24 Ocak 2014 14:41

Ukrayna'da yangın söndürülemedi

Ukrayna'da son iki aydır devam eden protesto gösterilerini sona erdirmenin yollarını görüşen Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç ve muhalefet liderleri bir sonuç alamadı. Peki Kiev'i savaş alanına çeviren gösteriler neden başladı? Sokağa çıkanlar ne istiyor?

Ukrayna\'da yangın söndürülemedi
Paylaş

Ukrayna'da Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç muhalefet liderleriyle bir araya gelerek başkent Kiev'de son iki aydır devam eden protesto gösterilerini sona erdirmenin yollarını görüştü. Toplantı ertesinde muhalefet liderleri, hükümet binaları çevresinde konuşlanan gruplara, pazarlıklar sürerken şiddete başvurmamaları çağrısını yaptı.
Bu çağrıya ''Rezalet'' diye bağırarak tepki veren ve hükümetle pazarlıklara inanmadıklarını öfkeyle belli edenler oldu. Protestolar esnasında öne çıkan muhalif lider Vitali Kliçko ise, Cumhurbaşkanı Yanukoviç'in hiçbir taviz vermediğini söyledi.

Öte yandan polisin bazı göstericileri soğuk hava ve kar yağışı altında çırılçıplak soyması sert şekilde eleştirildi. İçişleri Bakanlığı, polisin 'kabul edilemez davranışı' nedeniyle özür diledi ve soruşturma başlatıldığını açıkladı.

'CAN KAYBI ARTABİLİR'
Reuters ajansının aktardığına göre, eski boks şampiyonu olan Kliçko, ''Saatlerce hiçbir yere varamadan konuştuk'' diyerek, can kaybının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Kasım ayından bu yana devam eden hükümet karşıtı gösterilerde ilk kez Çarşamba günü iki kişi hayatını kaybetmişti.
Bir başka muhalefet lideri Oleg Tyagnybok daha iyimser konuştu. Milliyetçi kanattan Svoboda (Özgürlük) Partisi lideri Tyangnybok, dört saati aşkın süren kriz görüşmelerinde hükümetin protestolar esnasında tutuklanan eylemcileri serbest bırakmayı vaat ettiğini söyledi. Ancak muhabirler, göstericilerin bu vaade olumlu tepki vermediğini belirtiyor.

PROTESTOLAR YAYILIYOR
Protestolar, Yanukoviç hükümetinin Avrupa Birliği ile imzalaması beklenen ticari yakınlaşma anlaşmasına sırt çevirerek Rusya'dan 15 milyar dolar ekonomik yardım paketi kabul etmesi üzerine başladı.
Ukrayna hükümetinin Kiev'in merkezinde yer alan Bağımsızlık Meydanı'nda ve hükümet binaları çevresinde gösteri ve protesto kamplarına getirdiği yasağa, muhalefet grupları meydan okuyor. Protestolar başkent Kiev'in yanı sıra Lviv dahil Ukrayna'nın batısında üç büyük şehre daha yayıldı.


PROTESTOLAR NASIL BAŞLADI?
2010'da iktidara gelen Yanukoviç'in, Ukrayna'nın doğusu ve güneyinde geniş bir destekçi tabanı var. Ukrayna'da 2015'de yeniden seçilmeyi uman Yanukoviç'in istifasını isteyenlerin sokağa çıkma hikayesi ivme kazandı. Kamu binalarını kuşatanlara hapis cezası öngören ve gösterilerde maske veya kask takılmasını yasaklayan yeni yasalar protestocular arasında gerilimi arttırdı. Fakat protestoları asıl tetikleyen Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in, Ukrayna'nın AB'ye uyum için yıllar boyu yürüttüğü müzakerelere rağmen Ortaklık Antlaşması'nı imzalamayı reddetmesi oldu. Yanukoviç bir yıl önce 29 Kasım'da AB ile çeşitli ortaklık ve serbest ticaret anlaşmaları imzalayacağına söz vermişti. Ancak tam üyeliğin gündeme gelmemesi ile bu kararı uygulamaktan vazgeçerek Rusya ile görüşmelerde bulundu.

