06 Mayıs 2016 00:59

Renault işçileri: Direnişten 'Birlikten güç doğar'ı öğrendik

Renault'da direniş dönemini ve bugünkü durumu konuşmak için fabrikanın eskilerinden, 12 yıllık bir işçiyle görüşüyoruz.

Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Renault işçileri; geçtiğimiz yıla damgasını vuran ve “Metal Fırtına” olarak anılan metal direnişinin, 2016 yılında ise ek zam mücadelesinin öncülüğünü yapan amiral gemisi olarak hâlâ gözlerin üzerinde olduğu bir fabrika. Sağladıkları birlik, en küçük üretim birimi olan UET’lere kadar inen işyeri komitesi örgütlenmesi ile işyeri örgütlenmesine örnek olan Renault işçileri, 1 Mart 2016’da işten atmalara karşı verdikleri direnişin polis saldırısı eşliğinde kırılmasının yaralarını sarmaya çalışıyor. İşçiler bir yandan da 2017 yılında başlayacak MESS sözleşmelerine hazırlanıyor.

Direniş dönemini ve bugünkü durumu konuşmak için fabrikanın eskilerinden, 12 yıllık bir işçiyle görüşüyoruz. 3 yıllık imzalanan MESS sözleşmesinin üzerinde hakların alındığı Bosch sözleşmesinin tepkileri artırdığını anlatarak başlıyor söze. Direnişe ilk başlarda çekinerek girdiklerini dile getiren işçi, şöyle devam etti: “Türk Metal her sözleşme döneminde ağzını yüzde 10, yüzde 15’le açıyordu ve hep bu söylediğinin katbekat altında bir sözleşmeye imza attı. Hatta 2014’te MESS 3 yıllık sözleşme imzalayın diyor ne yapalım diye bizlere sordu Türk Metal. Biz kabul etmiyoruz dedik ama adamlar gitti imzaladı. Bunlar bardağı taşıran yılların birikintisi oldu ve patlak verdi. Planlanmış bir eylem değildi ama yapacak da bir şey yoktu. Çünkü yapılan her sözleşme bizi daha da geriye götürdü ve patlama oldu bir anda. Belki planlasaydık bu eylemi o gün bu kadar başarılı olmayabilirdik.” 1 Mart 2016’da yaşanan polis müdahalesini değerlendiren işçi, “O dönem de (mayıs) müdahale edebilirlerdi ama seçimler vardı çok göze alamadılar. Bu da bizim işimize geldi açıkçası. Ayrıca Renault yönetimi o dönem bu eylemler fabrikaya karşı değil sendikaya karşı diyerek yumuşak davrandı” dedi.  

AYRI HAREKET ETTİK Mİ DAĞILIYORUZ

Mayıs direnişinin öğrettiklerini sorduğumuz işçi, şunları anlattı: “Ne mi öğrendik derseniz ‘birlikten güç doğar’ı öğrendik. İşte bir adaletsizlik haksızlık gördün mü hep birlikte hareket etmen gerektiğinin farkına vardık. Çünkü fabrikada çalışanlar olarak toplu hareket etmedik mi ayrı ayrı hareket ettik mi darmadağın oluyoruz. Bunu son süreçte de gördük. Mayıs ayında fabrika önünde beklerken ailelerimizle ne kadar da birbirimize benzediğimizi anladık. Kimse kimseden farklı değildi kapı önünde beklerken nasıl ekmeği bölüştüysek fabrikada da birinin başına bir şey geldiğinde  hep birlikte dur bakalım demeyi ve kazanmayı öğrendik açıkçası bu bize çok büyük bir tecrübe oldu. Herkese nasip olmaz.”

EK ZAM ALSAYDIK TÜM İŞ KOLLARINA YAYILACAKTI

Mayıs direnişinin ardından asgari ücrete yapılan zamla birlikte ek zam talepli eylemlere bayladıklarını ve bu eylemlerin haftalarca sürdüğünü dile getiren işçi, “Sonrasında bildiğiniz gibi polis müdahalesi ve işten atmalar yaşandı. Ama bu süreç mayıstan biraz farklı işledi. Mesela geçen mayısta direnişe geçtiğimizde Renault yönetimi sendikaya karşı eylem dedi bir şey yapmadı. Bu son eylemlerimiz de sendikaya karşıydı, sendikanın yıllarca yaptığı sözleşmelerin getirdiği mağduriyeti. Ama bu sefer Renault yönetimi işten atmaya gitti. Nedeni de açıkça Cumhurbaşkanının buraya müdahale etmesidir. Cumhurbaşkanı bu işin başını çekenlerin kafasını koparın dedi kıyım başladı. Bu dönem seçim yok ondan böyle siyasi bir müdahale geldi. Bir de ek zam eylemi diğerlerinden farklıydı eğer biz alsaydık metalden, gıdaya, gıdadan tekstile her iş koluna yayılacaktı. Ondan açıkça bir müdahale geldi. Bugüne kadar fabrikaya gelmeyen Çalışma Bakanlığı müfettişleri fabrikadan çıkmaz oldu ne hikmetse bu saldırının ayak sesleriydi” diye konuştu.

