13 Nisan 2014 07:38

Daha kaç kez anahtarları verip çıkacağız evlerimizden...

Kesap neredeyse 6 bin yıllık geçmişe sahip bir yer. Suriye’nin denize yakın kasabalarından biri ve aynı zamanda 1915’teki Ermeni soykırımından kurtulanların sığındığı bir vaha... Nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Ermeniler oluşturur, Aleviler ise azınlıkta...

Daha kaç kez anahtarları verip çıkacağız evlerimizden...
Paylaş

Aris NALCI*

Birkaç haftadır Türkiye’nin dışişleri bakanlığının gündemi Suriye ile ilgili oldukça yoğun mesai saatleri geçiriyor sanıyorum.
Ama ben sadece sanıyorum...
Suriye’nin Türkiye sınırına çok yakın bir kasaba olan Kesap’ta yaşananlar Türkiye’nin ve dünya Ermenilerinin gündemine yerleşmiş durumda.
Kesap neredeyse 6 bin yıllık geçmişe sahip bir yer. Suriye’nin denize yakın kasabalarından biri ve aynı zamanda 1915’teki Ermeni soykırımından kurtulanların sığındığı bir vaha... Nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Ermeniler oluşturur, Aleviler ise azınlıkta...
Ermeniler için bu kadar büyük bir öneme sahip olmasının sebebi ise dünya üzerinde 1915’ten sonra köy kültürünün yaşatılabildiği 3 merkezden biri olması. Suriye’de Kesap, Türkiye’de Vakıflı ve Lübnan’da Anjar Kasabaları...
Soykırıma uğrayan Ermeniler mecburi sürgünlerinde diasporada ve Türkiye’de şehirleştiler. Başka seçenekleri yoktu. Kaçışları onları başlarına birşeylerin gelmeyeceğine inandıkları metropoller sürüklemişti. (Her ne kadar metrolpollerde cinayetler sürdü ise de)
İşte bu yüzden köy kültürünü unuttular.
Unutturuldular.
Bu yüzdendir ki Ermeniler arasında köy edebiyatı çok önemlidir.
1907’de Erzincan’daki köyüne dönen Hagop Mıntzuri ve onun gibiler başlıca edebiyat simalarımız arasındadır...
İşte bu yüzden Kesap Ermeniler için bir onur meselesidir...
O yüzdendir ki son ana kadar Kesaplılar orada kalmaya devam ettiler.
Nüfusu 2000 kişi olan Kesap yaz aylarında izci kampları, yaz okulları ile birlikte 30 bine çıkar. Diasporanın merkezi haline gelen bir anavatan gibi adeta...
Kesap’tan 21 kişinin Vakıflı’ya geldiğini öğrendiğimde Fransa’daki Kesaplılara haber verdim. “Dünyada Ermenilerden esirgenen ne varsa Kesap bize o esirgenenlerin verildiği yerdir” dedi karşıdaki bana.
Suriye ile ilgili Dışişleri bakanı Davutoğlu ve MİT arasında geçen ses kayıtlarının sosyal medyaya düşmesiyle birlikte Suriye ile ilgili nasıl bir samimiyetsiz politika yürütüldüğü ortaya çıkmışken şimdi Dışişlerinin Kesap’la ilgili yaptığı açıklamaların samimiyetine inanmak açıkçası çok zor...
Dışişleri “kapıları Ermenilere açtık” mesajını Anadolu Ajansı üzerinden yaydıktan sonra haberin özneleri ile görüşmek için Vakıflı’daydık.
Satenik ve Sırpuhi Titizyan kardeşler işin aslını anlattılar.
Hiç de ajanslara yansıdığı gibi değildi mesele.
“Telefonların hepsini kesmişleri bir gün önce. Sonra sakallı 10 kişi geldi köye. Korktuk. Sonrasında bizleri alacaklarını söylediler. Yemek istedik verdiler. Türkçe konuşan biri geldi yanımıza ve bizi ertesi sabah götüreceğini söyledi.”
Bu Türkçe konuşan kişinin kimliği halen muamma olsa da Türkiye’nin bir şekilde Kesap’ı şgal eden güçlerle Türkiye’nin bağını kanıtlar nitelikte ama Sırpuhi Titizyan’ın tanıklığı ile devam edelim biz yolumuza:
“Bizi aldı uzun yol gittik. Arada bekletti birkaç saat polisler gelip kontrole decek diye. Geldiler kağıtlarımızı aldılar. Sonra Türkiye yoluna saptık. Ne yapıyorsun dedim? ‘Orada dinleneceğiz dedi’. Ama ben Türkiye’ye girince belim kesildi. Çok korktum”
1915’te ataları bu topraklarda katledilmiş ve sonrasında Kesap’a sürülmüş bir aileden gelseniz siz de en az Sırpuhi Titizyan kadar korkarsınız herhalde.
“Bizi Türkiye’ye getirdiler. Parmak izlerimizi aldılar. Kimliklerimizi aldılar. Sonra kimliğimi geri istediğimde, ‘çıkarken alırsın’ dediler ve Vakıflı’ya getirdiler”
Titizyan kardeşler kendilerini kimlerin Türkiye’ye getirdiğini tam bilmiyorlar. Özgür Suriye Ordusu’nun bir parçası olduğunu tahmin ediyorlar sadece, ancak çıkan haberler bu kişilerin IŞİD olduğu yönünde.
Evlere, kiliselere ne olduğuyla ilgili bilgi almaya çalışıyoruz onlardan;
“İlk gün bir şey yoktu. Ama sonra baktım bizim komşunun evine de diğerlerine de girmişler. Kapısı kırılanlar, penceresi kırılanlar var. ‘Ne arıyorsunuz?​’ diye sorunca, ‘silah’ diyorlar.
‘Biz silah kullanmasını bilmeyiz. Silahımız da yok zaten’  dedik inanmadılar. Biz çıkarken bizim eve de gireceklerini biliyordum. Kapıyı arkamdan kilitledim anahtarı da kendisine verdim. O sakallıya... ‘Hayrını gör!’ dedim”
Vakıflı Köyü’ndekiler bir hafta Titizyan kardeşlerle birlikte geçirdikten sonra Suriye’den yeni Kesaplılar geldi. Şu anda sayıları toplam 21. 94 yaşında yatalak bir nine ve tekerlekli sandalyede olanlar da dahil bir haftadır Vakıflı köyü tarafından misafir ediliyor.
Kimisi Lübnan’daki akrabalarına gitmek niyetinde kimisi Ermenistan’a. Ancak çoğunun ellerinde  kağıdı yok. Nüfusu yok. Dolayısıyla belki de hiçbir yere gidemeyecekler...
Olsun Vakıflı sakinleri onlarla yaşamaya şimdiden hazır...
Her gün ikişerli gruplar halinde köydeki iki pansiyona yerleştirilen Kesaplılarla geçiriyorlar günlerini.
21 Mart günü başlayan çatışmaların ardından Suriye’nin Kesap kasabasında yaşayanlar köylerini boşaltmak zorunda kalmıştı. Büyük bir çoğunluğu Lazkiye’ye sığınan Ermenilerin bir kısmı ise Yayladağı sınır kapısından Türkiye’ye Vakıflı Köyü’ne getirildi.
9 kişiden ise halen haber alınamıyor. Kesaplılar şimdi bu 9 kişiyi arıyorlar... Kayıpların isim listesi Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na iletildi. Bakanlık şimdi bu 9 kişiyi arıyor. Haber alınamayan Kesaplıların halen muhalif güçlerin elinde olduğu düşünülüyor.

Haber alınamayan Kesaplılar:
Shami Poladyan
Seta Çilingiryan
Luder Tırtıryan
Corç Kortmosyan
Musa Sahagyan ve kız kardeşi
Minas Çerçigyan
Dikranuhi Kazazyan
Şant Hovhannesian

Bu kişilerin bulunması halinde Vakıflıköy’e getirilmeleri bekleniyor.

Bu arada elinden gelen ve yardım etmek isteyenler için;
Surp Asdavazin Ermeni Kilisesi Vakfı
Ziraat Bankası Hesap No: 33222327-5001
Iban: TR83 0001 0004 4633 2223 2750 01

* Gazeteci




ÖNCEKİ HABER

Festivalde ilk hafta

SONRAKİ HABER

Jimi Hendrix: Yapacak daha iyi şeylerim var, kentin öteki yakasında...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...