PROTESTOLARIN KRONOLOJİSİ
Binlerce AB yanlısı Ukraynalı, Cumhurbaşkanı Yanukoviç'in 'U-dönüşü' yapıp kararından vazgeçmesi ve AB ile anlaşmaya gitmesi için başkent sokaklarına akın etti. Yanukoviç ise bunu reddetti ve protestolar da sürdü. Polisin göstericilere 30 Kasım'daki ilk müdahalesi sonrası, bir öğrenci protestosuna yapılan müdahalenin ve onlarca kişinin yaralanmasının görüntüleri cumhurbaşkanına olan öfkeyi alevlendirdi ve kalabalıklar Bağımsızlık Meydanı'na aktı. Ukraynalı yetkililer öfkeyi dindirmek için sert önlemler aldı. Kiev belediye başkanının görevine son verildi ve gözaltına alınanlar serbest bırakıldı. Rusya ve Ukrayna'nın 17 Aralık'ta imzaladıkları anlaşma uyarınca Rusya, Ukrayna'nın 15 milyar dolar değerindeki devlet tahvillerini satın almayı kabul etti ve Ukrayna'ya satılan doğal gazın fiyatını da düşürdü. Anlaşma protestocuların rüzgârını bir nebze dindirmiş gibiydi fakat muhalefet yanlısı gazeteci Tatyana Çornovol kimliği belirsiz bir kişi tarafından 25 Aralık'ta saldırıya uğrayınca gösterilerin şiddeti arttı. Yeni yasalar 16 Ocak'ta geçti ve 22 Ocak'ta yürürlüğe girdi.

İLK ÖLÜMLER 22 OCAK'TA GERÇEKLEŞTİ
Yaklaşık iki aydır süren gösterilerin en şiddetlisi 19 Ocak'ta meydana geldi. Protestocular polis araçlarını ve diğer araçları ateşe verdi, polis de göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve tazyikli suyla müdahalede bulundu. Bağımsızlık Meydanı'nda 19 Ocak'ta düzenlenen "Halk Meclisi" mitinginden sonra Gruşevskogo Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçen bir grup polisle çatışmaya girmiş, olaylarda 20 kişi tutuklanırken aralarında polis ve göstericilerin bulunduğu yüzlerce kişi yaralanmıştı. Üç gece üst üste ayaklanan göstericilerden 3'ü, 22 Ocak'ta Bağımsızlık Meydanı'na kurulan çadır kampta polisin açtığı ateş sonucu öldü. Yüzlerce protestocu ve 170'e yakın polisin 22 Ocak'taki olaylarda yaralandığı belirtildi. Kimi kaynaklar, çatışmaların tetiklenmesinden Sağ Kesim adlı pek bilinmeyen milliyetçi bir grubun sorumlu tuttu.

PROTESTOCULAR KİM?
Protestocular genellikle Kiev bölgesi ve Ukrayna'nın Rusça konuşulan doğu ve güney bölgelerine kıyasla AB'ye daha yakın duran batı bölgelerinden. Ama protestolara katılan doğu Ukraynalılar da var. Eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu ve muhalif UDAR (Reform için Ukrayna Demokratik Birliği) Lideri Vitali Klitschko önde gelen göstericiler arasındaydı. Klitschko, AB'ye tam destek veren bir isim ve 2015 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma planları var. Ülkenin ikinci büyük partisi muhalif Batkivşçina (Anavatan) Partisi'nin Lideri Arseniy Yatsenyuk, hapisteki eski Başbakan Yulia Timoşenko'nun da müttefiki. Aşırı sağcı Svoboda (Özgürlük) grubu da gösterilere katılıyor. Oleh Tyanhnybok liderliğindeki grup yeni yılın ilk günü Kiev'de meşalelerle bir yürüyüş düzenlemişti. Diğer aşırı sağcı radikal gruplar arasında Bratstvo (Kardeşlik) ve Sağ Kesim de bulunuyor.

KİEV'İN İPLERİ RUSYA'NIN ELİNDE Mİ?
Birçok gözlemci, Rusya ve Ukrayna arasında 17 Aralık'ta imzalanan anlaşmayla Kremlin'in "iyi davranışı ödüllendirme, kötü davranışı da cezalandırma" anlamına gelen "havuç ve sopa" yöntemini benimsediğine işaret ediyor. Ukrayna'da 2004'teki Turuncu Devrim, seçimleri hileyle kazandığı hükmüne varılan Yanukoviç'in iktidardan devrilmesine yol açmıştı. Rusya o dönemde de Yanukoviç'e destek çıkıyordu, şimdi de çıkıyor. Ukrayna, yüz yıllardır Moskova tarafından kontrol ediliyor ve çoğu Rus da Ukrayna'yı Rusya'nın çıkarları için hayati önemde görüyor. Gösterilerin alevlendiği 19 Ocak'tan sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 'protesto gösterilerinin kontrolden çıkmaya başladığı' uyarısında bulunmuş ve Avrupalı siyasetçileri kargaşayı kışkırtmakla suçlamıştı.

