29 Aralık 2013 06:00

2013 biterken...

Sanatçılar, 2013'ün en iyi romanlarını, filmlerini, albümlerini, oyunlarını, sergilerini Evrensel okurları için yazdı...

2013 biterken...
Paylaş

Sevda AYDIN
İstanbul


Yeni bir yıla ’Merhaba’ diyeceğiz . Yılın son haftasına girdiğimizden beri pek çok dergi ve kültür sanat sayfalarında yıl içinde yayımlanan kitaplar, vizyona giren filmler, sahnelenen oyunları, dinlenen albümler tekrar hatırlatılıyor. Biz hazırladığımız seçki biraz daha farklı olsun dedik ve yazar, şair, oyuncu ve müzisyenlere ‘Sizin seçtikleriniz neler?​’ diye sorduk.  İşte sanatçıların kendi kalemlerinden Evrensel için seçtikleri...


SAROYAN ÜLKESİ VE  SURMELİAN’IN ROMANI

Behçet Çelik (Yazar):
1915 Ermeni Soykırımından sağ kurtulduğunda 10 yaşında olan Leon Surmelian’ın kaleme aldığı otobiyografik romanı “Soruyorum Size Hanımlar Beyler” 2013’te yayınlanan en etkileyici kitaplardan biriydi. Ailesinin ve tanıdıklarının büyük bölümünün katledilmesine tanık olan Levon’un hayatta kalabilmek için Trabzon-Batum-Erivan-İstanbul arasında tehlike ve maceralarla geçen ilk gençlik yılları, siyasi konjonktürdeki değişikliklerin bireylerin hayatlarında ölümcül sonuçlar doğurabildiği bu döneme ışık tuttuğu gibi, böylesi felaketlerle cebelleşen genç bir delikanlının ruhunun nasıl etkilendiğinin ve sağlam kalabildiğinin de bir anlatısı. Elbette aynı zamanda çocukluğa ve çocukluk ülkesine duyulan hasretin de çığlığı. Kendisinin değilse de, ailesindeki bütün fertlerin çocukluklarının geçtiği ve çocukluğu boyunca oraya dair hikâyeler dinleyen William Saroyan’ın ana-baba yurdu Bitlis’e yaptığı seyahati konu olan Lusin Dink’in “Saroyan Ülkesi” belgeseli de bu yanıyla Surmelian’ın romanıyla paralellikler taşıyor. Surmelian’ın romanının önsözünü Saroyan’ın yazdığını da belirtelim.


YOZGAT BLUES’LA ACI KOMİK İNSANIN İÇİNE İŞLİYOR

Aslı Tohumcu (Yazar):
2013’te bana en çok heyecan veren şeyler, sinemada Yozgat Blues, tiyatroda ise Aktör Kean oldu. Hikayesi, diyalogları, oyunculukları, aslında her şeyiyle kusursuz bir film bence Yozgat blues. Acı komik, insanın içine işliyor. Ercan Kesal, Ayça Damgacı ve Tansu Biçer’e tekrar tekrar hayran oldum.
Aktör Kean de, yıllardır Açık Radyo’daki programlarından takip ettiğim Eraslan Sağlam’la beni bu kez tiyatro sahnesinde tanıştıran bir oyun. Ama ne oyun! Eraslan Sağlam tek kişilik performansıyla sahnede devleşiyor. Keşke Eraslan Sağlam’ı tiyatroda seyretmekte bu kadar geç kalmasaymışım.


FAZIL SAY ‘İLK ŞARKILAR’

Çiğdem Erken (Müzisyen):
2013 yılının adeta son dakika golü olarak hayatımıza giren sevgili dostum Fazıl Say’ın “İlk Şarkılar” albümü benim uzun yıllardır yayınlanmasını beklediğim şarkılardan oluşuyor. Türk şiirinin en büyük ustalarının dizelerinden oluşturulmuş, neredeyse 20 yıldır kaydedilmeyi bekleyen ve belki de sesini arayan şarkılar Kasım ayında dinleyici ile buluştu. Bu albüm bugüne kadar senfonik eserleri ve usta piyanistliği ile tanıdığımız Say’ın aynı zamanda ne kadar önemli bir şarkı yazarı olduğunun görülmesini sağladı.


KADINLAR AŞKLAR ŞARKILAR

Ebru Nihan Celkan
(Oyun yazarı-Yönetmen):

Domus Sanat Çiftliği’nin Kadınlar Aşklar Şarkılar adlı oynundan bahsetmek isterim.  Ahmet Melih Yılmaz’ın içimize kazınan oyunculuğu ve Şamil Yılmaz’ın dokulu metni kesinlikle unutulmayacak bir oyun olmasını sağlıyor.
Biriken Beraberce Ölmek oyununda,
Okan Urun ve Melis Tezkan farklı bir perspektif ve estetik anlayışı sahneye taşıyor ve hem izleyicinin hem tiyatroya emek verenlerin ufkunu genişleten bir performans ortaya koyuyor. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir oyun. İzlediğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Galataperform’un İz’i ise Katmanlı ve heyecan veren bir oyun. Ahmet Sami Özbudak metnini, Yeşim Özsoy Gülan’ın yaratıcı rejisini ve oyuncuların performansını kaçırmamak gerekiyor. Türkiye’nin yakın tarihine ilişkin önemli bir tiyatro oyunu.
Ve ayrıca;
- Tık... Tıkıdı... Tıkılap - Altından Sonra Prodüksiyon
- Gor - Şermola Performans
- Largo Desolato – Ekip


CİHAT ARAL’IN 40 YILLIK BİRİKİMİ

Gülsüm Cengiz (Şair-Yazar):
2013 yılından, kültür sanat alanında bana kalan birçok şey var. Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, dinlediğim konserler, gezdiğim sergiler... Bunların hepsine değinmek olanaksız. İçlerinden bir tanesinden, 2013’ten 2014’e uzanan bir sergiden söz etmek istiyorum. Ülkemiz resim sanatının önde gelen ustalarından ressam Cihat Aral’ın 40 yıllık birikiminin bir arada sunulduğu, Cihat Aral Retrospektif, sanırım, benim gibi sergiyi gezen birçok kişide derin izler bıraktı. 20 Aralık 2013’te açılan sergi için, 1970’li yıllardan günümüze uzanan görsel bir Türkiye tarihi demek hiç de yanlış olmaz. 1970’li yıllarda yükselen işçi hareketleri, darbe dönemlerinden işkence görüntüleri, göç, ekmeğini çöpten çıkaranlar, Roboski ve Gezi eylemleri... Cihat Aral’ın sanatçı duyarlığıyla toplumsal duyarlığı birleştirerek yaptığı tabloları, ustalığının renklerle, figürlerle ifadesi aynı zamanda... Kibele Sanat Galerisi’ndeki sergi 2 Şubat 2014’e dek sürecek. Sakın kaçırmayın...
(İş Kuleleri- Levent)


ULUSLARARASI İKİ ÖNEMLİ SEMPOZYUM

Metin Turan (Şair-Yazar):
2013 yılı içerisinde  iki önemli uluslararası sempozyumu anımsamak/anımsatmak isterim. Bunlardan birincisi, Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz Üniversitesive Girne Amerikan Üniversitesi’nin ev sahipliğinde KIBATEK (Kıbrıs Balanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu)nun organizasyonuyla gerçekleşen Edebiyatta Bahar ve Kıbrıs konulu sempozyumdu. Tematik bildiriler yanı sıra  yazınsal ürünlerle de desteklenen, ( deneme, öykü ve şiirlerin de yer aldığı) bu sempozyumun önemli olduğunu belirtmek isterim. İkincisi yine KIBATEK’in organizasyonu ile Alanya’da gerçekleştirilen ve yaklaşık 14 değişik ülkeden, 65 dolayında  bilim insanının katılımıyla gerçekleştirilen ‘Edebiyatta Dağ’ temalı sempozyum ve edebiyat şöleni idi. Bu sempozyumda dikkat çeken bir diğer unsur da farklı üniversitelerden akademisyen sanatçıların, dokuma, resim ve seramik türü eserleriyle temayı besleyen görsel bir sergiyi düzenlemiş olmalarıydı. “Dağ”  motifi etrafında, halkbilimci, antoropolog, farklı filolojilerden bilim insanlarının edebiyat ürünlerinden  yola çıkarak  katkı koydukları bu etkinliğin de ufuk açıcı olduğunu belirtmek gerek. 
Bu yıl içerisinde çokça kitap okuduğumu ama bunlar içerisinde, kasım ayı içerisinde ardarda okuduğum, yayım tarihleri eski olan  üç yapıttan söz etmek isterim. Birincisi Rıfat Ilgaz’ın Sarı Yazma adlı anı-romanı,  diğeri Çetin Altan’ın Büyük Gözaltı adlı romanı  bir diğeri ise Hasan İzzettin Dinamo’nun Savaş ve Açlar adlı romanı... Bunları her üçünün de temel özelliği kişisel hayat üzerinden bir dönem okuması yapmamamıza kaynaklık etmeleridir. Rıfat Ilgaz’ın Sarı Yazma’sı ismi içeriğiyle hiç ilgili olmasa da 40 kuşağı devrimci yazarlarımızın hayat hikayelerinin şekillendiği toplumsal siyasal olayları, kimi kültürel aktörleri de yakından tanımak bakımından çok önemli bir yapıt. Aynı zamanda Türkiye’de bir  ‘mektep’ kültürünün izlerini tanımak açısından da aydınlatıcı fikirler veriyor.


ŞAKİRO HER ZAMAN DİNLENEBİLEN BİR DENGBEJ

Mirza Metin (Oyuncu):
Ve Diğer Şeyler Tiyatro’nun Galata Perform’da oynadığı “İZ” ve D22’nin “YİRMİBEŞ” adlı oyunları metin, reji, oyuncuk ve işledikleri konularla beğenerek izlediğim oyunlar oldu.
Ancak şu sıralar seyirci bütün tiyatroları doldurmalı. Malum, havalar bozuk, kara bulutlar dolaşıyor…
Bu yıl izlediğim filmlerden Thomas Vinterberg’den “The Hunt” sade ve etkileyici senaryosuyla önerebileceğim filmlerdendir. Ayrıca Mahmut Fazıl Coşkun’un yönettiği “Yozgat Blues” beğendiğim filmlerden oldu.
Başka, öteki ve bağımsız sinemaya selam! 
Çoğunlukla dengbêj dinliyorum. Son zamanlarda özel bir çalışma sebebiyle daha çok dengbêj dinliyorum. Şakiro tüm zamanlarda dinlenebilecek bir dengbêjdir. Bir de fırsatnı bulanlar Diyarbakır’da Mala Dengbêjan (Dengbêler Evi)’da Seyîtxanê Boyaxçî’yi canlı dinleyebilirler.

ÖNCEKİ HABER

Negatiften bugüne yılbaşı kartları

SONRAKİ HABER

‘İHH kampanyasına son verin’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...