28 Ekim 2013 06:00

Yanan kömür değil, madencinin canıdır!

Yaklaşık 10 – 15 yıl öncesine kadar Soma’da devlete ait maden işletmelerinde yaklaşık 5 bin işçi çalışırdı. Kömür; Kısrakdere, Deniş, Eynez açık ocaklarından ve Darkale yer altı maden ocağından çıkarılmakta idi. Toplam yıllık üretim 10 milyon tondu.

Yanan kömür değil, madencinin canıdır!
Paylaş

Ufuktan Öden

Yaklaşık 10 – 15 yıl öncesine kadar Soma’da devlete ait maden işletmelerinde yaklaşık 5 bin işçi çalışırdı. Kömür;  Kısrakdere, Deniş, Eynez açık ocaklarından ve Darkale yer altı maden ocağından çıkarılmakta idi. Toplam yıllık üretim 10 milyon tondu. Bu üretilen kömürün çok önemli bir kısmı açık ocaklardan çıkarılır, kalan kısmı ise Darkale yer altı ocağında üretilirdi. Aynı yıllarda, özel sektöre ait ocaklarda ise yaklaşık 3 bin işçi çalışırdı. Bugün ise devlete ait E.L.İ. (Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü) Kömür İşletmelerinde yaklaşık 1.700 işçi çalışmakta, özel sektörde ise bu sayı 10.000’ i bulmaktadır.
Özellikle 1998 – 2000 yılları arasında devlette istihdam tercihen azaltılmış ve ocakların özel sektöre sunulması hız kazanmıştır. Bu son kazanın yaşandığı Darkale Maden Ocağında da 2003 yılında AKP iktidarı döneminde Ege Linyit İşletmelerinin elinden alınarak, özelleştirme yolu ile Uyar Madencilik Şirketine devredilmiştir. O günden bu yana, bu ocakta meydana gelen kazalarda 4 işçi yaşamını kaybederken, 37 işçi yaralı olarak kurtulabilmiştir. Araştırıldığında görülecektir ki, özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarının uygulandığı, şu son 10- 15 yıllık  dönemde meydana gelen iş kazası sayısı, cumhuriyet tarihi boyunca  E.L.İ. (Soma) kömür ocaklarında meydana gelen iş kazalarının toplamından çok daha fazladır.
Bu arada, sendikalı işçi sayısı hızla azalmış ve binlerce işçi sendikasız,  özel sektörün insafına terk edilmiştir. Özelleştirmeler ve taşeronlaştırma yolu ile binlerce maden işçisi özel sektörün kar hırsına kurban edilmiştir.
Ölen kardeşlerimiz öldüğüyle kalmakta, ne acıdır ki çoğu zaman görülen davalarda ölen kardeşlerimiz şuçlu çıkarılmaktadır. Biz daha; onca kazadan sonra ceza alan ve kapatılan bir maden ocağı görmedik. Yunus Güçlü yitirdiğimiz ilk can değildir. Ancak; son olmalıdır.
Burada görülmesi gereken açık gerçek şudur:  Binlerce işçinin en ağır şartlarda, en ucuz fiyata ve canı pahasına çalıştırılarak sömürülmesi ve bir avuç sermaye sahibine köle edilmesidir. Bu ülkeyi yönetenler tercihini bu şekilde yapmıştır.
Şimdi sıra işçilerin tercihini ortaya koymasındadır. Ya işçi kaderini kendi ellerine alacak, ısrarla örgütlenerek bu gidişe bir dur diyecektir ya da kör karanlıklarda üç kuruş için can vermeye devam edecektir.

*İzmir






ÖNCEKİ HABER

Adres

SONRAKİ HABER

Emniyete soruşturma açılmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa