29 Nisan 2016 00:58

Emekçiler yeni mücadelelere, SYRIZA troykaya hazırlanıyor

Yunanistan'da, referanduma rağmen AB’nin ekonomik dayatmalarına boyun eğen hükümete karşı emekçiler, 1 Mayıs sonrası da sokakta olacak.

Paylaş

DOSYA: DÜNYA MAYISA DÖNÜYOR

Seyit ALDOĞAN
Atina

1 Mayıs’ın, Ortodoks Hristiyanlarının Paskalya Bayramı ile aynı güne denk düşmesi nedeniyle Yunanistan’da 1 Mayıs kutlamaları 8 Mayıs’a kaydırıldı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Mücadeleci İşçiler Cephesi (PAME ) 1 Mayıs’a ilişkin yaptıkları açıklamalarda hükümetin troyka ile imzalamaya hazırlandığı anlaşmayı emekçilerin geriye kalan haklarına karşı son darbe olarak değerlendirdiler ve 8 Mayıs’ta düzenlenecek olan mitinglere çağrı yaptılar. Hükümet ise 1 Mayıs’ın resmi tatil olarak 3 Mayıs salı gününe alındığını açıkladı.

AB, IMF ve AB Merkez Bankasından oluşan ‘troyka’ 2010 yılında Yunanistan’ın krizden kurtarılması ve olası bir iflasın önüne geçilmesi gerekçesiyle, işçi ve emekçilerin  her türlü kazanım ve haklarına karşı saldırılar başlatmıştı. İşçi ve emekçi aylıklarının düşürülmesiyle sosyal hakların gasbını içeren birinci troyka anlaşmasını, dönemin hükümeti olan PASOK, saldırıların daha da genişletildiği ikinci anlaşmayı ise Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK Koalisyonu imzalamıştı.

SYRIZA İLE ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ TROYKA!

“Uluslararası güçlerin ülkemiz ekonomisi üzerindeki kontrolünü kabul ederek  on yıllarca sürecek bir boyunduruğun altına imza attılar. Bu halkımıza ve ülkemize yönelik olarak  işlenmiş bir suçtur ve bu suçun devam etmesine göz yumamayız. İflas paketleri kabul edilemez. Önerilen tasarruf paketleri bizi kurtarmayacak  tersine iflası kaçınılmaz kılarak, yaşamı çekilmez hale getirecektir “ diyen Aleksis Çipras ise Başbakan olduktan kısa bir süre sonra üçüncü troyka anlaşmasını imzaladı.
Üçüncü troyka anlaşması, içerdiği yeni saldırılarla Orta Çağ sömürülerini geri getirir nitelikteydi. Yeni troyka anlaşmalarının ve tasarruf paketlerinin olmayacağını ilan eden SYRIZA, şimdi dördüncü troyka anlaşmasını imzalamaya hazırlanıyor.

1 MAYIS’IN GÜNDEMİ HAK GASPLARI VE SAVAŞLAR

Uluslararası sermaye kuruluşları ve merkezlerinin, krizin faturalarını işçi ve emekçilerin sırtına yıkma politikalarına devam etmesi, hak gasplarında ısrar etmesi, bölgede oluşan istikrarsızlık; savaşlar, emperyalist müdahale planları, NATO’nun bölgeye müdahalesi vb. kuşkusuz bu yılki tüm 1 Mayıs kutlamalarının gündemini oluşturuyor.

AB içinde sık sık yapılan toplantı ve anlaşmaların tümü halklara ve uluslararası işçi sınıfına yeni dayatmalar içeriyor. Yunanistan’da izlenen kriz politikalarının AB Merkez Bankasına ve uluslararası sermaye kuruluşlarına devasa oranlarda kâr bıraktığı biliniyor. Halkın oylarıyla seçilen hükümetler ise bu merkezlerin “memurları” gibi çalışıyor; teknokratlar, hükümetlerinin misyonlarını yerine getiriyorlar.

DAHA FAZLA SOYGUN, DAHA FAZLA SÖMÜRÜ

Yıllardan beri Yunanistan halkını açlık ve yoksulluğa mahkum eden kriz politikalarının gerçek mühendisleri emperyalist merkezler ve onların “memurları” olan hükümetler oldu. Yunanistan’da gündeme gelen son ekonomik baskı  paketlerinin tümü, uluslararası tekellerin ve sermaye kuruluşlarının çıkarları doğrultusunda hazırlandı ve gündeme getirildi.
IMF Avrupa departmanının direktörü Poul Thomsen, 11 Şubatta  kendisine ait olan internet sitesinde, Yunanistan’ın 9 milyarlık ek önlemler alması gerektiğini yazmış ve orta vadeli ekonomik programda gayrisafi ulusal hasılanın yüzde 4-5’ine denk düşecek önlemlere ihtiyaç olduğunu söylemişti. Bu hedef  yüzde 3.5 oranında bir bütçe fazlalığı yani işçinin, emekçinin daha fazla soyulması ve sömürülmesi anlamına geliyor.

