22 Kasım 2013 10:09

Dershaneler okyanusta kum tanesi

Dershaneler gerçekten kapanabilir mi, kapanırsa ne olur? İşin siyasal yönü tartışılırken biz de eğitim yönünden tartışalım istedik ve tüm bu soruları Abbas Güçlü’ye sorduk. İşte yanıtlar.

Dershaneler okyanusta kum tanesi
Paylaş

Meltem AKYOL
Metin AKARSU  
İstanbul


Gündemde en çok tartışılan konulardan biri dershanelerin kapatılması tartışması. Bakanlar kurulu sonrası tam Cemaat ve AKP arasında bir uzlaşma sağlandığı konuşulurken Başbakandan yeni bir çıkış geldi. Erdoğan ‘gerekli çalışmaları yapıyoruz’ dedi. Peki dershaneler gerçekten kapanabilir mi, kapanırsa ne olur? İşin siyasal yönü tartışılırken biz de eğitim yönünden tartışalım istedik ve tüm bu soruları Abbas Güçlü’ye sorduk. İşte yanıtlar.

Dershanelerin kapatılacağı tartışmalarına ilişkin hemen her gün yeni açıklamalar yapılıyor. Bir de size soralım, dershaneler kapatılmalı mı kapatılmamalı mı?
Ya ben bunu çok defa yazdım, kapatılmalı. Hatta Sayın Başbakan 2013’te kapatılacak dediğinde ben de bütün ana haberlerde ve yazılarımda ‘Kapat elini de öperim, oyumu da veririm’ dedim. Niye? Dershanelere karşı mıyım? Hayır, ama dershaneler eğitim sisteminin kimyasını bozuyor. Eğitime bir bütün olarak baktığınız zaman dershaneler okyanusta bir kum tanesi gibi. Eğitimin diğer tüm sorunlarını hiç konuşmadan tartışmadan sadece dershaneleri konuşuyor olmak eğitime haksızlıktır, öğrencilere haksızlıktır. Eğitimin yüzlerce artısı olması gerekirken onun sadece sınava endeksli hale getirirseniz, eğitim sisteminin çocuğa kazandırmak istediklerini kazandıramazsınız.
Örneğin öğrenci, sınavlarda beden eğitimi, müzik, felsefe, sosyoloji soruları çok az olduğu için bunlara hiç yönelmiyor. Halbuki siz iki tane beden eğitimi sorusu sorsanız, yani 2 takla atanı ben alıyorum ya da maraton koşan üniversiteye girecek deseniz bu ülkede herkes spor yapmaya başlar.
Bu ülkede hâlâ 6.5 milyon insan okuma yazma bilmiyor, hâlâ 3-4 sınıf bir arada eğitim yapıyor, hâlâ okulların tamamına yakınında yarım gün eğitim yapılıyor. Ben diyorum ki dershanelere aktarılan para eğitimin diğer önemli sorunları için harcansın, aktarılsın. Peki dershanelere o kadar para akıtılıyor da karşılığında ne oluyor? Bir tane öğrenci fazladan Anadolu liselerine ya da üniversitelere mi gidiyor, ya da başarı oranları tepeye mi çıkıyor? Geçen sene 2013’te üniversite sınavlarında 40 fen sorusunda başarı ortalaması 3.
Başarı bunun neresinde, biri bunu bana anlatsın. Bu kadar para harcanıyor ve karşılığında ne alıyoruz biri bunu bana anlatsın.Oysa biz o parayla eğitimde çok da iyi şeyler yapabilirdik.

KALDIRAN DA BESLEYEN DE AYNI
Dershanelerin kapatılmasını isteyenlerle kapatılmasın diyenler fırsat eşitliğinden söz ediyor. Kaldırılırsa mı fırsat eşitliği ortadan kalkar yoksa kalırsa mı?
Fırsat eşitliğini dershanelerle sağlayamazsınız. Yani bu sistemin dezavantajları çok fazla. Şimdi burada çelişkili olan şu: Dershaneleri kaldırmak isteyenlerle dershaneleri besleyenler aynı kişiler. Milli Eğitim Bakanlığı bir yandan dershaneleri kaldıralım diyor, bir yandan öğrenciyi dershaneye bağımlı hale getiriyor.

Nasıl getiriyor?
Çocuğa görmediği derslerden soru soruyor. Siz meslek lisesi öğrencisine görmediği derslerden soru sorarsanız nereden öğrenecek, gidecek dershaneden öğrenecek.
Siz tavşanla kaplumbağayı yarıştırıyorsunuz her seferinde. Sonra diyorsunuz ki tavşan birinci geldi; kaplumbağaya gel sana doping yapalım tavşanı geçersin diyorsunuz.
Bu mümkün değil yani burada sistem yanlış kurgulandığı için ne yaparsanız yapın sonuçta değişen bir şey olmayacak. Dershaneler bugün bir talep doğrultusunda ortaya çıkmışlardır. O talebi siz ortadan kaldırmadığınız zaman dershaneler ortadan kalkmaz.

