28 Kasım 2013 06:00

Tarihin içinde kalorifer borusu!

İMO İstanbul Şubesinin düzenlediği “4. tarihi yapıların güçlendirilmesi ve geleceğe güvenle devredilmesi sempozyumu” başladı. Neredeyse bir açık hava müzesi olan Türkiye’nin ve özellikle de İstanbul’un tarihi yapıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Tarihin içinde kalorifer borusu!
Paylaş

Sinem UĞURLU
İstanbul


Bursa’da 1390 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Yıldırım Medresesi’nin içi kalorifer borularıyla dolmuş durumda. Bursa’nın en önemli anıtlarından Yıldırım Külliyesinin bir parçası olan tarihi bina, günümüzde dispanser olarak kullanılıyor.

Neredeyse bir açık hava müzesi olan Türkiye’nin tarihi yapıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İşte bu konu, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin düzenlediği ‘4. Tarihi Yapıların Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu’nda ele alındı. Üç gün sürecek olan sempozyum, İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleşiyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Bursa’dan çektiği bir fotoğrafı katılımcılarla paylaştı. Fotoğrafta, Dünya Mirası Adayı Bursa‘daki Yıldırım Medresesi’nin her yanının kaloriferlerle borularıyla döşendiği görülüyor. Dispanser olarak kullanılan Medrese, Osmanlı mimarisinde, önü kapalı ilk medrese olma özelliğini taşıyor.


BURSA'NIN EN GÖRKEMLİSİ

Yıldırım Medresesi, Bursa’nın Yıldırım semtinde bulunan Yıldırım Külliyesi’nin bir parçası. Bir tepecik üzerinde bulunan Külliye’yi, Yıldırım Bayezid 1390’lı yıllarda yaptırdı. Bursa’nın en görkemli anıtlarından birisi olan tarihi mirasın içinde; mutfaklar, iki medrese, hamam, han, hademelerin evleri, ahır, kuyu ve dârüşşifâ vardı. Bugün sadece cami, hamam, bir medrese ile dârüşşifâ kaldı. 1640, 1649, 1671, 1825 ve son olarak 1953’te onarılan medrese, dispanser olarak kullanılıyor.


‘TARİHİ YERLER RANTA AÇILIYOR’

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, yok olma tehdidi altındaki kültür miraslarının korunması için özel önlemler alınması gerektiğine dikkat çekti. İstanbul’un “Kültür Başkenti” diye tarif edildiğini söyleyen Gökçe, buna karşılık, tarihi yerlerin koruma bilinci olmadan rant alanına çevrildiğini ifade etti. “Kentin en can alıcı yerlerine oteller, AVM’ler yapılarak kentler hedef seçilmiştir” diyen Gökçe, Haliç Tersanesi örneğini verdi. Fatih Sultan Mehmet’ten bu yana ayakta kalan Haliç Tersaneleri’nin, Haliç Port projesiyle satıldığını söyledi. 

ÖNCEKİ HABER

\'Artık haklarımız patronun iki dudağı arasında olmayacak\'

SONRAKİ HABER

Suriyeli işçiler: Savaş uzarsa fitne büyür

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...