21 Nisan 2014 06:00

Kadınlar taleplerinin peşinde

Pendik'te Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin öncülüğünde bir imza kampanyası sürüyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde başlayan kampanya 1 Mayıs’a kadar sürecek. 1 Mayıs’ta da kadınların ortak talepleri alanlarda haykırılacak:

Kadınlar taleplerinin peşinde
Paylaş

Adile DOĞAN
İstanbul  


Pendik'te Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin öncülüğünde bir imza kampanyası sürüyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde başlayan kampanya 1 Mayıs’a kadar devam edecek. 1 Mayıs’ta da kadınların ortak talepleri alanlarda haykırılacak: “Ücretsiz kreş hakkı, çocuk istismarının ve kadına yönelik şiddetin son bulması, kadınların çalışma sürelerinin 8 saate çekilmesi.” 1 Mayıs’ın ardından da imzalar belediyeye ve kaymakamlığa iletilecek. Kadınlar imzaları verdikten sonra da taleplerinin takipçisi olacaklarını söylüyorlar.

İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARI İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET

Kampanya mahallelerin yanı sıra işçi kadınlar tarafından fabrikalarda da sürdürülüyor. İşçi kadınlar en çok uzun çalışma sürelerine ve düşük ücrete tepkili. İnsanca çalışma koşulları ve insanca yaşanacak ücret temel talep.  Doğum ve süt izninin ücretli olması da talepler arasında.

21 yaşındaki Gülsüm Demir Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde vardiyalı çalışan bir fabrikanın 4 yıllık işçisi. Çalışma saatlerim çok uzun ve şartlar oldukça ağırmış. Şöyle anlatıyor: “Daha gün ağarmadan herkes sıcak yatağındayken gittiğim iş yerinden, gece geç saatlerde evime dönüyorum. Hayatım fabrika ile yollarda geçiyor. Hiçbir sosyal aktivitem yok. Zaten bunu gerçekleştirebilecek ekonomik durumum da yok. Çünkü babam çalışamadığı için evin geçimini ben sağlıyorum.” Erkek işçilerle aynı beden gücüne sahip olmadıkları halde aynı işçilerin yaptırıldığını dile getiren Demir, bir gün işe gitmediklerinde ise iki günlük yevmiyelerinin kesildiğini anlattı. 1 Mayıs’ta işçi olarak talepleriyle alanda olmak istediğini ama 1 Mayıs tatil olmasına karşın fabrikada zorunlu fazla mesai yaptırıldığını dile getiren Demir, “İşçiler birlikte hareket etmediği için çalışmak zorunda kalıyoruz. Kadınlar için gece vardiyasının kaldırılması ve asgari ücretin yükseltilmesini talep ediyorum” dedi.

Suzan Çalık 28 yaşında. Evli ve  iki çocuk annesi. Çalık şunları dile getirdi: “Çocuklarım ilköğretime devam ediyor. 15 yaşım hayatımın dönüm noktası oldu. Çocuk yaşımda evlendim ve tekstilde sigortasız çalışmaya başladım. Birçok zorlukla karşılaştım. 18 yaşında ilk çocuğum dünyaya geldi. Çalıştığım iş yerinde doğum izni yoktu. Ben 9 aylık hamile olduğum halde zorunlu olarak çalıştırılıyordum. Doğum yaptıktan bir ay sonra tekrar işe geri döndüm, işsiz kalmamak için.” 8 yıldır Kurtköy sanayiinde bir tekstil atölyesinde çalışıyormuş. Çalışma koşullarını sorduğumuzda, “Hâlâ bir değişiklik yok” diyor ve devam ediyor: “Uzun çalışma süreleri, zorunlu mesailer... İzin almak istediğimizde ustabaşı izin vermiyor. Senelik izinlerimiz iki hafta olmasına rağmen sadece 1 haftayı kullanabiliyoruz. Şikayetçi olduğumuzda işten tazminatsız atılmakla tehdit ediliyoruz.”