MÜZİK ÖĞRETMENİNE MATEMATİK SORARSAN...
Etüt merkezi yapılsın diyenler de var...
Etüt merkezi yapsanız ne olacak? Eğitim sisteminin pek çok zaafı var, o zaafları ortadan kaldırmanız gerekiyor. Biz mükemmel eğitim verdik, sonra ne olacak? Önceki yıl KPSS’de Türkiye birincisi atanamadı, niye atanamadı? Çünkü fizik öğretmeni alınmadı. Yani böyle saçmalıkların olduğu yerde siz ne yaparsanız yapın! KPSS’de siz müzik öğretmenine matematik sorusu soruyorsunuz, bunu nereden öğrenecek, tabii ki dershanelerden. Ha siz eğer KPSS adaylarının dershanelere mahkum olmasını istemiyorsanız o zaman hangi alanlardan mezun olduysa onlara o yönde sorular sorarsınız. Böyle yaparsanız zaten dershaneye bağımlılık ortadan kalkar. Ama siz onları yapmayıp üstüne bir de bütün bunları yapıp ondan sonra da dershaneler kalkacak dediğiniz zaman kendi kendinizle çelişmiş olursunuz. Dershaneye gidenin de yarısı kazanmıyor. Bırakın bir de yani burada saçmalık şu her yıl 8-10 milyar dolardan söz ediyoruz. Peki sonuçta bir tane öğrenci fazladan üniversiteye gidiyor mu, hayır. O zaman biz bu parayı niye harcıyoruz, bu tartışmayı niye yapıyoruz.

Niye yapıyoruz?
Onu, bunu yapanlara sormak lazım. Artı, Anayasa da temel eğitim zorunludur diyor.  Ama Anayasada temel eğitim zorunlu olmasına rağmen hâlâ 6.5 milyon insanımız okuma yazma bilmiyorsa o zaman bu kıt kaynaklarımızı daha iyi bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Benim söylediğim o dershane iyi güzel de bizim o paralara daha fazla ihtiyacımız var. Biz bu paraları çocukların daha iyi eğitilmesi için, genel insan anlamında eğitilmesi içini harcayalım diyoruz. Yoksa bu yarışta diyelim girdi herkes üniversiteye herkes 100 üzerinden 100 aldı, ne yapacağız, herkesi alacak yerimiz var mı? KPSS’de siz Türkiye birincisini alamadınız kadro açılmadığı. Yani bunun yerine ben diyorum ki dershaneler işlerini çok iyi yapıyorlar, o zaman gitsinler insanlara meslek öğretsinler.

Sizin öneriniz meslek kursları mı?
Dershaneler okula da dönüştürülmesin tamamen meslek kurslarına dönüştürülsünler ve insanlara meslek öğretsinler bence.

ÖZEL OKULLAR BOŞ

Ya özel okullara dönüştürülmesi?
Yani içi boş vaatler. Bunu söyleyenler acaba özel okullarda kontenjanların yarısının boş olduğunu biliyorlar mı?İşte devlet katkı sağlayacak dediğinde, 1500 lira verecek dendiğinde herkesin özel okullara gideceğini mi sanıyorlar? Özel okul ücretlerini biliyorlar mı acaba? En ucuzu 10 bin lira ortalaması 20 bin lira. Geriye kalanı nereden gelecek, o bir yıllık olay değil hani bin lira, bin beş yüz lira…Üstünü doldurdu bir yıl verdi sonraki yıllarda ne olacak?

ANNELER BABALAR OY VERİRKEN DÜŞÜNSÜN
Dershaneler kapatılabilir mi?
Kapanmaz,  sınavlar da kalkmaz dershaneler de kapanmaz.

Neden?
Çünkü hızlı bir nüfus artışı var biz de. Bak ben size çok basit bir matematik bilgi söyleyeyim, yani 1 milyon 300 bin çocuk doğuyor her yıl, şimdi 3-5 doğur derken sayı 1 buçuk milyonu buluyor. Sizin alacağınız kapasite 5-6 yüz bin civarında, bir de onu bırakın ilk beş tercihinde seçtiği okulların sayısı 250 bin. O zaman 2.5 milyon insan o 250 binin içine girmek için çalışacak. Bir de bizde insanlar o kadar çabalıyorlar üniversiteye gidiyorlar bitirenlere verilen ödül ne biliyor musunuz: İşsizlik…

Peki çözüm nedir?
Eğitim bütün olarak ele alınırsa çözülür. Bütün bunların yeterince tartılması lazım ve taşların yerli yerine oturması lazım.
Anne babalar da biraz sandığa gittikleri zaman A, B, C partisi demeden hangisi olursa, hangi parti bugüne kadar benim çocuğum için ne yaptı, ne vadetti ne düşünüyor diye sorgularsa; eğer eğitim Türkiye’nin gündemine daha ciddi bir şekilde gelir, enine boyuna tartışılırsa o zaman hem ülke rahatlar hem de gençler önünü görebilir.

ÖNCEKİ HABER

Atalay: Kıdemde yarım gün geriye gitmeyiz

SONRAKİ HABER

İşte YÖK’ün gerçek ‘akademik özgürlüğü’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...