Savcı gelmedi, ifadelerin emniyette alınacağı açıklandı

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Özgür Gündem'in “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına destek verdikleri için haklarında "terör örgütü propagandası" iddiasıyla soruşturma açılan gazeteciler Yıldırım Türker, Nadire Mater, Faruk Balıkçı, Tuğrul Eryılmaz ve Veysi Altay ifade vermek üzere Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi’ne geldi. İfadeye çağıran savcının henüz gelmediğini söyleyen savcılık kalemi, ifadelerin bundan böyle Emniyet’te alınacağını açıkladı. 

İfade vermeye gelen gazetecileri savcılık önünde bekleyen meslektaşları ve hak savunucuları yalnız bırakmadı. Bekleyenler arasında CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, HDP Milletvekilleri Garo Paylan, Ertuğrul Kürkçü, gazeteciler Banu Güven, Ahmet Şık, Hilmi Hacaloğlu, Karin Karakaşlı, Yetvart Danzikyan, Özgür Mumcu, Ece Temelkuran, TGS, TGC ve DİSK Basın İş yöneticileri de vardı. 

Savcılık önünde ifade vermek üzere bir süre bekleyen gruba avukat Meriç Eyüpoğlu bir açıklama yaparak, “Biz müvekkillerimizle birlikte savcının odasının önünde bekledik. Kimlik tespitleri yapıldı. Bir müvekkilimizle birlikte odaya girmek üzereyken savcının kalemi bize, ‘Savcı odasında yok. Bundan sonra ifadeler Emniyet Müdürlüğü’nde alınacak’ dedi” diye konuştu. Eyüboğlu, savcının sabah ifadeye çağırıp ardından da böyle bir karar verilmiş olmasına anlam veremediklerini ifade etti.

'ÖZGÜR GÜNDEM SUSMAYACAK'

Destek için gelen gazeteciler ve hak savunucuları ise savcının bu tutumunun kamuoyu baskısını azaltmak üzere alınmış bir karar olarak değerlendirdi. Grup savcı ile görüşmek üzere adliyedeki bekleyişini bir süre devam ettirdi. Ardından avukat Meriç Eyüboğlu bir açıklama daha yaparak bundan sonraki prosedürün nasıl işleyeceğine dair bilgi verdi. Eyüboğlu şunları söyledi: “Savcılıktan emniyete yazılarak talimat verilecek, emniyet de telefonla arayarak ifadeye davet edecek müvekkilleri. Prosedür bundan böyle bu şekilde ilerleyecek.Buraya gelip bütün işlemler tamamlandıktan sonra böyle bir prosedürün işlenmesine ilk kez tanıklık ediyorum.” Eyüboğlu'nun ardından söz alan gazeteci Nadire Mater ise bu durumun Özgür Gündem ve Kürt medyasının yaşadıklarının aktarılması konusunda vesile olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Bizimki sadece bir günlük bir nöbetti. Ancak yanımda İnan var, Özgür Gündem gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü. Hakkında 100'ü aşkın soruşturma var. Bunları görünür kılmak bizim görevimiz.”

Özgür Gündem gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya da kısa bir açıklama yaparak, “Bu kampanyanın amacı Özgür Gündem'i görünür kılmak, hak ihlallerine, basın özgürlüğüne dikkat çekmek. Türkiye'de bir savaş var ve bu savaşta toplumun haber alma hakkı engelleniyor. Biz savaş ortamında hak ihlallerinin haberini yaptık. Özgür Gündem susmayacak. Musa Anter'in bıraktığı yerden devam edeceğiz" dedi. 

HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü gazetecilerin üzerindeki baskının asla kabul edilemeyeceğini ve emniyetin bir ifade alma merkezi olmadığını belirterek, "Ortada bir suç yok. Özgür Gündem'le dayanışma ve dayanışanlarla da dayanışma devam edecek" dedi. 

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şöyle konuştu: "Adliyeler bugün avukatların, öğrencilerin, gazetecilerin yargılandığı mekana dönüşmüştür. Emniyette ifade almanın amacı bastırma ve yıldırma politikasıdır. Dayanışmaya devam edeceğiz."

GAZETECİLER DAYANIŞMA MESAJI VERDİ

Sabah saatlerinde adliye önünde biraraya gelen gazeteciler ve hak savunucuları gazetecilere yönelen baskılara dair açıklamalarda bulundu. Açıklamada ilk olarak TGC Genel Başkanı Turgay Olcayto konuştu. Olcayto,  “Gazetecilerle dayanışmak için buradayız. Türkiye’de basına yapılan muamele iyi değil acilen bu baskılardan  geri dönülmesi lazım” dedi. Basın Konseyi Genel Sekreteri Zeynel Lüle de "gazeteciler için av dönemi" başladığını belirterek, gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etti. 

İfade verecek olan gazetecilerden Nadire Mater, “Şu anda haber yapmak yerine burada ifade vereceğiz. Biz hak odaklı barış odaklı habercilik yapıyoruz. Umarız barışın yaklaştığı haberlerimizi yaptığımız günler gelir” dedi. Faruk Balıkçı da, gazetecilik mesleğinin önemli ayaklarından birinin dayanışma olduğunu belirterek, dayanışma için yayın yönetmenliği yaptığını ifade etti ve çağırıldığı taktirde yine yapacağını söyledi. Tuğrul Eryılmaz ise gazetecilik mesleğinin görmüş olduğu baskıların kendisini çok üzdüğünü ve sinirlendirdiğini belirtti. Eryılmaz, bu baskı ortamında gazetecilik yapmak istemediğini söyledi. 

Aktif olarak gazetecilik yapmadığını ancak gazetecilerle her zaman dayanışma içinde olduğunu söyleyen Türker, dayanışmanın yükseltileceğini belirtti.  

'TÜRKİYE GAZETECİLER İÇİN CEHENNEME DÖNDÜ'

TGS Genel Başkanı Uğur Güç ise şöyle konuştu, “Özgür Gündem ile yapılan dayanışma 55’inci gününde. Biz de 55 gündür buradayız. Gazeteleri, haber merkezlerini buraya taşıyalım. Neredeyse gazeteleri buradan çıkaracağız. Bu baskılar artık sona ermeli."

Geçtiğimiz hafta 3 arkadaşlarının tutuklandığını hatırlatan DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, “Bütün tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. 

Eren’in ardından Avukat Eren Keskin konuştu. Keskin de Özgür Gündem Gazetesi’nde yer alan haberlerin başka gazetelerde yer almadığını belirterek, Özgür Gündem’in gazetesinin gerçekleri anlattığını söyledi. Keskin, kendisinin de bir dönem yayın yönetmenliği yaptığını, hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu ve 100’ü aşkın soruşturma açıldığını söyledi. 

Son olarak konuşan CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, “Türkiye’nin gazeteciler için bir cehenneme döndüğünü görüyoruz. Bu cehennemin ateşine yeni odunlar atılıyor. Gazeteciler üzerindeki baskı her geçen gün artıyor. Gazetecilere yönelik  bu baskıyı kabul etmiyoruz” diye konuştu.