‘BEN VE ÇOCUĞUM HAPİS HAYATI YAŞIYORUZ’

Biri engelli üç çocuk annesi D.Ç. başından geçenleri ağlaya ağlaya anlattı: “Benim üç çocuğum var çocuklarımdan biri engelli. Bir süre önce, engelli olan çocuğum istismara uğradı. Kendi başına dışarı çıkabilen, ihtiyaçlarını karşılayabilen bir çocuktu, rehabilitasyon sonucu daha da iyiye gidiyordu. Ta ki başına bunlar gelinceye kadar. Bir gün dışarı çıkmıştı. Eve biraz gecikince merak ettim. Çocuğumu aramaya çıktım. Sokakta çocuğumu perişan bir halde buldum. Ben sinir krizi geçirdim, günlerce kendime gelemedim. Bir de bu istismara uğrayan engelli bir çocuğu düşünün. Doktora gittik rapor aldım şikayetçi oldum bunu yapan yakalandı ancak dört ay yattı ve çıktı. O çıktı hayatına kaldığı yerden devam etti. Ama ben ve çocuğum o günden sonra tamamen hapis hayatı yaşıyoruz. Yaşadığımız bu olaydan sonra artık çocuğumu eskisi gibi dışarı çıkartamıyorum bu yüzden iyice içine kapandı, rahatsızlığı daha da kötüye gitti. Ben yaşadığım bu korkunç durumu en yakınımda ki akrabalarıma bile söyleyemedim. Çünkü çocuğumu bundan sonra olacaklardan koruyamam diye korktum. Hâlâ bile söyleyemiyorum. Bunun hesabını sormaya çalıştım. ama bütün yollar kapalıydı. Tek başıma kaldım. Yasalar, hukuk hep tecavüzcüden yana oldu.” “Ama” diyor D.Ç. “Benim mücadelem bitmedi, bitmeyecek.” Mücadele edebilmek için Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğindeki kadınlarla tanışmış ve imza kampanyasına katılmış. Kampanyanın talepleri arasında kadınlara yönelik her türlü şiddetin, tacizin, tecavüzün ve çocuk istismarının son bulması için yasaların uygulanması ve bu suçları işleyenlere ağır cezaların verilmesinin de yer aldığını hatırlatan D.Ç. “Ben de bu nedenle gittiğim her yerde imza topluyorum özellikle kadınlar ve annelerin daha duyarlı olması için elimden gelene yapmaya çalışıyorum” dedi.

ÜCRETSİZ KREŞ

Nazlı Doğan: 32 yaşındayım. Evliyim ve bir çocuğum var. Eşim asgari ücrete çalışıyor. Ben de Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde asgari ücret karşılığı bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Fazla mesailerle beraber 13 saat çalışıyorum. Çocuğuma bakacak kimse olmadığından özel kreşe vermek zorunda kaldım. Kreş masrafları, evin kirasını benim maaşım karşılamıyor. İki kişi çalışmamıza rağmen ekonomik sıkıntı içindeyiz. Hafta sonunu değerlendirmek adına en yakınımızda ki Pendik’e bile gidemiyoruz. Eğer ücretsiz kreşler olsaydı, kreşe verdiğimiz ücretle daha rahat geçinebilirdik. Arkadaşım bana imzalamam için Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin kadınlar için taleplerini içeren bir imza metni getirdi. Metni okurken ücretsiz kreş talebi dikkatimi çekti. Ben de bu imza kampanyasını işyerime götürdüm. Çalışan diğer kadın arkadaşlarıma imzalattım. Çünkü ücretsiz kreş hepimizin ortak talebi. Çocuklarımızın bakımı için işten ayrılmak zorunda kalıyoruz ya da maaşımızın büyük çoğunluğunu özel kreşlere veriyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

5 fabrikanın işçileri sendikalaşmayı konuştu

SONRAKİ HABER

Hendek derin yaralar açar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...