24 Mayıs 2016 14:29

14 yılın özeti: Efemçukurunda yaşamın kazanmasına izin yok

İzmir'in içme suyunu ilgilendiren altın madeni davasında hukuktan çok siyasi iktidarın belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 

Paylaş

Özer AKDEMİR

14 yıldan bu yana süren Efemçukuru davalarından birisi daha sona erdi. İzmir'in damı denen kente 20 kilometre uzaklıkta Kanadalı TÜPRAG şirketi tarafından işletilen altın madenine verilen ilk ÇED'in iptalinin ardından 2009/7 Genelgesine dayanılarak verilen ikinci ÇED olumlu kararında da geçtiğimiz Nisan ayında yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştı. Bu kararın ardından daha önce madende bilirkişi keşfi yapılsın diyen İzmir 6. İdare mahkemesi, bu görüşünden vazgeçerek taraflara duruşma çağrısı yaptı. Dün görülen dava İzmir'in içme suyunu ilgilendiren altın madeni davasında hukuktan çok siyasi iktidarın belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 

ÇEVRE BAKANLIĞINI KAPATIN!

Duruşmaya altın madenine karşı davalarda EGEÇEP, Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Barolar Birliği avukatları katılırken, TÜPRAG Genel Müdürü Mehmet Yılmaz, şirket avukatları ve onların yanında Çevre Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Çevre bakanlığı avukatının şirketin yanında davaya müdahil olması EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı tarafından eleştirilirken, "biz çevreyi korumaya çalışıyoruz adı Çevre Bakanlığı olan kurum şirketin yanında karşımızda duruyor. O zaman kapatın Çevre Bakanlığını" diye tepki gösterdi. 

İZMİRLİNİN YAŞAM HAKKI TEHLİKEDE

Davaya Türkiye Barolar Birliğini temsilen katıldığını belirten TBB Çevre Komisyonu Sekreteri Av. Ömer Erlat, kentin su havzasında işletilen bir altın madenine normal hukuk devletlerinde asla izin verilmeyeceğini belirterek, "Biz hukuk devletini korumak için bu davaya müdahil olduk. 4-5 milyonluk İzmirlinin yaşam hakkı tehdit altında" dedi. İzmir Tabip Odasını temsilen davaya katılan Av. Abdullah Hızar da kamu yararı ve halk sağlığını ilgilendiren her durumda TTB'nin görevinin halkın yanı olduğunu belirterek, "Sermaye ile halkın karşı karşıya kaldığı davalarda siz yargıçların yerinde olmak istemezdim. Ama önlem alınmazsa Karadenizdeki radyasyondan kaynaklanan sorunlar gibi İzmir'in geleceğini de benzer sorunlar bekliyor" dedi. 

İZMİRLİ BİLİRKİŞİYİ NEDEN İSTEMİYORLAR?

EGEÇEP ve Efemçukuru Köylüsü Ahmet Karaçam'ın avukatı Arif Ali Cangı, Efemçukuru sürecinin 2002 yılından bu yana devam ettiğini belirterek, "bu süreçte bilirkişilik müessesinin de zarar gördü. Bilirkişilerin İzmirli olması neden istenmiyor. Çünkü İzmir'de oturan bilirkişiler o bölgeyi bilirler, önemini anlarlar. Dışarıdan gelen bilirkişi 2 saatte nasıl inceleyecek yöreyi" dedi. Bakanlığın çıkardığı 2009/7 genelgesinin Anayasanın bile üstünde olduğunu, yargı kararlarını hiçe saydığını belirten Cangı, "Göreceksiniz sizin kararınızı da uygulamayacaklar. Ama tüm bu kararlarla not düşülüyor tarihe. 14 yıldır bu dava ile uğraşıyoruz. tüm kazanımlarımızı elimizden alıyor siyasi irade ama yine de direnmeliyiz" dedi. Siyasi irade Efemçukurunda hukukun kazanımlarına engel oluyor" dedi.

ŞİRKET: DENETLENİYORUZ, KİRLİLİK YOK

Duruşmaya madenci şirketin yanında müdahil olarak katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilisi TBB ve İzmir Tabip Odasının müdahillik taleplerini reddini istedi. Bakanlık avukatının bu isteğine karşı çıkan avukatlar ise çevreyi korumakla görevli bir bakanlığın halkın çevreyi korumak için dava açmasına karşı çıkmasının çelişkisine vurgu yaptılar. Şirketin avukatı ise madenin her ay düzenli olarak denetlendiğini, bu denetimlerde hiçbir kirliliğin tespit edilmediğini ileri sürdüler. Şirket avukatları bilirkişilerin daha önce tespit ettiği ağır metal kirliliğinin başladığına dair analiz sonuçlarının da akredite bir laboratuarda yapılmadığı için geçersiz olduğunu savundu. Şirket avukatının "hiçbir kirlilik yok" dediği yörede, su havzasında bulunan Efemçukuru köyünün Ağustos 2015 yılından bu yana sularının ağır metal kirliliği yüzünden kesik olduğunu, köye İZSU'nun tankerleriyle su taşındığını söyleyen Arif Ali Cangı, Valiliğin aksi yöndeki açıklamalarına ise; "Valilik kendi kusurunu örtmek için böyle bir açıklama yapıyor. Valilik denetimlerine güvenmiyoruz" dedi. Duruşma karar verilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. 

 

ÖNCEKİ HABER

Belçika’da genel grev! 

SONRAKİ HABER

Bursa KESK Şubeler Platformu’ndan miting çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa