27 Haziran 2016 00:55

Bahreyn: Suud’dan destek İran’dan tehdit

Bahreyn’de, Şii Ruhani Lider Şeyh İsa Ahmed Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılması, bölgede mezhepsel gerilimi tırmandıran bir gelişme oldu. 

Paylaş

Yusuf ERTAŞ 
 Ali KARATAŞ

Nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i Şii olan ancak Sünni krallık tarafından yönetilen küçük Körfez ülkesi Bahreyn’de, Şii Ruhani Lider Şeyh İsa Ahmed Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılması, bölgede mezhepsel gerilimi tırmandıran bir gelişme oldu. 

Bahreyn yönetimi tarafından alınan bu karar, bütün bölgede “mezhep çatışmalarının fitilini ateşleyebilecek bir adım” olarak değerlendirildi. Rai Al Youm gazetesi başyazısında Bahreyn yönetiminin, “Hasımları karşısında demir yumruk politikasını sürdürmesi ve diyaloğu terk etmesi Mezhep çatışmaları fitilini bütün bölgede ateşleyebilir” diye yazdı.

SUUDİ ARABİSTAN’DAN KARARA DESTEK

2010 sonlarında Tunus’ta başlayarak tüm bölgeye yayılan Arap Baharında, Bahreyn’de de kitlesel gösteriler olmuş ancak bu gösteriler Suudi Arabistan askerleri ile bastırılmıştı. Tüm baskılara rağmen 2011 sonrasında da Şii nüfus demokratik anayasa ve eşit yurttaşlık talebiyle eylemlerini bu güne kadar sürdürdü. Vifak Derneğinin önderliğinde her cuma kitlesel gösteriler yapıldı. Bu nedenle Vifak Derneği de 16 Haziran 2016 tarihinde kapatıldı. Rai Al Youm, 2011 Martında Bahreyn’i işgal eden Suudi Arabistan’ın, Bahreyn’in aldığı son karara da destek çıkarak “egemenliğin gereği bir karar” olarak değerlendirdiğine dikkat çekti.

İRAN’DAN SERT TEPKİ

Bahreyn, nüfusunun Şii olması bakımından hem de tarihsel olarak İran’ın ilgi alanında olan bir ülke. Bu nedenle İran, Şeyh İsa Ahmed Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılmasını çok sert bir dille eleştirdi. İran dışişleri bakanlığı kararı, “keyfi” ve “haksız” olarak nitelendirdi. Al Kuds al Arabi gazetesi, Devrim Muhafızları liderlerinden General Kasım Süleyman’ın “bölgenin yanacağı” tehdidinde bulunduğunu öne sürdü. 

Öte yandan Rai Al Youm gazetesi, Körfez medyasının Şeyh İsa Ahmed Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılması kararını görmezden geldiğine dikkat çekti. Gazetede yer alan başyazıda, “İran’ın ‘kışkırtıcı’ açıklamalarıyla ve Bahreyn’in iç işlerine karışma ile ilgili Suudi Arabistan’ın basın kuruluşlarıyla aynı fikirdeyiz. Lakin aynı zamanda ‘Yemen’e askeri müdahaleyi kimin yaptığını, kararlılık fırtınası uçaklarını çocukları ve kadınları katletsin diye kimin gönderdiğini, bir yıl üç aydan beri altyapıyı kimin imha ettiğini’ sormak da hakkımız” denilerek, Yemen’in içine düştüğü durum hatırlatıldı.


