09 Mart 2014 08:50

Alo Fatih! Ayakkabı kutuları, banka genel müdürü, Ali Ağaoğlu ve kentsel dönüşüm

Malumun ilanını yaşıyoruz. Türkiye’de rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük ve kayırmanın olduğu yönünde hep kanaatlerden bahsederdik. Rüşvetin tarafları anlaşamadıklarında birbirlerine mahkemelerde 'rüşvetin belgesi mi olur p…k' diye birbirlerine bağırırlardı.

Alo Fatih! Ayakkabı kutuları, banka genel müdürü, Ali Ağaoğlu ve kentsel dönüşüm
Paylaş

Ziya ÇELİK*

Malumun ilanını yaşıyoruz. Türkiye’de rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük ve kayırmanın olduğu yönünde hep kanaatlerden bahsederdik.
Rüşvetin tarafları anlaşamadıklarında birbirlerine mahkemelerde “rüşvetin belgesi mi olur p…k” diye birbirlerine bağırırlardı.
Teknoloji artık rüşvetin de belgesini ortaya çıkardı. Rüşvetçiler mahkemeye düştüklerinde birbirlerine “al lan işte, rüşvetin belgesi” diyeceklerdir belki de. Mahkemelerin tavrı ise eskisinden farklı olmayacak gibi görünüyor. Çünkü rüşvetçileri dün de serbest bırakıyorlardı bugün de.
Ama yine de varolasın internet, varolasın ses kayıtları. Ülkenin nasıl yönetildiğinin, Adalet Bakanının Başbakanın emir erinden başka bir konumu olmadığının, ayakkabı kutularının nasıl doldurulduğunun delilleri ortalığa saçıldı böylece. Tüm bunları biliyorduk ama internette canlı kanlı görmek de ayrıca iyi oldu.
Geriye dönüp bakıldığında; Alo Fatihleri, kamu görevlisi, siyasetçisi, bakanı, başbakanı, iş adamı, cemaatçisi, tarikatçısı hep bir arada nasıl bir balayı yaşadıkları da görünür oldu.
Örneğin Zaman Gazetesinin 28.11.2007 tarihli nüshasında manşet haber olarak baş sayfadan girilen “Kentsel Dönüşüm Projesi Gecekondu Lobisine Takıldı” haberi vardı. Manşetten verilen bu haberin altında o günlerde gündemde olan Maltepe/Başıbüyük Mahallesi’nin fotoğrafını koymuşlardı.
Bu haber iç sayfada şöyle devam ediyordu; “… TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm projelerinin gecekondulardan beslenen çeteler tarafından engellenmeye çalışıldığını belirtiyor. ‘Esrar ve kadın ticareti gibi kirli işlerle uğraşanlar ile terör grupları, masum insanları kullanarak, gecekondularda dönüşüme engel olmaya çalışıyor’ diyen Bayraktar…”
İnsanın aklına ATV ve Sabah grubunun Çalık Holding tarafından TMSF’den 05.12.2007 tarihinde 5 dakika süren bir ihale sonucu alınması, Çalık Holding’in genel müdürünün (bir ara CEO diyorlardı) Berat Albayrak olması, ihale bedelinin Halkbank ve Vakıfbank’tan karşılanması, kredi derecelendirme kuruluşlarının bu satın alma sonucu Çalık Holding’in kredi notunun düşürmesi geliyor. Ne hikmetse insanın aklına “durup dururken, birden”, “Talabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi” geliyor. Bu projenin Çalık Holding’e senetsiz, sepetsiz, ihalesiz, gizli kapaklı verilmesi geliyor. İnsanın aklına TOKİ’nin Başbakan’a bağlı olduğu ve Başkanının da Erdoğan Bayraktar olduğu geliyor.
Ayazma/Tepeüstü Kentsel Dönüşüm projesi geliyor insanın aklına. Hani Ağaoğlu’nun “hep hayal ederdim; onuncu kattaki evin bahçesi olur mu diye? Yaptım olacak” diye naralar attığı proje. 3 bin 100 konutluk lüks proje. Şimdi sadece bu projedeki konutların metrekaresinin en az 5 bin TL’den başlayan fiyatlarla satıldığı proje. Ayazma ve Tepeüstü’nde yaşayan insanların TOKİ’siyle polisiyle tahliye edildiği geliyor insanın aklına.

