19 Ocak 2014 09:49

7 yıldır birlikte korudular, birlikte susuyorlar

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 7’inci yılında birkez daha binlerce kişi tarafından anıldı. Anmada, bugün iktidar kavgası verenlerin, 7 yıldır Hrant’ın katillerini koruduğuna ve sustuğuna dikkat çekildi.

7 yıldır birlikte korudular, birlikte susuyorlar
Paylaş

 

 

 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 7’inci yılında birkez daha binlerce kişi tarafından anıldı. Anmada, bugün iktidar kavgası verenlerin, 7 yıldır Hrant’ın katillerini koruduğuna ve sustuğuna dikkat çekildi.

MEZARI BAŞINDA ANILDI

Hrant Dink, bugün ilk olarak mezarı başında sevenlerinin katıldığı törenle anıldı. Hrant Dink için saat 12.45’te Zeytinburnu Balıklı Ermeni Mezarlığındaki mezarı başında tören düzenlendi. Törene eşi Rakel Dink, oğlu Arat, kardeşi Orhan Dink ve sevenleri katıldı. Rakel Dink ve anma töreni için gelen yakınları yanlarında getirdikleri çiçekleri Dink’in mezarına bıraktı. Daha sonra Hrant Dink için dini tören yapıldı, dua edildi. Duanın ardından Hrant Dink’in arkadaşı Malik Yalçın cinayeti anlatan ve kınayan bir şiir okudu.

GEZİ PARKI'NDA BİNLER TOPLANDI

‘7 yıldır birlikte korudular, birlikte susuyorlar’ sloganıyla çağrısı yapılan anma için bugün saat 13.00’te Gezi Parkı’nın yanında bir araya gelen binlerce kişi, Türkçe, Ermenice ve Kürtçe sloganlarla ve dövizlerle Osmanbey’de bulunan Agos gazetesine doğru yürüyüşe geçti. Polisin Taksim ve Gezi  Parkı’nda yığınak yapması tepki çekti. “Affetmeyeceğiz”,  “Unutmayacağız”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” pankartlarının açıldığı yürüyüş boyunca sık sık, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Vur diyenler yargılansın”, “Katilleri koruyan cinayete ortaktır”, Her yer Agos her yer direniş” sloganlarını attı.

ROBOSKÎLİ AİLELERE DESTEK

Yürüyüş sırasında bu sabah evleri basılan Roboskîli ailelere de destek verildi. “Roboskî halkı yalnız değildir” sloganlarını atan binlerce kişi ev baskınlarını protesto etti. Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin de unutulmadığı yürüyüşte, “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları da atıldı.  

Yürüyüşe Dink’in mezarı başında yapılan anmadan ötürü Dink ailesi katılamazken, HDP bileşeni siyasi partiler, Gezi direnişinin ardından kurulan park forumları üyeleri, Feminist Kadınlar, taraftar grupları ve birçok siyasi parti ve platform ve dernek üyeleri destek verdi. Yürüyüşe HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, HDP İstanbul İl Başkanı Şamil Altan, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ile eski milletvekili Ufuk Uras’ın yanı sıra Dink’in arkadaşı çok sayıda gazeteci de katıldı. Birçok kişi matemi temsil eden siyah kıyafetlerle yürüyüşe katıldı. (İstanbul/EVRENSEL)


GÜLTEN KAYA: OĞUL ÖKSÜZÜ YAPTINIZ ANNELERİ

Agos Gazetesi'nin penceresinden ilk konuşmayı yapan Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, şunları söyledi:

"Merhaba arkadaşlar, Hrant’ın sevgili kardeşleri;
Bizler, 19 Ocak’ta düştük, kanadık. Neredeyse yüz yıl boyunca hayatlarımızda asılı duran ve devletin yüzünü asan bir tartışmayı bitirecek olan insanın da buralardan gidişi üzerinden tam yedi yıl geçti.
Bu siyasi cinayetin satrancındaki tüm hamleleri, vezirini, şahını, piyonunu görebiliyoruz artık.
Kollarını, halkların birlikte, yan yana, birbirlerine dokunarak yaşama kültürünü oluşturmasına sıvayan Hrant Dink’in çabasıyla oluşturabileceğimiz mutabakatımıza, ortak yaşam protokolümüze sıkıldı kurşunlar. Çünkü tam orada duruyordu Hrant.
İstihbaratıyla, güvenlik birimiyle, medyasıyla artık tanıdığımız korunaklı bir şemsiyenin altında gayet nizami bir cinayet işlediler.
Bu intizamlı süreçte, derin yerlerden havalandı kuşlar ve gelip gelip medyanın başlıklarına kondular. Gördük. Okuduk.
Zamanın içinden geçerken sabrımızı, metanetimizi, tevekkülümüzü sınadık. Bizler bu sınavı verirken içimizdeki kuşlar göç etti, yapraklarımız döküldü, Ocak ayında karartıldı ocağımız.
Adadan uzaklaştı kayığımız ve sustu içimizdeki şarkılar.
Kardeşimiz Hrant, bizler, burada olanlar, kardeşlerin ve arkadaşların,  tam yedi yıl önce senin ayakkabılarını giydik ve öyle basıyoruz yere.
Senin muhteşem aklına soruyoruz şimdi; adalet yere düştüğünde insanlık hangi pusulayla bulur yönünü?
Giderek hantallaşıp budanan, hareket alanı kalmamış bir hukukla yola nasıl devam edeceğiz derken, yolumuz parklara düştü. Tarihin zamana boyun eğdiğini gördük, orada aldık senin de selamını, kumru ve serçelerden.  “Gittiler” dediklerimiz parkın ağaçları arasından gülümsüyordu, o uzun gölgeli gençlere ve çocuklara… Resimlerdeki suretleriniz bir dokunuşta ve oracıkta canlanıverdi.
İnsanlık ve yurttaşlık adına bir manifesto yazıldı, herkes gördü.
Hayatlarımızı dilim dilim doğrayan cüretkârlar!
Acının üzerine tuz eken bu devletin askeri yargısı da sivil yargısı da merhametten ve adaletten yoksundur artık. Bu cümlemizi koyduk orta yere, çünkü evlatlarının kahrından ölüyor artık,  Roboskî anneleri. O kahırla öldü Fadime Ayvalıtaş ve Berfo anne. Onların ve Cumartesi annelerinin bedduası değil,  âhı yükseldi gökyüzüne, bu âhı duyanınız var mı? Bu ah gelip bulacak sizleri, anlamayanınız kaldı mı?
KCK davalarından Alevilere, avukatlara, gazetecilere, öğrencilerden, gezicilere, LGBTİ haklarından tüm insan haklarına, topluma yayılan koku ve korkunun kılavuzu kim? Yüzünüzdeki örtü iyice aralanıyor ve görüyoruz arkasındaki siluetlerinizi. Çünkü bir yüzünüz bile yok sizin!
Cepheler arasında kendi mevzilerinize yığınak yaparken sizler, yalanlarınız,  ihanetleriniz ve kırımlarınızla elimizden dünyayı düzeltecek başka çocuklarımızı da aldınız. Ali İsmail’i, Ethem’i, Abdullah’ı, Mehmet’i, Mustafa’yı, Medeni’yi, Ahmet’i aldınız. Oğul öksüzü yaptınız anne babaları.
Bu ülkenin evlatlarına hain pusular kuruldu başka topraklarda, 3 kadın yere düşürülüp omuzlara alındı Fransa topraklarında, unutmak mümkün mü, ne çok ocağı söndürdüğünüzü. Bunların da ahı duruyor orta yerde, bir utanç duyanınız var mı?
Plastik mermilerle, gaz fişekleriyle, gözümüzü çıkardınız. İnsansız uçaklarınızdan insanlara bomba yağdırarak girdiniz çocukların uykularına. Kolunun altındaki sıcak ekmeğine attığınız gaz kapsülünden beri bir hastane odasında uyuyor Berkin Elvan. Halkın cümlesiyle; bunu yapanlara haram olsun uykular!
İkballeriniz uğruna izanınızı-insanlığınızı kaybettiniz. Yordunuz, kırdınız, kıydınız. İnkar ettiniz, sizleri belleğimize kazımayı farz kıldınız. Bunları da ekledik tüm acıların kayıtlı tarihine.
Neresi memleket sizin için, kimler memleket evladı, hangi dereler sizin oluyor ki parklara, dağlara göz dikiyorsunuz!
Neyiniz hakkaniyetli, neyiniz hakikatli sizin?
Bomboş retoriğiniz ve yüz yıllık reflekslerinizle adlarımızı dahi unutmamızı istediğinizi bizler nasıl unuturuz?
2014 yılındayız, içinizden tekrar edin lütfen, 2014! Ve komşularımıza kamyonlar dolusu barış demokrasi ve insan hakkı değil, kamyonlar dolusu silah taşıyoruz! Yani, birbirinizin gözlerinin içine bakarak birbirinizi öldürün diyoruz onlara!
Bu günahları yıkayacak bir yağmur olmayacak!
Böyle bir memleket mi ağartsın yüzümüzü? Bayramı zehir, kandili ışıksız, bahçesi dağılmış, ocağı söndürülmüş günahsız insanların kuşlar gibi vurulduğu bir memleket mi?
Ömrümüzü sızlatan tüm kayıplarımızla tarih ve yemin kelimelerini yan yana kullanıyoruz artık. Başka bir adalet yoksa hayatın adaleti tutacak yakalarınızdan biliyoruz.
Sözün özü; devletin dürüstlüğünden kuşku duymayan kaldı mı aramızda arkadaşlar?
Hrant Dink Devlet dersinde katledilmiştir. Hayat ve tarihin bu bahiste bazı cüretkârlara vereceği notu bilelim ve bu dersi hiç unutmayalım. O kadar iyi bilelim ki bu dersi, bu ders onlara dert olsun! Hayat onlara ağu olsun, zehir olsun!
Biz burada olanlar ise, kahırlarımız ve gülüşlerimizle besleyeceğiz insanlık düşümüzü.
Çünkü gülmek, Edip Cansever’in dizesindeki gibi “Bir halk gülüyorsa güzeldir” bize…
Hrant Dinkin anısı bizi ıssızlaştırsa da, acısıyla bilgeleşecek, aydınlık aklı ve gülüşüyle güçleneceğiz!
Selam olsun halkların kardeşliğine!"


