29 Mayıs 2016 06:03

Vahşetin kokusu ve talanın izleri: Sur

Sur'da bazı sokaklarının bir bölümünde yasak kaldırıldı. Sertaç Kayar sokağa çıkma yasağının kalktığı gün Sur'daki tanıklıklarını yazdı.

Paylaş

Sertaç KAYAR

Diyarbakır’ın tarihi Sur İlçesi’nde aylardır devam eden sokağa çıkma yasağı kısmi olarak devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ilçenin bazı sokaklarının bir bölümünde yasak kaldırılırken, esas çatışmaların yaşandığı mahallelerde ise yasak ve yıkım sürüyor. Yasağın kalkmasıyla birlikte gittiğimiz tarihi ilçenin sokakları, evleri ve iş yerleri tamamen harabeye dönmüş ve talan edilmiş. Sokaklara ilk girdiğimizde cenaze kokusu, birikmiş çöp ve ölen hayvanların yaydığı koku yüzümüze vuruyor. Sokaklar tıklım tıklım, herkes evinin iş yerlerini görmeye giderken, evde kalan birkaç parça eşyasını kurtarma çabasında olanlar da var. Kimisi de çocuklarının öldüğü sokaklarda büyük bir hüzünle dolanıp duruyor. Büyük bir telaş hakim. Sokaklardaki koku evlerin içine girince daha da ağırlaşıyor ve evlerin içindeki kan, kanın üzerinde duran “1 Nolu cenaze” yazılı kağıtlar… Bir savaş alanına nasıl bir duyguya kapılırsa insan Sur’da da aynı duyguya kapılıyor. 

ÇEKSENİZ NE OLACAK?

Odaları gezdiğimizde ise yaşanan talana da tanıklık ettik. Evlerde hiçbir değerli eşya kalmamış. Mahalle sakinleri tepkili. Kimi zaman çekim yapmamıza da “Çekip ne olacak, herkes gördü, duydu ama üç maymunları oynadı” diyor. Kimisi “Sorun ev, eşya değil, onları çalışır kazanırız ama giden onca canı kim nasıl getirecek?” diye soruyor. “Abi, rahmetli babamın fotoğrafları vardı, onlar da yok…”, “Burada yasak vardı ve kontrolü devletin elindeydi. Kimse girip çıkamıyor. Peki eşyalarımız nerede? Talan etmişler, yakıp yıkmışlar her yeri…”, “Evimizi bulamadık, dümdüz arazi olmuş…” ve uzayıp giden sitem dolu sözler… Girdiğimiz bir evde 8 yaşlarında küçük bir çocuk harabeye dönen evin içinde gezinen annesine balkıyor, korku dolu bakışlarla. Bir süre seyrettim. Beni fark etmedi ve bir anda gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Annesine koşup sarıldı… Acı sadece büyükleri değil çocukları da yoruyor…

‘EV YOK...’

Yüksek bir apartmanın çatısına çıktık ve karşılaştığımız manzara şok etkisi yarattı. Tarihi Sur’un mistik kokan dar sokakları, evleri dümdüz araziye dönüştürülmüştü. Ve arazinin içinde evlerin önünde bekleyen kepçe yıkıma kısa bir ara vermiş öylece duruyordu orada. Bir anda evlerin çatısı insanlarla dolup taştı. Herkes bulabildiği en yüksek çatıya çıkarak evini bulmaya çalışıyordu. Genç biri yanıma yaklaşıp evlerinin bulunduğu noktayı göstererek çekmemi istedi. Çektim ve yakınlaştırıp bakınca gözleri doldu. “Abi ev yok” diyebildi. Ve kadınlar… Büyük bir telaşla etrafa bakınıp duruyorlar. Herkes evini arıyor. Kimisi yıkılmış halini, kimisi de evinin tek taşını bile bulamıyor. Büyük bir öfke var. Hemen hemen herkes “Giden canlar” diyor. 

ROZERİN...

Sokaklarda gezinirken, iki yurttaş yanıma gelip “Bizimki de buradaymış Ne ölüsüne ne dirisine ulaşamadık. Çıkan cenazeler içinde yoktu. Kimse bilmiyor. Ne yapacağız, nasıl bulacağız bilmiyoruz” diyor. Çaresiz birbirimize bakabildik. Ve Rozerin’in ailesi… Kızlarının yaşamını yitirdiği sokaklarda ondan kalan bir iz arar gibi etrafı süzüyorlardı. Ve yaşamını yitiren diğer gençlerin aileleri… Herkes bir şeyler arıyor ama kimse umut ettiğini bulamıyordu. Çatışmaların başladığı ilk günlerde gençlere tepki gösteren ciddi bir kesim vardı. Ancak o gün girdiğimiz sokaklarda tepkinin büyük oranda devlete yöneldiğini gördük. “Devlet ne malımızı ne canımızı korudu, ikisini de aldı” diyenlerin tepkisi büyüktü.

Yüzlerce canın yitip gittiği Sur, şimdi bir fethedilmiş gibi Türk bayrakları ile donatılmış. Peki neye ve kime karşı? Sivil, YPS, asker, polis kısacası yüzlerce canın yitip gittiği Sur’da devlet cephesinde bir yas değil, bir zafer havası hakimken, halkta ise yas havası VAR. Yani “Devlet vatandaşına karşı zafer mi kazandı?” sorusunu sormak gerek. Yada yıkılmış evler dahil tüm Sur’a neden dev bayraklar asılsın? Daha geçen seneye kadar barış ikliminin hakim olduğu sokaklarda yaşanan savaşın sorumlusu kim? Yitip giden onca canın sorumlusu kim? Halkın can ve mal güvenliğinden kim sorumlu? Canlarını, mallarını, mülklerini kaybedenler, evlerine iş yerlerine el konulanların gözüyle Sur’un harabe haline bakmak mümkün değil ama görüntüde bağrında derin bir yara açılan Sur var Diyarbakır’da…

sertackayar@gmail.com
Tvvitter:@sertacamed

ÖNCEKİ HABER

'Güzel değilsin' denilip işten atılan da var

SONRAKİ HABER

Suriyeliler kutuplaşmanın neresinde?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...