AYAKKABI KUTUSUNUN İÇİ NASIL DOLDU?
Bugünden bakınca ayakkabı kutularının nasıl doldurulduğu ne kadar da açık görülüyor. Bugün tapeleri yayınlayanlar da oradaydı. Hem de en cevval halleriyle. Gazetelerinin manşetlerinden kent yoksullarına lanetler yağdırıyorlardı.
ATV ve Sabah grubu Çalık Holding’e aldırılıyor, Halkbank’tan kredi kullandırılıyor, kredinin ödenmesi için de Tarlabaşı projesi veriliyor. Tarlabaşı’nda yaşayanların evleri acele kamulaştırma tehditleriyle metrekaresi 1000 – 2000 TL arasında değişen fiyatlarla satın alınıyor, tehdide boyun eğmeyenlerin taşınmazları da yine aynı rakamlarla kamulaştırılıyor, ardından burada yapılacak projedeki konutlar ise metrekaresi 15 bin TL’den başlayan fiyatlarla satılıyordu.
Ali Ağaoğlu’nun “yaptım olacak” dediği ve üzerinde tepindiği Ayazma ve Tepeüstü Mahallelerinde yaklaşık bin 800 aile TOKİ ve polis marifetiyle Bezirganbahçe’ye, TOKİ’nin sosyal konutlarına tahliye ediliyor, terk ettirildikleri konutlarına TOKİ ve Küçükçekmece Belediyesi aracılığıyla 12 bin TL enkaz bedeli ödeniyor, arsası olanların arsaları ise 250 bin TL civarındaki bir bedelle mahsuplaştırılıyor, boşalan arazi de Ağaoğlu’na yine TOKİ aracılığıyla devrediliyor, arından burada Ağaoğlu tarafından binalar yapılıyor ve sadece burada yaptığı konutların metrekaresini de 5 bin TL’den başlayan fiyatlarla satıyor. Yani Ayazmalı ve Tepeüstü’nde yaşayanlardan evleri 100–250 TL arasında bir bedelle alınıyor ve Ağaoğlu tarafından burada yapılan konutların metrekaresi de 5 bin TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
Ayakkabı kutuları bu ve buna benzer yollarla doldurulmuştur. Bu kutular doldurulurken İstanbul bir çıkmaza sürüklenmiştir. En başta kent yoksulları kent dışına sürülerek TOKİ’nin müşterisi yapılmıştır.
Ayakkabı kutuları dolsun diye yapılan uygulamalar yalnızca orada yaşayanların evlerine el konularak değil aynı zamanda yüksek katlı binaların bulunduğu bölgedeki çevre mahallelerin de yaşamına el atmıştır. Çünkü yüksek yoğunluklu yerleşim bölgelerinin ulaşım ağları da çevresindeki mahallelerde yapılan kamulaştırmalarla oluşturulmaya başlanmıştır. Örneğin Ataşehir’de yapılan yüksek katlı binalar nedeniyle ulaşım ağlarının Ataşehir’in çevre mahallelerinden geçirilmesi gerekmiş, çevre mahallelerde yapılan imar planlarında o mahallenin ihtiyacının çok üzerinde yollar yapılmaya başlanmış, yol üzerinde kalan konutlar da kamulaştırılmaya başlanmıştır. Böylece tam bir fasit çember oluşturulmuş, Ağaoğlunun yaptığı binalar için hem kamu hem de çevre mahallelerde yaşayanlar sürekli bedel ödemek zorunda bırakılmıştır.
“Durup dururken” insanın aklına Ağaoğlu gibilerine inşaat yaptırılırken ve binaların ayakta tutulması için halkın her gün ödediği bedeller geliyor. Bir de ne hikmetse internette yayınlanan tape kayıtlarında patronların kendi aralarında konuşurken söyledikleri “milletin a…. koyacağız” sözleri geliyor.
* Avukat

ÖNCEKİ HABER

Yedikleri sadece para olsa... Ömrümüzü yiyorlar!...

SONRAKİ HABER

Rejim ak mı kara mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...