BAHREYN’DEKİ ATEŞ MEZHEP SAVAŞINI ALEVLENDİRİR

Başyazı
Rai al Youm 

İNGİLİZ gazetesi olan Financial Times, dün yayınlanan (21 Haziran) başyazısında “Bahreyn’in şiddet kampanyası mezhep alevini tutuşturur” başlığını kullandı. Bu başlıktan dolayı bu gazeteyi İran Devrim Muhafızları tarafından yayınlanan ve başyazarı Kasım Süleyman olan bir gazete olarak düşünmüyoruz. Londra ve Washington bu ülkeye silah satışının yasaklanmasını ve ağır yaptırımların uygulanmasını talep etti.
Financial Times’in başyazısı muhalefete karşı şiddetin arttığı, Simgelerinden birinin vatandaşlıktan çıkarıldığı ve el Vifak gibi derneklerinin faaliyetlerinin dondurulduğu bir dönemde geldi. Derneğin Genel Sekreteri Ali Selman tutuklandıktan sonra, tutukluluk süresi uzatılmış ve dernek kapatılmayla karşı karşıya kalmıştı. Diğer bir aktivist Nebil Recep de yeniden tutuklandı. 

KIŞKIRTICI BİR ADIM DAHA

Bahreyn iktidarı Şeyh İsa Kasım’ı vatandaşlıktan çıkararak başka bir “kışkırtıcı adım” daha attı. Son üç yıl boyunca en az 250 kişi Bahreyn vatandaşlığından çıkarıldı. İnsan haklarının açık bir ihlali olan durum bölgede ve dünyada halkın kızgın tepkilerine yol açtı. 

Esef verici olan bu “kışkırtıcı adım” Körfez ülkelerinin gazetelerinde fark edilmeden geçti. Suudiler bu kararda herhangi bir kusur görmezken,“egemenliğin gereği bir karar” olarak değerlendirdi.  İran bu adımı Devrim Konseyi Başkanı Ali Laricani’nin dilinden kınadı.  Laricani, “Bahreyn Kasım’ı vatandaşlıktan çıkararak iktidarının sonunun ucunu göstermiştir” dedi. Bu adımı insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak nitelendirdi.

KÖRFEZ MEDYASI ATLADI

Devrim Muhafızlarından Kudüs gücünün komutanı General Kasım’ın tahminleri, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini öfkelendirdi. Kasım, Bahreyn’de silahlı bir direnişi öngördü. Devrim ve şiddet olayları ile tehdit etti.

Körfez medyası, vatandaşlıktan çıkarılma ve cezaevine konma adımını tamamen atlanmasının ardından bu açıklamaları İran’ın komşularının iç işlerine karışmasının ve silahlı devrimleri desteklemesinin reddedilmez bir delili olarak gördü.  

YEMEN’E MÜDAHALE EDEN KİM?

İran’ın “kışkırtıcı” açıklamalarıyla ve Bahreyn’in iç işlerine karışmasıyla ilgili Suudi Arabistan’ın basın kuruluşlarıyla aynı fikirdeyiz. Ancak aynı zamanda “Yemen’e askeri müdahaleyi kimin yaptığını, kararlılık fırtınası uçaklarını çocukları ve kadınları katletsin diye kimin gönderdiğini, bir yıl üç aydan beri altyapıyı kimin imha ettiğini” sormak da hakkımız. Bu yoksul, fakir Müslüman Arap ülkesinin içişlerine karışma daha büyük bir suçtur. 

Bahreyn devleti, Yemen’de savaşı sürdüren ittifakın bir üyesidir. Suudi Arabistan’ın başka bir Arap devletine karşı sürdürdüğü kanlı müdahalenin ortağıdır. Bu ortaklık keşke sadece sözle olmuş olsa! Uçak, asker ve aynı zamanda tank göndermektedir. Biz burada ileride İran’ın Bahreyn’e herhangi bir askeri müdahalesini, daha açık bir şekilde ifade edersek hiçbir askeri müdahaleyi haklı bulmuyoruz.  

Bahreyn baskı uygulamalarında çok ileri gitti ve bütün kırmızı çizgileri aştı. Hasımları karşısında demir yumruk politikasını sürdürmesi ve diyaloğu terk etmesi mezhep çatışmaları fitilini bütün bölgede ateşleyebilir.


