İşsizlik çift hanede kaldı

Bülent FALAKAOĞLU
İstanbul

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ocak ayı işsizlik verilerini yayınlandı. 2014 yılının ilk işsizlik rakamları belli oldu. Buna göre işsizlik geçen yılın aynı dönemine göre biraz azalmış, geçen aya göre ise artmış gözüküyor. Bu düşüşte ilk defa yapılan hesaplama yönteminin de etkisi var.  

TÜİK, Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’a uyum sağlamak amacıyla, işsizlik anketinde yeralan ‘Son 3 ayda iş aradınız mı?​’ sorusu yerine ‘Son 1 ayda iş aradınız mı?​’ sorusunu yöneltti. Şimdiye kadar son üç ayda içinde iş aramayanlar ‘işsiz sayılmazken’ artık son bir ay içerisinde iş aramayanlar işsiz sayılmayacak. Bu durum işsizlerin sayısının kağıt üzerinde azalmasına yol açıyor. Geçen ay açıklanan verilerde 820 bin olan umutsuzların (İşsiz olduğu halde iş aramayanlar) 598 bin kişiye düşmesinin bu hesap yöntemiyle ilgisi olduğu düşünülüyor.

Yeni hesaplama yöntemi sonuçlarına göre Ocak ayında işsizlik bir önceki aya göre 0,1 oranında artarak yüzde 10,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik böylece tüm çabalara rağmen yine çift hanede kaldı. Tarım dışı işsizlik yüzde 12,3 olarak gerçekleşti.

TÜİK’in verilerine göre geçen aya göre artan işsizlik yıllık bazda 0,5 puanlık azalış gösterdi. Söz konusu azalışla Türkiye genelinde işsiz sayısı 2014 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 49 bin kişi azalarak, 2 milyon 841 bin kişi olarak gerçekleşti.

İNŞAATA DAYALI EKONOMİ

Ocak ayı işsizlik verileri Türkiye ekonomisinin rant, inşaat ve ucuz emeğe dayandığını bir kez daha gösterdi. İstihdamın yüzde 52,2’si hizmetler sektöründe gerçeklirken inşaatta çarpıcı bir durum ortaya çıktı. İstihdamın yaklaşık yüzde 7’sini sağlayan inşat söktöründe istihdam 6 ayda 328 bin kişi arttı.

Temmuz 2013 ila Ocak 2014 dönemleri arasında inşaat istihdamı 1 milyon 672 binden 2 milyona yükselmesi yani 6 ayda neredeyse yüzde 20’lik bir artış sağlaması... İnşaata dayalı bir ekonomi için anlaşılır olsa da gelecekteki (İnşaat sektörü yavaşlayınca) işsizliğin habercisi niteliğinde!

GENÇ İŞSİZLİĞİ ARTTI

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Merkezi inşaat sektöründeki istihdam patlamasını, “Dikkatle takip edilmesi gereken bir duruma işaret etmektedir” şeklinde yorumladı.
İstihdam edilenlerin yüzde 21,4’ü tarım sektöründe gerçekleşirken sanayinin istihdamdaki payı yüzde 19’larda kaldı.
15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı yüzde 19 oldu.

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK % 16.5!

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Ocak 2014 dönem sonuçlarını değerlendirdi.
DİSK-AR, Ocak 2014 döneminde umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar) da dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 10,1 değil, yüzde 16,5, işsiz sayısı da 2 milyon 841 bin değil, 4 milyon 985 bin kişi olarak gerçekleştiğine dikkat çekti.

HESAPLAMA YÖNTEMİ DEĞİŞTİ

TÜİK’e göre işsiz tanımı belirli bir referans dönemi içinde, istihdamda olmayan, iş aramak için, son 3 ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış yani herhangi bir girişimde bulunmuş ve iş bulduğu takdirde 15 gün içinde iş başı yapabilecek durumda olanları kapsıyordu. Yani son 3 ay içinde iş bulmak için herhangi bir girişimde bulunmamış olanlar işsiz tanımı içinde yer almıyordu. TÜİK için referans haftası ise her ayın pazartesi ile başlayan ilk haftası oluyor. Yani ayda 1 hafta referans dönemini oluşturuyordu.
Öte yandan çeşitli nedenlerle bir iş aramayan, ancak 2 hafta içinde iş başı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler, işsiz tanımı içinde yer almıyordu. Bunlar ‘çalışmaya hazır olanlar’ diye bir başka başlıkta yer alıyordu. Bunlar içinde ‘Daha önce iş aradığı halde bulamayan veya kendine uygun bir iş bulabileceğine inanmadığı için iş aramayan ancak iş başı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler’ tanımına uyanlar ‘ümidi kırıkları’ oluşturuyordu. Artık “Son 3 ayda iş aradınız mı?​” sorusu yerine son 1 ay içinde iş aradınız mı? sorusu yöneltiliyor. Ayrıca her hafta anket düzenlenmesine geçiliyor. TÜİK’in söz konusu değişikliklerin geçen yıllara nasıl bir oransal ve rakamsal değişikliğe yol açtığını açıklaması gerekiyor.