Ayakta çalışmak mümkün mü?
Uzun süreler boyunca hareketsizce oturmanın kardiyovasküler sorunlar ya da diyabete yatkınlık geliştirmek gibi sorunlara neden olduğuna dair tıbbi veriler her geçen gün artıyor. Ofiste çalışma düzenini ayakta çalışmaya elverişli hale getirmek bu sorunu çözmeye yeter mi bilinmez ama tartışmalar bu yönde.
Uzun süreler boyunca hareketsizce oturmanın kardiyovasküler sorunlar ya da diyabete yatkınlık geliştirmek gibi sorunlara neden olduğuna dair tıbbi veriler her geçen gün artıyor.
Bu sorunlara çözüm arayan bilim insanları, tüm gün oturarak geçirildikten sonra mesai bittiğinde spor salonuna yollanmanın bu sorunu çözmeye yetmeyeceğini belirtiyor.
Ofiste çalışma düzenini ayakta çalışmaya elverişli hale getirmek bu sorunu çözmeye yeter mi bilinmez ama tartışmalar bu yönde.
BBC’nin haberine göre, mimari açıdan ofisleri yeniden tasarlamaktan, harcamaların artmasına, ofislerin çalışma düzenlerini baştan aşağı değiştirmeye kadar karşımıza çıkacak sorunlar var.
Hem oturmaya hem ayakta çalışmaya elverişli ayarlanabilir çalışma masalarının maliyeti ise milyarca lirayı bulabilir.
OTURARAK ÇALIŞMA NASIL BAŞLADI?
Royal College of Art’tan Tasarım Profesörü Jeremy Myerson işyerlerinde oturmanın yeni bir norm olduğunu söylüyor. Myerson, 19. yüzyıldaki Viktoryan dönem memurlarının ayakta çalıştığını ve etrafta daha fazla dolaştığını belirtiyor. Myerson’a göre bin yıllık bir çalışma hayatında meydana gelen garip bir değişiklik sonucunda son 100 yıldır oturuyoruz.
20. yüzyılda iş yaşamında oturmamıza neden olan değişiklik, Taylorizm. Myerson, “İnsanlar otururken onları yönetmek çok daha kolay” diyor.
Ona göre ABD ve Birleşik Krallık’ta işyerinin düzeni yatırımdan ziyade maliyet olarak görülüyor, Danimarka’da ise çalışanlar için ayakta çalışmaya izin veren masalar zorunlu hale gelmiş durumda.
Her ne kadar ayakta çalışmayı bir seçenek olarak sunmak iyi bir fikir olarak görünse de, insanları döner sandalyelerini bırakmaya zorlamanın bazı sonuçları olabilir. Myerson “Birçok insan bir masaya, bir sandalyeye sahip olmayı işlerinin güvencesi ve statü olarak görüyor” diyor. (DIŞ HABERLER)