BAHREYN'LİNİN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMASI VE İRAN'IN BÖLGEYİ YAKMA TEHDİDİ

Başyazı
al Kuds al Arabi  
                             

Manama iktidarı, ülkenin en önde gelen Şii din adamı İsa Kasım’ı vatandaşlıktan çıkardı.  İçişleri bakanının bildirdiğine göre çıkarılma sebebi, “ülkenin yüksek çıkarlarına zarara” neden olan  “mezhepçiliği ve şiddeti cesaretlendirmesi”. 

Karar, İran’ın birçok sert yanıtına neden oldu. Bunların en şiddetlisi Devrim Muhafızları liderlerinden General Kasım Süleyman’ın “bölgenin yanacağı” tehdidi. Devrim Muhafızları adına yapılan açıklamada kararın Bahreyn’de “İslam Devrimine” yol açacağı belirtildi. İran dışişleri bakanlığı kararı “keyfi” ve “haksız” olarak nitelendirdi. 

Karara ABD de reaksiyon gösterdi. Bahreyn’de keyfi olarak vatandaşlıktan çıkarılmadan duyduğu rahatsızlığı ifade etti. ABD’de İnsan Hakları Meclisi kararı “haksız” olarak nitelendirirken, Mısır ve Suudi Arabistan bu adıma destek verdi. 

Birkaç gün önce alınan siyasi ve dini amaçlarla (Şeyh İsa’nın yaptığı gibi) toplanmayı yasaklayan kanun, Bahreyn iktidarı ile muhalefet arasındaki mücadeleyi kızıştırmıştı. Ülkedeki en önemli Şii siyasi hareket olan el Vifak’ın genel sekreteri mahkum oldu. Teröre yataklık yaptığı gerekçesiyle büroları kapatıldı. Buna ek olarak yabancıları ülkenin iç işlerine karışmaya davet etmekle suçlandı. 

Ülkedeki Şiilerin en önde gelen ruhani lideri Kasım, Bahreyn vatandaşlığının kendisinden alınmasını, bu mezhebin tüm üyelerini hedef alan simgesel bir karar olarak nitelendirdi.  Ayrıca bu kararın “rejime sadakat” ile “ mezhebe sadakat” arasında bir kutuplaştırmayı hedeflediğini ekledi. 

İran, kelime oyunu olmadan söyleyecek olursak Bahreyn Şiilerini ve Arap bölgesindekileri, “Kum ve Necef’e sadakat” (şeyh İsa Kasım iki şehirdede ders aldı ve bu iki şehir dünya Şiilerinin eğitim merkezi olarak nitelendiriliyor) ile “ülkelerine sadakat” arasında seçim yapmaya dayanan kötü bir pozisyonda bulunmaktadır. 


PORTRE: ŞEYH İSA AHMED KASIM

al Wasat

İçişleri Bakanlığı dün (20 Haziran 2016) Şeyh İsa Ahmet Kasım’ın Bahreyn vatandaşlığından çıkarıldığını söyledi. Karar, Vifak Derneğinin kapatılması ve İslami Farkındalık derneğinin dağıtılmasından sonra geldi. 

* 1941 de Bahreyn’in el Duraz köyünde doğdu.
* Geçen yüzyılda 50’lerin sonuna doğru el Naim’de (Manama) merhum Seyyid Alavi Algriffi’nin elinde senelerce dini ilimlerde ders gördü. 
* Liseyi Manama’da 1959 yılında bitirdi. 
* 1960-1962 arasında el Bedi ilk okulunda öğretmenlik mesleğini icra etti.    
* 60’ların başlarında Irak’a gitti ve Necef’te dini ilimlerde ders gördü. Necef’te ilahiyat fakültesinde ders aldı ve derece ile mezun oldu. 
* 1968’de Bahreyn’e döndü ve el Hamis medresesinde iki yıl boyunca ders verdi.     
* 1970’te Necef’e döndü ve çalışma seminerlerine katıldı.    
* 1972’de Bahreyn’e geri döndü ve kurucu meclis seçimlerine katıldı. 1973’te yayınlanacak olan Bahreyn anayasasına kurucu üye olarak seçildi.
* 1972 yılında İslam Farkındalık Derneğinin kuruluşuna katıldı. 
* 1973’te dağıldığı 1975 yılına kadar Ulusal Meclis üyeliğine seçildi.
* 1980’lerin başlarına kadar İslam Farkındalık Derneğinin başkanlığını yaptı. 1984’te dernek ilk sefer dağıtıldı. 
* Dernek ulusal eylem şartının oylanmasından sonra 2001 yılında yeniden faaliyete geçti. 
* 1992’de Kum şehrinde seminerlere katıldı.
* Ulusal eylem şartının oylanmasından sonra 2001 yılında Bahreyn’e döndü. 
* 8 Mart 2001’de kurulan 16 Haziran 2016’da kapatılan  Vifak derneğinin ruhani lideri olarak biliniyor.


BAHREYN; İRAN İÇİN ÖZEL ÜLKE

Suudi Arabistan’ın siyasi ve coğrafi açıdan yakın komşusu, küçük ada devleti Bahreyn’in durumu Tahran için çok özel. Tarihi açıdan, 17. yüzyılın son çeyreğinde el Halife hanedanı yerleşmeden önce bu topraklara uzun süre İran egemen oldu. 1970’e kadar, İran hükümeti Bahreyn’i topraklarından ayrılmaz bir parçası olarak gördü ve onu ülkesinin 14. eyaleti olarak kabul etti.
Bahreyn’i yöneten el Halife ailesinin Arap asıllı ve Sünni olmasına karşın, Bahreyn nüfusunun çoğunluğu Şii olup (en iyi tahminle yüzde 70’i) bunların bir bölümü İran asıllı. Acemler, Bahreyn’deki Şii nüfusun üçte birini oluşturuyorlar. 
Bahreyn nüfusunun Şii karakteri tabii ki İran İslam Cumhuriyetinin görmezden gelemeyeceği bir etken. Tarihsel açıdan ve nüfus olarak en büyük Şii devlet olan İran’ın, bölgedeki ülkelerde yaşayan Şiilerin akıbetiyle ilgilenmemesi ve onlarla bir dayanışma içerisinde olmaması imkânsız.

2011 DEMOKRASİ EYLEMLERİ 

İran, Bahreyn’de, 2011 Şubatında demokrasi talebi ile patlak veren gösterilerin başlangıcından itibaren göstericileri destekledi, başkent Manama’daki yetkililere ılımlı ve ölçülü davranmaları ve halkın isteklerini yansıtmaları çağrısında bulundu. Bastırma hareketi karşısında Bahreyn güvenlik güçlerini kınadı ve BM İnsan Hakları Konseyi’ne çağrıda bulunduktan sonra 2011 martında, Bahreyn’e Suudi birliklerinin yerleştirildiğini açıkladı. 

İran dışişleri bakanı bu askeri müdahaleyi “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Tahran’a göre Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) ortak harekatı adı altında, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri güçlerinin Bahreyn’e girmesi (İran, bu harekatı bir işgal olarak nitelendirmiş ve Cumhurbaşkanı Ahmetinejad tarafından, Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgaline benzetilmiştir) durumu daha da karıştırmaktan başka bir işe yaramadı ve bir iç krizi, bölgesel bir krize dönüştürme tehlikesini gündeme getirdi. 

Gösterilerin devam etmesi ve İran’ın tehditkar tutumu karşısında, tüm KİK üyelerini kapsayacak birlik projesi ortaya atıldı. Bu projenin ilk adımının Bahreyn ve Suudi Arabistan arasındaki birlik olması öngörüldü. Bahreyn’in Şii nüfusu arasından büyük çalkantılar yaratan ve KİK içinde bile –özellikle Katar ve Umman- çekincelere yol açan bu öneri, Tahran tarafından, bir “ilhak” girişimi olarak nitelendirildi.
 

ÖNCEKİ HABER

Sesimizi duyurması en büyük destek oldu

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Tayfun Atay: Din sekülerleşmeden uzak kalamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...