Çözüm sürecinde Kandil'de çekilen fotoğraf da fezleke konusu

Hayri DEMİR 

HDP'li milletvekilleri hakkındaki fezlekelerin içeriğine dair skandallara her gün bir yenisi ekleniyor. Milletvekillerinin "çözüm süreci" kapsamında devletin bilgisi dahilinde gittikleri Kandil'de KCK yöneticileriyle çektirdikleri fotoğraf, "örgüt destekçisi olup propagandası yapmak" iddiasıyla fezleke konusu yapıldı. Yine HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasını kınamak amacıyla yayımladıkları açıklama da, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiasıyla fezleke konusu yapıldı. 

Abdullah Öcalan tarafından başlatılan "Demokratik Diyalog ve Müzakere Süreci"nde, HDP heyeti defalarca devletin bilgisi ve istemiyle Kandil'e giderek, burada KCK yöneticileriyle bir araya geldi. KCK'nin mesajlarının Ankara ve İmralı'ya taşındığı bu görüşmeler, "dokunulmazlıkların kaldırılması" için gerekçe sayıldı. 

DEVLETİN BİLGİSİ DÂHİLİNDE GİDİLEN KANDİL'DEKİ FOTOĞRAF FEZLEKEYE DÖNÜŞTÜ 

Çözüm sürecinin başladığı ilk dönemlerde BDP ismiyle siyaset yürüten HDP'li milletvekilleri Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la birlikte o dönem BDP'li milletvekilleri olan Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Gültan Kışanak'tan oluşan bir heyet, Mart ayı içerisinde Kandil'e giderek burada KCK yöneticileriyle bir görüşme gerçekleştirdi. Devletin bilgisi dâhilinde gerçekleşen o günkü görüşmede heyet, KCK yöneticileriyle birlikte bir fotoğraf da çektirdi. 

İşte bu fotoğraf, Demirtaş, Önder ve Tan hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında "dokunulmazlığın kaldırılması" için fezlekeye dönüşerek, Meclis'e geldi.

FOTOĞRAF ÇEKMEK 'ÖRGÜT DESTEKÇİ' OLUP PROPAGANDAYA GİRDİ 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu fotoğrafın 8 Mart 2013'te Sözcü gazetesinde yayınlanmasının ardından İstanbul'da ikamet eden Ali Turabi Doğanay isimli bir şahsın ihbarı sonrasında soruşturma başlattı. Savcılık, fotoğrafta yer alan milletvekillerinin KCK yöneticilerinden Sabri Ok, Murat Karayılan ve Sülbüs Peri ile birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın resminin ve örgütün bayraklarının önünde fotoğraf çekilmesinin "örgütün destekçisini olduklarını belli edecek şekilde hareket etmek suretiyle örgütün propagandasını yaptığını" öne sürdü.

Bu kapsamda da fotoğraftaki isimlerin milletvekilli olmasından hareketle savcılık, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ve milletvekilleri Tan ile Önder hakkında "dokunulmazlıklarının kaldırılması" istemiyle fezleke hazırlanarak, 7 Ekim 2015'te Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

HDP'li milletvekilleri hakkında dokunulmazlık tartışmaları devam ederken, fezlekelere dair ortaya çıkan skandallar da HDP'lilerin "dokunulmazlıklarının kaldırılması" için bahane yaratıldığı şeklinde yorumlanıyor. 

DÜNDAR VE GÜL'ÜN TUTUKLANMASINI KINAMAK 'ERDOĞAN'A HAKARET' OLDU

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan 75 ayrı fezlekeden birinin gerekçesi ise gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına kınamak amacıyla yayınlanan yazılı açıklama oldu. Dündar ve Gül'ün, 26 Kasım 2015'te hukuksuz tutuklanmasına karşı HDP Eş Genel Başkanları Yüksekdağ ve Demirtaş'ın imzasıyla HDP Basın Birimi tarafından yazılı bir kınama mesajı yayınlandı. Mesajda, "Erdoğan, yapılan haberin bedelini ödetmek için tutuklatmayı dayatmıştır" denilerek tepki gösterilirken, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin şikayeti üzerine harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Demirtaş'a hakkında "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiasıyla aynı gün soruşturma başlattı. 

Söz konusu soruşturma kapsamında savcılık fezleke hazırlayarak, Demirtaş'ın "dokunulmazlığının kaldırılmasını" talep etti. 

YÜKSEKDAĞ'IN İMZASI SORUŞTURMA KONUSU YAPILMADI 

Savcılık aynı mesajda imzası bulunmasına rağmen HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, hakkında ise herhangi soruşturma başlatmadı. (Ankara/DİHA)