BEYAZ BERELİ POLİSLER

Agos Gazetesi önünde görev yapan bazı trafik polislerin "beyaz bere" takması tepki çekti. Beyaz bereli polislere sosyal medyada büyük tepki gösterildi. Hrant Dink'in katili Ogün Samast, cinayet sırasında beyaz bere takıyordu. "Beyaz bere" trafik polislerinin olağan aksesuarları arasında yer alıyor ancak Twitter kullanıcıları havanın güneşli oluşuna dikkat çekiyor ve "Bu bir mesaj mı" sorusunu soruyor.

 

DİNK ANMASINDAN DÖNEN KİTLEYE POLİS MÜDAHALESİ

Hrant Dink anmasının ardından Taksim'e yürüyen kitleye polis Galatasaray Lisesi önünde plastik mermi ile müdahale etti.

Agos Gazetesi önünde düzenlenen Hrant Dink anmasının ardından kitlenin bir bölümü sloganlar eşliğinde Taksim'e yürüdü. İstiklal Caddesi'nde "Hrant Roboski katleden faşist devlettir" pankartı açarak "Katil devlet hesap verecek", "Her yer Taksim her yer direniş" ve "Hepimiz Hrant'ız" sloganları eşliğinde Galatasaray Lisesi önüne yürüdü. Kitleye lise önünde polis plastik mermilerle müdahale etti. Polisin müdahalesine tepki gösteren bir kadın kolunu cam parçası ile keserek "Yeter artık bu zulmü" durdurun diye bağırdı. Müdahalede sırasında gözaltına alınan olmazken polislerin İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı'nı açmasının ardından kitle "Her yer Taksim her yer direniş" sloganıyla dağıldı.
(İSTANBUL)

 

 


ÖNCEKİ HABER

Sansür değil erişim engeli!

SONRAKİ HABER

Taksim\'de gözünden yaralanan Ceyhun Yılmaz taburcu oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...