05 Mayıs 2016 14:58

Dersim ‘38’den, Cizre ve Sur’a acılar ortak

Dersim Tertelesi’nin yıl dönümü vesilesi ile verilen konferansta ‘38’den bugüne yaşanan devlet politikası oturumu ile devam etti.

Paylaş

Dersim Tertelesi’nin yıl dönümü vesilesi ile 7’incisi düzenlenen konferansın 2. gün oturumu Cizre, Sur ve Silopi’den gelen ailelerin tanıklıkları ve ‘38’den bugüne yaşanan devlet politikası oturumu ile devam etti.

Cizre’de bodrum katında yaşamını yitiren Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat   Aktaş’ın annesi  Lamia Aktaş, oturumda yaptığı konuşmada tüm katliamları kınadıklarını söyledi. Bu topraklarda çok acılar yaşandığını söyleyen anne Aktaş, oğlunun ölümüne ilişkin şunları söyledi: “Rohat  kirli savaşın yüzünü ortaya çıkarmak için oraya gitmişti. Yaralıydı bir bodrum katına sığınmıştı. Cizre’ye gitmeden önce ayağını burkmuştu 1-2 gün evde dinlen sonra git dedim. ‘Anne, buna acı mı diyorsun ben doğmamış çocuğun öldüğünü gördüm’ diye bana sitem etti.  Rohat’ın küçük yaşına rağmen kaleminden ve cesaretinden korktular. Yaşananları gidip anlatmam gerek, diye gitti ve bir daha kendisinden haber alamadık. Her türlü şey aklımıza gelirdi ama öldürüleceklerini hiç düşünmemiştik. Çünkü isimlerini vermiştik, medyanın haberi vardı ve hafif yaralıydılar. Çocuklarımızın ölmesi yetmedi. Cenazelerini teşhis etmeye giderken bile TOMA ve gaz ile karşılaştık. Bizim yaşadığımızı kimsenin yaşamasını istemiyoruz barış istiyoruz’’ dedi.

‘DERSİM’E DE BOTAN’A DA KİMSE GELMEDİ’      

Cizre’de bodrum katında yaşamını yitirenlerden biri olan DBP Parti Meclis Üyesi Mehmet Yavuzel’in annesi Hanım Yavuzel ise, “Dersim Katliamı’nı kınıyoruz. Kürt halkı binlerce Dersim Katliamı yaşadı” dedi. Büyük bir zulüm yaşadıklarını söyleyen Yavuzel, “Bütün ölenler katledilenler benim için Mehmet’tir  artık. Bodrum katındayken oğlumla konuştum. Hep gülerek cevap verirdi. ‘Anne iyiyim merak etme’ derdi. ‘Oradan çıkamaz mısın’ dediğimde,  ‘13 yaşında su, diye ağlayan çocuğu, yaşlı kadını nasıl bırakıp çıkayım’ demişti. Bu zalimliğe insanlar alet oluyor olmasınlar” dedi. En güzel çağını yaşayan çocukların öldüğünü kaydeden Yavuzel, “Ölmeleri yetmedi cenazelerini almamızı engellediler. İlk bodrum katında ölüm haberini gördüğümde, ‘Botan yanıyor. Gelin bu ateşi beraber söndürelim’ diye herkesi çağırdım. Nasıl Dersim’e kimse gelmediyse  Botan’a da kimse gelmedi. Anneyim diyen, insanım diyen herkes evinden çıksın bu savaşı durdursun. Dili, dini ne olursa olsun fark etmez, yeter ki insan olsun” dedi.

AİLELER KUCAKLAŞTI

Oturumun ardından 1938’de 2 aileden 24 kişinin kurşuna dizildiği ve ardından yakıldığı Hozat’ın Bargin köyünden gelen Elif Kamber ve Cizre, Sur ve Silopi’den gelen aileler bir birleriyle kucaklaştı. Burada kısa bir konuşma yapan Elif Kamber, “Dersim Katliamı’nda bir sürü tanıdığımız, ailemizden insanlar öldürüldü. Bugün buraya gelenler ‘38’in daha beterini yaşıyorlar. Cizre mahvoldu insanların, cenazeleri karın içinde kaldı. Bu katliamlar artık olmasın ölümlerden usandık, barış olsun, barış en iyisidir” dedi. 
(Dersim/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Hükümet krizden kiralık işçiliği çıkaracak

SONRAKİ HABER

IŞİD'den kurtarılan Palmira'da konser

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...