YANUKOVİÇ'TEN SÜKÛNET ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Yanukoviç, ülkede devam eden olaylarla ilgili sükûnet çağrısında bulundu. Yanukoviç, ulusa sesleniş konuşmasında, düzenin sağlanması ve barışçıl vatandaşların haklarının korunması için Ukrayna yasalarının izin verdiği tüm hakların kullanılarak gereken her şeyin yapılacağını belirtti. Eylemcilere seslenen Yanukoviç, ''Sizi şiddete yönlendirenin arkasından gitmeyin. Sizi şiddete çağıran, devlet ile halkın arasını açmaya çalışan insanların arkasından gitmemeye çağırıyorum. İktidara gelmek için kan dökülmesini göze alarak mücadele edenlerin kışkırttığı olayların durdurulması için verilen mücadeleyi desteklediğinizi ve beni duyduğunuzdan eminim'' dedi. Öte yandan, Başbakan Nikolay Azarov ise gösterileri 'darbe girişimi' olarak tanımladı. Ayrıca, yaşanan olaylar üzerine hükümet, Ukrayna parlamentosundan güvenoyu istemişti. 450 milletvekili olan parlamentoda yapılan oylamada, hükümetin 226 hayır oyu alması halinde hükümet düşecekti ancak güvensizlik oyları 186'da kalınca hükümet güvenoyu almış oldu.

PUTİN: YAŞANANLAR DEVRİM DEĞİL, TAŞKINLIKTIR
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaşanan olaylara ilişkin: "Ukrayna'da yaşananlar devrimden çok taşkınlıkları anımsatıyor. Bence, AB ile Ortaklık Anlaşması ile pek ilgisi yok. Muhalefet mevcut hükümeti sallandırmaya çalışıyor. Çok iyi organize edilmiş olaylar. Bu olaylar 2015'te yapılacak seçimler için hazırlanmıştı" şeklinde konuştu. AB'nin şartlarının çok zor olduğunu dile getiren Putin, muhalefetin yaşananları kontrol edemediğini söyledi. Putin, "Çok iyi hazırlanmış grupları görüyoruz. Muhalefet ya bunları kontrol edemiyor, ya da birilerine alet oluyor" dedi.

AB 'KAPIMIZ AÇIK' TAM ÜYELİĞE 'AMA' DİYOR!
AB liderleri ölüm haberlerinin "şoke edici" olduğunu belirtip taraflara şiddetten uzak durmaları çağrısında bulundu. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB'nin Ukrayna ile ilişkilerinin gözden geçirilmesi gerekebileceği uyarısını yaptı. AB, Kasım ayında Ukrayna'nın imzalamaktan vazgeçtiği anlaşmayla ilgili kapılarının Kiev'e açık olduğunu fakat Ukrayna'nın anlaşmaya tam bağlılık gösterene kadar yeni müzakere konularının askıya alındığını söyledi. Hem AB hem de ABD protestolara karşı yürürlüğe giren yeni katı yasaları kınayıp yeni kanunların Ukraynalıların demokratik arzularına uyumlu olmadıklarını ifade etti.

‘BURASI ÖZGÜRLÜK MEYDANI’
Seçimlere gidilmesini ve Viktor Yanukoviç'in istifasını isteyen eylemciler, soğuk havaya rağmen evlerine dönmeyi reddediyor. Eylemciler, "Burası haritada sadece bir nokta değil. Buranın bir anlamı var. Burası özgürlük meydanı. Yorgunluk, bıkkınlık yok. Kimisi dinlenirken diğerleri gelecek. Böylesi bir ülkede bu şekilde yaşamaktan sıkıldık artık. Bu ülkenin farklı bir geleceği olmalı" gibi değerlendirmelerde bulundu. Kitlenin sürekli arttığına dikkat çeken bir başka eylemci, "Ben insanların sayısı ile ilgilenmiyorum, barikatların üzerindeki buzlarla ilgileniyorum ve onlar da eriyecek. İnsanlar zaten ihtiyaç olduğu sürece buraya geliyor, buraya gelmenin bir anlamı var" dedi.

HALKIN YÜZDE 54'Ü RUSYA, YÜZDE 45'İ AVRUPA DİYOR!
Ukrayna'da yapılan araştırmalar halkın yüzde 54'ünün Rusya'ya, yüzde 45'inin Avrupa'ya ve yüzde 1'inin ise Amerika'ya (NATO, Transatlantik Paktı'na) diğer seçeneklere göre daha sıcak baktığını gösteriyor. Öte yandan, muhalefet partilerinin de destek verdiği başta başkentteki Bağımsızlık Meydanı olmak üzere birçok yerde devam eden protesto gösterilerine, yaklaşık 200 bin kişinin katıldığı bildiriliyor. Gelinen süreçte Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in istifa etmeye yanaşmaması ve muhaliflerin tek çatı altında ortak hareket edememesi, kısır döngüyü derinleştiriyor. Eylemciler protesto gösterilerine ara vermeden devam ederken, bu siyasi krizin nasıl son bulacağı ise merak konusu oldu. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Nejat İşler’den müjdeli haber

SONRAKİ HABER

Mersin\'de 53 polis görevden alındı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...