28 Mayıs 2016 00:35

Bayburt’ta unutulmuş bir yargısız infaz...

Tarih; Bayburt’a 29 Ekim 1983 günü Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşatırken, 9 çocuklu bir eve travma indirme planları yapmaktaydı.

Paylaş

Suat TÜRKMEN

Tarih; Bayburt’a 29 Ekim 1983 günü Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşatırken, merkeze bağlı Şingah Mahallesi’nde 9 çocuklu bir eve travma indirme planları yapmaktaydı...
Neredeyse tüm Bayburtluların sevdiği, Kılıç İhsan ya da Jipçi İhsan veya İhsan Dayı olarak bilinen İhsan Karaer’den bahsediyoruz.
İhsan Karaer, 9 çocuk babası bir emekçiydi. Bayburt çarşı içinde İş Bankası önünde park ettiği Willys Jeep’iyle yolcu taşımakla uğraşır, müşteri çıktıkça kar-kış demeden ulaşımın zor olduğu Bayburt’a bağlı 186 köye yolcularını ulaştırarak ekmek parasını çıkarırdı. Şehir merkezine olduğu gibi Gümüşhane’ye, Trabzon’a, Erzurum’a da acil durumlarda koşturduğu olurdu.
Gençlerle genç olmasını, arkadaş olmasını bilen, onlarla sohbet etmekten zevk alan, insan sevgisiyle dolu, balık tutmayı, ava çıkmayı seven, babacan, yürekli, yiğit bir insandı Kılıç İhsan. Aynı zamanda uzun boylu, güçlü kuvvetliydi de...
O günler ülkenin üzerine çökmüş 12 Eylül darbesinin en ağır dönemi yaşanmaktaydı. Askeri diktatörlüğün kara bulutları dağılmamıştı henüz. Darbe tüm gücüyle ülkede etkisini göstermekteydi. Bayburt’ta her kentte olduğu gibi örfi idareye ait kaymakamla yönetilmekteydi. Askerlerin astığı astık, kestiği kestik dönem hüküm sürüyordu. Kendilerini ayrıcalıklı saymayı o kadar meşru görüyorlardı ki, eşleri, çocukları bile tüm halka aşağılayıcı ve ölçüsüz davranışlardan imtina etmiyorlardı.
Bayburt Kaymakamı, eşinin de bu duygularla halkı küçümseyerek çarşıda dolaştığı bir gün; İhsan Karaer’in yolundan çekilmemesine ve arzu ettiği korku eşitlikli saygıyı görememesi üzerine sinirlenir, kaymakamlığa yönelir. Bir müddet sonra Kılıç İhsan polisler tarafından müşteri beklediği İş Bankası önünde park halindeki cipinden alınır, karakola götürülür. Kılıç İhsan gözaltı nedenini sorsa da cevap verilmez.
İhsan Karaer o gece evine dönmedi, arabası İş Bankası önünde park halinde durmakta, eşi, çocukları onun uzak bir köye yolcu götürdüğünü sanmaktadırlar.
Ertesi sabah arabasını aynı yerde gören ama kendisini göremeyen arkadaşları akşama kadar ortaya çıkmayınca merakla Kılıç İhsanı sorarlar tanıdıklarına.
Evde de telaş vardır; “Baba nerede kaldı, neden bu saate kadar gelmedi, acaba başına bir iş mi geldi” diye. Her iki tarafın merak ve telaşı Bayburt merkezine yayılır. Araba ortada duruyor ama Kılıç İhsan yok.
İhsan Karaer götürüldüğü karakolda başlarında emniyet amirinin olduğu bir ekip tarafından kaba kuvvete maruz kalır. Saatlerce dövülür. Kafasına sert cisimle vurulur. Bayılınca ara verilir işkenceye. Aldığı darbelerin bilincinde olmadan bir müddet sonra serbest bırakılır. Ama darbeler öldürücüdür. Arkadaşlarıyla olayı konuşurlar, başına gelenleri anlatır arkadaşlarına. Sohbet ederken oturduğu koltukta birden fenalaşarak olduğu yere yığılır kalır. Acilen Erzurum Numune Hastanesine yetiştirilmeye çalışılır ama Kılıç İhsan kurtarılamaz...
Sonra olaylar olur, çocuklarından biri babasının mavzeri ile karakolu basıp babasının intikamını almaya çalışır. Büyük kalabalıklar oluşur emniyetin önünde. Polisler karakoldan çıkamaz hale gelirler. Bayburt’un ileri gelenleri olaya müdahil olup silahı alır, emniyete teslim ederler. Olaylar durulur, ardından Bayburt’ta dava açılır. Şahitlik edenler polis tarafından “Memleketi karıştırmak, anarşi çıkarmak ve vatana ihanet etmek suçuyla yargılanmakla” tehdit edilirler, olayın takibini bırakmaları istenerek gözdağı verilir. Mahkeme Bayburt’tan vilayete yani Gümüşhane’ye gönderilir, bir iki celse sonra da Trabzon’a gönderilir. Aynı Gazeteci Metin Göktepe davası gibi ilden ile sürülür mahkeme. Amaç aynıdır; dava takip edilmesindir kirli düşünce. Öyle de olur, maddi imkansızlıklar engel olur davanın takibine.
Sonuç; Bayburt’ta polis tarafından bir yargısız infaz yapılır. Olayın failleri belli iken faili meçhul olur. Dava; ekonomik nedenlerden, sahipsizlikten ve takipsizlikten dolayı zamanaşımı ile düşer. En büyük oğlu askerden yeni gelen aile bu acının getirdiği travma ile baş başa kalır.
Kılıç İhsan olayı belleklerden silinir. Katiller başka yerde yaşamaya belki de başka canları yakmaya, ocakları söndürmeye devam ederler...
Katilleri koruyan devlet; her zamanki gibi o korkunç azameti ve kibriyle dimdik ayaktadır!
Ve devlet, halen öldürmeye devam etmektedir!

ÖNCEKİ HABER

Kanser hastasından 16 bin lira istediler

SONRAKİ HABER

Kahvehanelere 'Ramazan' ayarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...