10 Ocak 2014 12:47

‘Yolsuzluk operasyonuyla ilgili Meclis araştırması açılsın’

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, '17 Aralık 2013 tarihinde patlak veren, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak bütün ekonomik ve siyasi gerçeklerin ortaya çıkarılması, sorumluların ve arkasındaki güçlerin yargı önünde çıkarılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını' istedi.

‘Yolsuzluk operasyonuyla ilgili Meclis araştırması açılsın’
Paylaş

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, “17 Aralık 2013 tarihinde patlak veren, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak bütün ekonomik ve siyasi gerçeklerin ortaya çıkarılması,  sorumluların ve arkasındaki güçlerin yargı önünde çıkarılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını” istedi.

Yolsuzluk operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri incelemek üzere Meclis Araştırması açılmasına dair teklifini Meclis Başkanlığına ileten Tüzel, talebinin gerekçesini ise şöyle açıkladı:

“ Türkiye 17 Aralık’tan beri, siyasi iktidar bağlantılı kişilere yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sarsılmaktadır.  Aralarında Bakan çocuklarının, banka genel müdürlerinin, AKP’li bir belediyenin ve iş adamlarının olduğu yolsuzluk ve rüşvet çetesinin faaliyetleri ve siyasi iktidarla ilişkilerinin birer birer ortaya çıkması, sorunun hızla bir hükümet ve siyaset krizi haline geldiğini göstermektedir.

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları ortadan kaldırmak üzere iktidara geldiğini iddia eden Hükümet ve Başbakan, rüşvet ve yolsuzlukların üzerine gitmek yerine, “devlet içinde çete” “paralel devlet”,  iddiaları ile yargı ve emniyet mensuplarının görev yerlerini değiştirmektedir. Bunun yanı sıra, adli kolluk yönetmeliğinde değişiklik yaparak, yargıçların görev yapmalarını engellemekte, HSYK üzerinde siyasi baskı kurmakta, doğrudan yürütmeye bağlamaya dönük yasa hazırlamaktadır.  

Uzun bir süredir bir blok halinde iktidarda olan AKP koalisyonunun, ekonomik-politik çıkarlar ve görüş farklılıkları üzerinden sürdürdükleri iktidar kavgası derinleşmiştir. Yolsuzluk soruşturması hükümetin müdahalesi ile hasır altı edilmek istenmektedir. Başbakanın, ”Bu, Hükümetimize karşı bir komplo, milli iradeye karşı dış ve iç karanlık güçlerin bir operasyonudur” sözleri kamuoyunu ikna etmemektedir.

Ortada dolaşan rüşvetin yüz milyon dolar; yolsuzluk, kara para ilişkileri olarak el değiştiren meblağ milyar dolarlar olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla, rüşvet ve yolsuzluğun, bireysel ya da birkaç kişi arasında, el altından alınıp verilen bir şey olmaktan öte, devletin en üst katlarıyla bağlantılı ve çeşitli kuruluşlar üstünden paylaşılan, paylaştırılan ama aynı zamanda çeşitli siyasi amaçlar için, kimi güçlere aktarmaların da yapıldığı “organize” bir faaliyet olarak gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Başbakan Erdoğan’ın “Asıl beni hedefe koyuyorlar. Çocuklarımın yönetiminde olduğu vakıftan dolanarak bana gelmek istiyorlar” sözleri, savcıların ulaştığı bilgi ve belgelerin böyle bir organizasyonu ortaya koyabilecek nitelikte olduğunun işareti olabilir.

Nitekim, Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar istifa ederken, “Benim suçlandığım tüm dosyaların altında Başbakanın da imzası var, önce O’nun istifa etmesi gerekir” demiştir. Savcılığın, Başbakanın çocuklarının yönetimde olduğu vakfın ve Yasin El Kadı üstünden  el Kaide’ye bağlanan yardım iddialarının ve kimi tanınmış iş adamlarının firmalarının bulunduğu yolsuzluk soruşturması, Başbakan’ın adli kolluk yönetmeliğinde yaptığı değişiklikle, Başsavcı ve emniyetin gayretleriyle önlenmiştir. Ancak, her gün bir yerde patlayan, yolsuzluk gerçekleri apaçık ortadayken kamuoyu vicdanının isyanı bastırılamayacaktır.

Öte yandan soruşturmayı sürdüren Savcıların ve emniyet güçlerinin üstüne bu ölçüde pervasız, bu ölçüde hukukun temel kural ve işleyişini ortadan kaldıracak bir biçimde gidilmesi hak-hukuk kaygısı olan hiç kimse tarafından kabul edilemezdir.

Bugün asıl olan yaşanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda ortaya çıkan ve yüz milyarlarca dolara varan yolsuzluk ve rüşvetin, bakan çocuklarına, büyük inşaat firmalarından bakanlara, belediye başkanlarına kadar uzanan zincirin bütün halkalarının açığa çıkarılmasını gerektirmektedir.
Yıllardır “hukuk”, “adalet”, “yasaların üstünlüğü” gibi kavramlarla her türlü haksızlığın, adaletsizliğin, yağma ve talanın üzerini örtenlerin, halkın en son Gezi direnişinde yaşandığı gibi en temel demokratik tepkilerini bile gazla, copla, kurşunla bastırmaya çalışanların ortaya saçılan pisliklerin üzerine gitmesi ve tatmin edici bir tutum alması mümkün değildir.   
Kamuoyu vicdanın rahatlatılması için, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak bütün ekonomik ve siyasi gerçeklerin ortaya çıkarılması,  sorumluları ve arkasındaki güçlerin yargı önünde çıkarılması, rüşvet ve yolsuzlukların önlenmesine yönelik alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi, temiz ve demokratik bir siyaset, devlet yönetiminin sağlanması için Meclis Araştırması açılması, Meclis denetim çalışmaları bakımından önemlidir.” (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

Gülerce: Uludere\'yi de bize yıktılar

SONRAKİ HABER

Kaçış Planı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...