BİRLİĞİNİ HİÇ BOZMAYACAKSIN

Son müdahale sonrası herkesin moralinin çok bozulduğunu söyleyen işçi; şu uyarıda bulundu: “Şu an fabrikada büyük bir sessizlik var. Kimse kimseyle konuşmuyor neredeyse tam anlamıyla kabuğuna çekildi işçi. Bunu fırsat bilen üretim şefleri de baskılarını artırdı. Birlikte verdiğimiz mücadelenin bizlere neler kazandırdığını unutmuş gibi ya da öyle davranıyor çoğu ama bu herkes için geçerli değil tabi. Fabrikada bildiğin ölüm sessizliği var. Bu da çok normal birliğimizi kaybettiğimizi anladılar ve işçiye karşı olan herkes bir anda harekete geçti ve bizi bu hale getirdiler. Tabii mayıstan çok güzel şeyler öğrendik bu saldırı sonrasında da çok şey öğrendik. Birliğini beraberliğini asla bozmayacaksın. Bizi fabrikada şu grup şucu bu grup bucu diyerek böldüler. Biz de bu oyuna düştük açıkçası ve sonuç ortada büyük bir moral bozukluğu.”

2017’ YE GÜÇ TOPLUYORUZ

Mayıs direnişinden bugüne kadar çok şey öğrendiklerini anlatan işçi; “Şimdi bu moral bozukluğu ortamında 2017’ye sessiz bir şekilde hazırlanıyoruz. Yeniden birlik ve beraberliğimizi kurup yaşadıklarımızdan ders çıkararak hazırlanmamız gerek. Bu ortamda güç toplamamız gerek biz de onu yapıyoruz. Şu an kimsenin bir şey yapmaya gücü yok. Önce bir kendinize gelmemiz gerek. Tabi 2017’de herkes çok iyi bir sözleşme yapacağız diyor. Eğer iyi bir sözleşme yapılmazsa yeni bir dalgalanma olması işten bile değil. Çünkü işçinin morale ne kadar bozuk olursa olsun bir yıl içinde yaşadıkları var, tecrübesi var, neler yapabileceğini gördü. Yani eski işçi kalmadı açıkçası. Asgari ücret artışı sonrası çoğu işçinin maaşı yeni girenle dengelendi. Bu 2017’de giderilmezse yeni eylemler kaçınılmaz olur ama şu an işçi bu sürece moral bozukluğu içerisinde giriyor bu da bizim için dezavantaj” dedi.

İŞÇİYİ ELİNDE TUTMAK İÇİN GRİ YAKA UYGULAMASI GÜNDEMDE

Fabrikada üst kademeyle alt kademe arasında bir kopukluk olduğunu söyleyen işçi; “Bu durum işleyişi zorluyor açıkçası. Yukarda kendince plan yapılıyor olur diye ama altta bunun yapılması için ortam yok. Bunun değişmesi lazım. Şimdi gündemlerinde “gri” yaka olayı var. Teknik işlerden, bakımcılardan oluşan bir bölüm yani kalifiye elaman grubu. Bunların ücretleri biraz daha iyi olacak. Joker eleman gibi kullanacaklar. Asgari ücret artışı sonrası ücretler bir birine yaklaşınca çok kişi işi bırakmaya başladı. Ellerindeki bu elemanları kaybetmemek için böyle bir uygulama yapacaklar çünkü eğitim adı altında hem para hem de zaman harcandı bu işçiler için. Ücretler eşitlenince işçi de çekip gidiyor buna önlem olsun diye gri yaka denilerek biraz daha iyi ücretle işçiyi elinde tutmak istiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

2017 sözleşmesi yeni mücadelelere gebe!

SONRAKİ HABER

Antep'te barakada yangın: Baba ve 6 oğlu hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...