Dink davasında tahliye talepleri reddedildi

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Hrant Dink cinayetine ilişkin davada savunma yapan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Dink’in öldürüleceği bilgisinin istihbarat görevlilerinde olduğunu ancak kendisine ne önceki emniyet müdürü Ramazan Akyürek’in ne de Mehmet Kurt kod adlı Yasin Hayal’in bilgi vermediğini öne sürdü.

Bunun üzerine Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, “Trabzonda herkesin neredeyse bildiği cinayet girişiminden sizin hiç bilginiz olmadı mı?” diye sordu.

Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin 27’si kamu görevlisi, 6’sı tutuklu toplam 37 kişinin yargılandığı davanın bugün görülen 3. oturumuna aralarında İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Sabri Uzun, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyet Müdürlüğü polis amirleri Muhittin Zenit, Ahmet İlhan Güler ve Özkan Mumcu’nun olduğu 11 tutuksuz sanık ile Dink Ailesi avukatları ve sanık avukatları katıldı. HDP Milletvekili Garo Paylan da duruşmayı izleyenler arasındaydı.

Duruşma dosyaya sonradan eklenen Ordu Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkılınç hakkındaki ek iddianamenin okunmasıyla başladı. 7 sayfalık ek iddianamenin okunmasının ardından sanık ifadelerine geçildi.

‘DİNK SUİKASTINA DAİR BANA BİLGİ VERİLMEDİ’

Tutuksuz sanıklardan ilk savunmayı dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay yaptı. 15 Mayıs 2006 tarihinde Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak göreve başlayan Altay, cinayetin işlendiği tarihte bu görevini sürdürüyordu. Dava iddianamesinde Altay hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme, ve görevi kötüye kullanma” iddiasıyla 31 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Altay savunmasına, hakkındaki bütün bu iddiaları reddederek başladı. Beraatini talep eden Altay, meslek hayatı boyunca sicilinde tek bir uyarı cezası bile olmadığını, herhangi bir cemaat ve parti ile legal veya illegal ilişkisinin olmadığını öne sürdü. Ramazan Akyürek’in Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden ayrılmasının ardından Trabzon’a atandığını ifade eden Altay, Akyürek’in kendisine devam eden operasyonlara dair bilgi verdiğini, Trabzon Emniyeti’nin şubelerinden brifingler aldığını ancak Dink’e yönelik suikast yapılacağına dair bilgi verilmediğini savundu. Altay, Mehmet Kurt kod adlı Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğunu Dink suikastinden sonra dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile yaptığı telefon görüşmesinde öğrendiğini de iddia etti.  

DİNK’İN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN ÖĞRENMİŞ!

Altay, “İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç makamıma gelerek bir yardımcı istihbarat elemanının çalışmadığını, agresif tavırlar sergilediğini beyan etti. Hangi konuda bilgi getirdiğini sordum Karadeniz’deki sol yapılanmalara ve Çeçenistan’daki kişiler hakkında haber alma görevini yaptığını söyledi. Bu görüşme ve sonrasında Dink’e ilişkin bir cinayet istihbaratı bilgisi verilmedi. Daha sonra bu göreve atanan Faruk Sarı da aynı şahıstan bahsetti ve Mehmet Kurt adındaki bu yardımcı istihbarat elemanının görevden çıkarılmasını istediğini beyan etti. Ve görevden çıkarıldı. Faruk Sarı da bana bu elemanın Dink’e yapılacak suikastle ilgili bilgi getirdiğini söylemedi. Dink’in öldürüldüğü gün İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah kriptolu telefondan beni arayarak Mehmet Kurt kodlu Erhan Tuncel’in Trabzon’daki İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne Dink’e yönelik suikastle ilgili bilgi verdiğini söyledi. Ben bu konuşmada öğrendim Mehmet Kurt’un Dink suikastiyle ilgili bilgi verdiğini” dedi. Savunmasında Dink suikastine dair bilgisi olmadığını, Erhan Tuncel ile Yasin Hayal’in ismini cinayetten sonra öğrendiğini iddia eden Altay’a Dink ailesi avukatlarından Bahri Belen,“Trabzon'da herkesin neredeyse bildiği cinayet girişiminden sizin hiç bilginiz olmadı mı?” diye sordu. Belen, “Trabzon’da Santoro cinayeti, Mc Donalds bombalaması, başbakanın uçağına bomba ihbarı var. Bu olaylara ilişkin Kırklareli’nden Trabzon’a geldiğinizde kimmiş bunlar diye sorma ihtiyacı duymadınız mı” sorusunu yöneltti.

'CİNAYETİ İNCELEMEYE ZAMANIM OLMADI'

Altay’a sorular yönelten mahkeme heyeti, “Engin Dinç'le ve sonra Faruk Sarı'yla yapmış olduğunuz  görüşmede sorumlu haber elemanından bahsediliyor. Sorumlu sahsın millyetçi gruplarla bilgi sağladığı bilgisi var. Trabzon gibi bir yerde şu elemanın (Tuncel) dosyasına bakayım demediniz mi?” diye sordu. Altay bu soruyu, “İtibar ettiğim insanlar istihbarat şube müdürleri, onlar hiçbir bilgi getirmediğini söylemediler” diye yanıtladı. Mahkeme Başkanı, “Engin Dinç, Faruk sarı ya da yardımcı istihbarat elemanıyla ilgili kişilerle cinayetten sonra görüştünüz mü?” diye sordu. Altay bu soruya da, “Cinayet sonrası araştırma, incelemeyle ilgili ne fırsatım oldu, ne imkan verdiler” diye  yanıt verdi.

Mahkeme Başkanı, “Cinayetin son dönemine kadar Hayal'le, Tuncel’in görüşmelerinin devam ettiği anlaşılıyor. 9. raporda cinayet olacağı bilgisi var. Öncesinde bu eleman hiç mi birşey söylemedi?” diye sordu. Altay bu soruya da, “İlk 8 F4 raporunu kimse incelememiş. 9. raporda kesin öldürüleceği söyleniyor. Sonraki süreçte devlet arşivlerine girmiş bilgi yok. 11-12 raporlarında bilgi verilmediği söyleniyor. Bu işle ilgisi olanlar ne İstanbul’a ne bana ne başka yetkililere birşey söylememiş” diye yanıt verdi.

'EMNİYETİ YÖNLENDİREN CEMAAT GRUBU VAR'

Mahkeme Başkanı, “Emniyet’in içinde emniyeti yönlendiren güçlü bir cemaat grubu var mı?” diye sordu. Altay bu soruyu da, “Evet var” diye yanıtladı. Ara verilen mahkeme, Dink Ailesi’nin avukatlarının sanık Altay’a yönelik soruları ile başladı. İlk olarak avukat Hakan Bakırcıoğlu, Altay’a soru sordu.  Bakırcıoğlu, “Engin Dinç, göreve geldiğinizde istihbarat şubesi olarak size brifing verdiğini söylüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sordu. Bunun üzerine Altay, “O brifingde bütün  rütbeliler vardı. Toplantıda Dink suikastıyla ilgili Dinç bana bilgi vermedi”  diye yanıtladı. Bakırcıoğlu, Altay’a, “Engin Dinç, Tuncel'in istenmeyen olaylara karışabileceğini  söylemis. Bunun ne anlama geldigini ona sormadınız mı?” diye sordu. Altay da bu soruya, “Sormadım.  Bana gelen bilgiler Tuncel'in bilgi vermediği ,davranışları  nedeniyle de istihbarattan çıkarılması  gerektiğine  yönelikti” diye yanıt verdi.

HAYAL, DİNK AİLESİNDEN ÖZÜR DİLEDİ

Duruşmaya SEGBIS aracılığı ile katılan Yasin Hayal, "Dink ailesinden özür diliyorum. Tahliyemi istiyorum" dedi.

Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Dink ailesinden özür diliyorum. Orhan Pamuk'a ilişkin sarf ettiğim sözlerden de özür diliyorum. Ben Öğün Samast'ın böyle birsey yapacağını bilseydim ona silah vermezdim. Tahliyemi istiyorum" dedi. Hâkim ise Hayal'e hükümlüsün diye yanıt verdi.

MAHKEME TAHLİYE TALEPLERİNİ REDDETTİ

Duruşmada dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın savunmasının ardından tutuklu sanıkların  avukatlarının talepleri alındı. Erhan Tuncel'in avukatı Erhan Korkunç, Tuncel'in yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını istedi. Dink ailesi avukatı Bahri Belen, Tuncel ile ilgili olarak yargıtayın bozma kararını hatırlatarak, yurt dışı yasağının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini istedi. Tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer'in avukatı başbakanlık teftiş kurulu raporlarını istedi. Son olarak tutuklu Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir söz aldı. Demir, kaçma şüphesi iddiası ile tutuklandı ğını hatırlatarak, bunun gerçeği yansıtmadığını iddia etti.  Kaçma şüphesi olmadığını söyledi. Demir, delilleri karartma imkanı olmadığını belirterek, tahliyesine istedi. Son olarak konuşan tutuklu sanıkların avukatları da delil yetersizliği nedeni ile sanıkların versiyonu istedi.

Kararını açıklayan Mahkeme heyeti,  tutuklu sanıkların tahliyesinin reddine karar vererek davayı 20, 21, 23 Haziran'a erteledi. Ayrıca heyet, Dink ailesinin davaya katılma talebini kabul ederken Erhan Tuncel'in yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddetti.