Newroz karar günü olacak
Diyarbakır’daki Newroz çalışmalarını en yakından takip eden isimlerden, Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’la 2014 Newroz’unun anlamını ve Newroz’da verilecek mesajı konuştuk.
Erdal İMREK
Diyarbakır
Abdullah Öcalan’ın yeni bir süreci ilan ettiği mektubunun yüz binlerin doldurduğu Diyarbakır Newroz alanında okunmasının üzerinden 1 yıl geçti. Bugün aynı meydan yine her yaştan yüz binlerce kişiyle dolacak. Son Newroz’u tarihi olarak niteleyen Kürtler, bugün kutlanacak Newroz’u ve orada verilecek mesajları da ‘tarihi’ olarak değerlendiriyor. Öyle ki geçtiğimiz günlerde KCK’nin ‘artık AKP muhatap değildir’ açıklamasının ardından, Kürtler bu Newroz’un artık kendi kaderlerini nasıl çizeceklerine ilişkin bir eşik olacağını düşünüyor. Diyarbakır’daki Newroz çalışmalarını en yakından takip eden isimlerden, Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’la 2014 Newroz’unun anlamını ve Newroz’da verilecek mesajı konuştuk.
Kürtlerin hem barış için büyük çaba sarfettiğini hem de Hükümetin ‘oyalama, kandırma’ tutumuna karşı büyük bir sabır gösterdiğini söyleyen Tuğluk, “Bizim de bir sabrımız var. Kürtler bu Newroz’da Hükümete ‘Artık karar ver’ diyecek. Hükümet adım atmıyor mu; kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz” dedi. Artık AKP’den demokrasi adına beklentiye girilmemesi gerektiğini de söyleyen Tuğluk, “Barış ve demokrasi ancak Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesiyle mümkün olacak” dedi. 2014 Newroz’unun çok kritik bir süreçte kutlanacağını söyleyen Tuğluk, “Bu süreç Türkiye’nin geleceğinin belirleneceği, ‘Kürt sorununda bundan sonra ne olacak’ sorusunun cevaplanacağı bir süreç. Bu Newroz Türkiye ve Kürtler için kader anlarından biri olacak. Bu Newroz devlet için de artık Kürt sorununu nasıl çözeceğine ilişkin bir karar eşiği olacak” dedi.
AKP KÜRTLERİ KANDIRAMAZ OYALAYAMAZ
“1 yılda Kürtler, Kürt siyasi hareketi, Abdullah Öcalan, barış için, birlikte yaşam için çok ciddi adımlar attı” diyen Tuğluk, Hükümetin çözüm süreci boyunca takındığı tutumu eleştirerek, “Barış tek taraflı adımlarla gerçekleşmez. Sadece Kürtlerin adım atmasıyla, sadece Kürtlerden hassasiyet beklenerek bu sorun çözülmez. Aradan geçen bir senede hükümetin bu sürece ciddiyetsiz yaklaştığı ortaya çıktı” dedi. Kürt halkının AKP’nin samimiyetsizliğini gördüğünü dile getiren Tuğluk, “AKP ‘Kürtleri kandırırım, oyalarım’ hesabı yapıyor. Ama bu halk hükümetin bu taktiklerle oyalayabileceği bir halk değil” dedi.
BU SAMİMİYETSİZLİĞİN SONUCU AĞIR OLUR
Hükümetin bir an önce çözüm için adımlar atması gerektiğini söyleyen Tuğluk, “Kürtler nasıl barış için bir çaba içindeyse, hükümet de gereğini yerine getirmeli. Mevcut durum ve hükümetin ortaya koyduğu tutum çatışmaya ve sürecin dağılmasına müsait. Hükümet yeni bir hukuk belirlemeli, samimi bir çaba içine girmeli. Aksi halde bunun sonuçları herkes için kötü olur” dedi.
KÜRTLERİN SABRININ DA BİR SINIRI VAR
Bu Newroz’un Kürtler açısında bir karar süreci olacağını belirten Aysel Tuğluk, “Hükümet seçimle birlikte Kürtleri ikna edecek adımları hemen atmalı. Yoksa Kürtler artık kendi kaderini belirleyecektir. Diyalogsa diyalog, müzakereyse müzakere yok değilse Kürtler kendi yolunu çizecek. Kürtlerin kimliğinin tanındığı, eşit ve özgür bir ülke için birlikte adım atıyorsak atarız, yoksa biz kendimiz gereğini yaparız” dedi. “Kürtler barış için daha ne yapsın” diye soran Tuğluk, PKK’nin silahlı güçlerini sınır dışına çekerek çok önemli bir adım attığını, 1 yıldır barış için muazzam bir irade ortaya koyduğunu ancak hükümetin hiçbir çaba sarfetmediğini söyledi. Tuğluk, “Kürt halkı bunu görüyor, artık halkta ciddi bir rahatsızlık başladı” dedi.
SİLAH SUSUNCA SORUN ÇÖZÜLMÜYOR
“Kürt hareketinin çabasıyla silahlar sustu, yeni acılar yaşanmadı. Ama sadece silahların susmasıyla sorun çözülmüyor” diyen Tuğluk, “Bu halkın talepleri, sorunları var. Bunlar çözülmeden barıştan söz edilemez” dedi.
Bu Newroz’un onurlu bir birlikteliğe vesile olabileceğini söyleyen Tuğluk, “Ama hükümet artık Kürtlerle nasıl devam edeceğine ilişkin net kararını vermeli. KCK’nin yaptığı son açıklamalar, Hükümete ‘adım at, yoksa biz kendi yolumuzu çizeriz’ çağrısıdır. Hükümet bunu iyi okumalı ve bu yılın Newroz’unu, seçimden sonrasını harekete geçmek için iyi değerlendirmeli” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin henüz barış şansını kaçırmadığını ancak çok kritik bir noktada olduğunu dile getiren Tuğluk, “Hükümetin adım atmasını talep ediyoruz ama barışı AKP’de aramıyoruz. Barış Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesinin daha da yükselmesiyle mümkün olacak. Artık kimse AKP’den demokrasi ve özgürlük beklememektedir” dedi.
BU NEWROZ KADER ANI OLACAK
Kürt hareketinin en başından beri müzakere sürecini bir mücadele süreci olarak gördüğünü de söyleyen Tuğluk, “Türkiye mutlaka barışı kazanacak. Bu Newroz barışa giden yolda çok önemli bir eşik olacak. Newroz’da Sayın Öcalan, mektubuyla barışa bir şans daha verecek. Kürt halkı Hükümete bir şans daha tanıyacak. Ama bu olmuyorsa ‘Biz kendi yolumuzu kendimiz çizeriz’ diyecek. Yani bu Newroz herkes için karar anı olacak” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİR YILI
PKK Lideri Abdullah Öcalan geçen yılın tarihi Diyarbakır Newroz’una gönderdiği mektupla başlayan süreç bir yılını doldurdu. Bugün de gözler Öcalan’ın mektubunun okunacağı Diyarbakır Newroz’unda olacak. Çözüm süreci olarak adlandırılan bu bir yıllık süre içinde Kürt hareketi sürecin devamı için gerekli adımları atmaktan geri durmadı. Öcalan’ın çağrısına ilk yanıt 23 Mart’ta KCK çatışmazsızlık kararını açıkladı. KCK çatışmasızlık kararın hemen ardından 8 Mayıs’ta “geri çekilme” kararı aldı. İlk geri çekilme 14 Mayıs’ta başladı. Türkiye sınırlarından çekilen gerillalar Federal Kürdistan Bölgesi’nde bulunan KCK’nin kontrolündeki alanlara geçti. Çözüm sürecinde hükümetin demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda gereken adımları atmaması üzerine 9 Eylül’de KCK 8 Mayıs’ta başlatılan geri çekilmenin durdurulduğunu açıkladı.
KCK 9 Ekim’de Kürt sorununun demokratik çözüm süreci ve başlatılan sürecin devamı için “demokratik çözüm deklarasyonu” açıkladı. Deklarasyonda Kürt kimliği ve kültürünün anayasal güvenceye alınması, demokratik özerkliğin tanınması ve ana dilinde eğitimin kabul edilmesi gibi taleplere vurgu yapıldı. Çözüm sürecinde BDP’den oluşan heyete Hükümetin müdahaleleri yaşanırken, heyet 16 kez İmralı Adası’nda Öcalan’la görüşme yaptı. Öcalan’la yapılan görüşmede, Öcalan’ın heyetlere yaptığı görüşmelerde, çözümün anahtarı niteliğinde olan “Müzakere Çerçeve Yasası” ve çözüm noktasında kolaylaştırıcı olacak 8 komisyon önerisi noktasında yaptığı öneriler karşısında hâlâ somut bir adım atılmadı. (HABER MERKEZİ)