Ostim-İvedik'te yakınlarını yitiren aileler için adalet yine yok

OSTİM ve İvedik’te 3 Şubat 2011’de yaşanan patlama sonucu yaşamını yitiren işçilerin aileleri Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 20. duruşmasında da adliye önünde ‘adalet’ taleplerini yineledi. Aileler adına konuşan Nihat Gürer, her gün 5 ila 8 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Buradan mahkeme ve bilir kişi heyetlerine çağrıda bulunuyoruz. Cezasızlık politikalarınız daha çok işçinin yaşamını yitirmesine mal oluyor” dedi.

MERSİN’DEKİ İŞÇİLER ANILDI

OSTİM ve İvedik’te 3 Şubat 2011’de yaşanan patlamalar 17 işçinin yaşamına mal olmuştu. Açılan iki farklı dava geçtiğimiz aylarda birleştirilmişti. 18 kişinin yargılandığı dava öncesi aileler adliye önünde bir araya geldi. “OSTİM ve İvedik’i unutmadık, unutturmayacağız” pankartı açan aileler, “İş kazası değil bu bir cinayet” sloganları attı. Yaşamını yitiren işçilerden Dilek Gürer’in ağabeyi Nihat Gürer, ilk olarak Mersin’de işçilerin bulunduğu servis aracına tren çarpması sonucu yaşamını yitiren işçileri andı. Her gün 5 ila 8 işçinin iş cinayetlerine kurban gittiğini, bu cinayetlerin giderek katliam halini aldığına vurgu yaptı. Yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin adalet mücadelesinde yalnız bırakıldıklarını belirten Gürer, davada 20’inci duruşmaya gelinmesine rağmen adalet demekten vazgeçmediklerini söyledi. Gürer, “Uzun çabalarımız sonucunda 9 kişi daha sanık olarak davaya eklendi, ancak, her fırsatta söylediğimiz gibi eksiksiz,  bütün sorumlular yargılanmalıdır” diye konuştu.

'YARGI SÜRECİ UZADIKÇA, CESARETLENDİRİCİLİK ARTIYOR'

Uzman kişilerden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor talepleri olduğunu hatırlatan Gürer, “Yargı sürecinin uzaması, iş cinayetlerinin devam etmesi, denetim ve önlem görevi olanlar nezdinde ise ‘ihmalde cesaretlendiricilik’ olarak geri dönüyor” dedi. Gürer, 28 Nisan’ın diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de iş cinayetlerinde hayatını kaybedenler için anma ve yas günü ilan edilmesi talebini de yineledi.

'BU HEYET RAPOR HAZIRLAYAMAZ'

Duruşmada ise, hakim mağdur ailelerin avukatlarına talepleri için söz verdi. Avukatlar, bilirkişi heyetinin teknik ve bilgi donanımının yeterli olmadığını belirterek, heyetin değiştirilmesi talebinde bulundu. Yaşanan olayın sıradan bir patlama olmadığını, bu konuda inceleme yapacak olan heyetin, gaz, petrol ve kimyasal alanındaki bilgi ve deneyiminin önemli olduğunu belirten avukatlar, mevcut bilirkişi heyetinin bunu yapamayacağını söylediler. Avukatların talebini alan mahkeme heyeti duruşmayı 21 Mart 2014 saat 10.30’a erteledi.

DURUŞMA 12 HAZİRAN’A ERTELENDİ

Duruşmada ailelerin avukatları, uzmanlarca hazırlanan bir bilirkişi raporu talebinin kabul edilmesinin olumlu ancak, aynı heyetten istenmesini eleştirdi. Sanık avukatları da sanıkların tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti verdiği karar da, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Duruşma İstanbul’dan gelecek rapor dikkate alınarak 12 Haziran 2014 tarihine ertelendi.

‘BİLİRKİŞİ İŞİNİ YAPSIN’

Aileler adına İvedik OSB’de yaşanan patlamada yaşamını yitiren işçi Mükremin Atmaca’nın eşi Azize Atmaca konuştu. İzmir’de 10 kişinin öldüğü römorkör faciasının da bir iş cinayeti olduğuna dikkat çeken Atmaca, “Hayatını kaybeden asker de olsa yaptırılan iştir” dedi. Atmaca, ölümlerin gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçekleştiğinin altını çizdi. “Bütün kaygımız ve mücadelemiz, ekmek mücadelesinin işçinin yaşamına neden olmamasıdır diyen Atmaca, Ostim ve İvedik patlamalarında sorumlulukları olanların tamamının yargılanmasını istedi.

Mahkemenin itirazlarını dikkate alarak yeni bilirkişi raporu istediğini, ancak yeni raporun da  aynı heyetten istenmesinin kaygı yarattığını belirten Atmaca, bilirkişi heyetine seslenerek “Davaların yargıcı ve karar vericisi olmayın. Kimin az kimin çok sorumlu olduğuna siz değil mahkeme karar versin” dedi. Aileler, 3’ü tutuklu 15 sanığın yargılanmasının yetmeyeceğini esas sorumluluğu olanların da açığa çıkarılıp yargılanması taleplerini yineledi. (Ankara/EVRENSEL)