, işçi de ustadan fırça yiyor” diyen Turhan,  sendikaların 1 kaç ay öncesinde bir araya gelerek 1 Mayıs sorununu tartışması ve  çözmesi gerektiğini düşünüyor.

KUMPORT’UN ÖNÜNDE OLACAKLAR

Samet Sinen’de Kumport’ta 110 gündür direniyor.  Güvencesiz çalışma ortamına karşı Hak-İş’e bağlı Liman-İş’te sendikalaşan ve işten atılan 160 Kumport işçisinden biri. Mafi operatörü olan Sinen, en kötü sendikanın sendikasızlıktan iyi olduğunu söylüyor. 1 ay önce bir arkadaşının saniyelerle ölümden kurtulduğunu, 1 hafta önce bir arkadaşının yaşamını yitirdiğini hatırlatan Sinen, “Yaptığımız iş çok ağır. Örneğin, vinç operatörlüğü çok önemli bir iş. Sendikaya üye olduğu için bir sürü arkadaşımız işten çıkarıldı. Onların yerine yeni yetişen vinççileri koyuyorlar. Bu direk ölüme davetiyedir. Yine bir gece 114 Mafi operatörü sendikalaşma yüzünden  çıkarıldı. Daha sonra taşerona geçirildi. Taşeron firma yeni işçiler aldı. Gelen yeni  arkadaşların eğitimini de benim gibi 5-6 arkadaşla birlikte verdik. Bizim verdiğimiz eğitim sonucunda onay vermeğimiz kişileri bile operatör yaptılar” diyor. Günlerdir direnişte olduklarını, kendi sendikası dışında hiçbir sendikadan dayanışma görmediğini belirten Sinen, Kumport yönetiminin direncini kırmak ve Ambarlı Liman Sağası içerisinde bulunan 4 bin işçiye seslenebilmek için 1 Mayıs’ı Kumport’un önünde kutlama kararı aldıklarını söylüyor. Sinen, sınıf kardeşlerini yapacakları kutlamaya çağırıyor.

ÖNCEKİ HABER

Hendek derin yaralar açar

SONRAKİ HABER

UNO ve Gamak işçisi Hak-İş’e tepkili

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...