İKİ ALANDA İKİ KUTLAMA

Öte yandan 8 Mayıs’a alınan 1 Mayıs kutlamaları için sendikalar yine farklı alanlara çağrılar yaptılar. Konfederasyonlar, PAME  ve sol örgütlerle bazı sendika şubeleri ayrı yerlerde mitingler yapacaklar.

SYRIZA hükümeti ise ezilen toplumsal kesimlerin baskı ve tepkilerine karşı, kendisinden önceki hükümetleri sorumlu tutan ve kriz politikalarını uygulamak dışında başka bir alternatif bırakılmayan “sol hükümet” demagojisi ve propagandalarını ön plana çıkaracak görünüyor. Kriz yılları boyunca sokak ve alanlardan ayrılmayan Yunanistan halkı ve işçi sınıfı ise kurtuluşun ancak sınıfsız sömürüsüz bir dünya için verilecek mücadeleden geçtiğini kanıtlayacak direnişlere devam edecek.
Sosyalizm ve sınıf mücadelesi vurgusu eşliğinde dünya işçi sınıfı ile dayanışma ve birlik çağrılarını içeren enternasyonalist mesajların altında Yunanlı işçi ve emekçilerin de imzası olacaktır.

YENİ SALDIRI HAZIRLIĞINDA NELER VAR?

Çipras Hükümeti, dayatılan yeni  planı sorun çıkarmadan kabul etti. Sosyal güvenlik sisteminde yapılacak yeni değişiklikleri de kaynak olarak gösterdi ve soruna ilişkin bir yasa tasarısı hazırladı. 22 Nisan’da AB maliye bakanlarının Amsterdam’da yaptığı toplantıda da anlaşma sağlandı. Önümüzdeki süreçte meclisten geçmesi beklenen yasa tasarısında esas olarak sosyal güvenlikte devlet güvencesi ortadan kaldırılıyor, emekçilerin sigorta primlerine katılım oranı yükseltiliyor, emekli sandıkları birleştirilerek aylık ücretler yüzde 2-30 oranında düşürülüyor, kıdem tazminatı başta olmak üzere bir çok hak ortadan kaldırılıyor.
Diğer yandan katma değer vergisinin (KDV) yüzde 23’ten 24’e çıkarılması, ezilen sınıf ve toplumsal tabakalara yeni vergi yükleri getirilmesi, temel ihtiyaç maddelerine yeni zamlar yapılması vb. halkın zaten düşmüş olan yaşam seviyesini daha da aşağılara çekecek.

İŞÇİLER SALDIRIYI YANITSIZ BIRAKMAYACAK

Sosyal güvenlik sisteminde değişiklikler öngören ve halkı yeni vergiler ödemeye mahkum eden yasa tasarısına karşı son süreçte bir günlük iki genel grev ve çok sayıda gösteriler yapıldı. Kuşkusuz bu 1 Mayıs’a damgasını vuran yine kriz politikaları olacak. İşçi, emekçi konfederasyonları yasa tasarısının oylamaya sunulmak üzere meclise getirilmesi durumunda iki günlük genel grev gerçekleştirileceğini açıklamış bulunuyorlar.
1 Mayıs’ta ve yeni troyka anlaşmasına karşı yapılacak eylemlere katılım için yapılan çağrılarda, anlaşmaların iptal edilmesi, ücretlerin yükseltilmesi, işten atmalara son verilmesi, yüzde 30’lara varan işsizliğin önlenmesi için önlemler alınması, herkes için sağlık ve eğitim hakkının güvence altına alınması, sigorta primlerinin devlet ve işveren tarafından ödenmesi, özelleştirmelerin durdurulması vb. talepler ön plana çıkıyor.  Öte yandan Yunanistan’da bu yılki 1 Mayıs’ta üzerinde durulan ve durulacak olan konuların içinde göçmen/mülteci sorunu da var. Soruna ilişkin AB ile yapılan anlaşmalar ve Türkiye’nin göçmen sorununda ‘güvenli ülke’ olarak anlaşmanın tarafı olması, sorunun çözümsüz bırakılması olarak değerlendiriliyor.

ÖNCEKİ HABER

YPJ Komutanı Abdullah: Siyasi varlığımız kabul edilmeli

SONRAKİ HABER

İngiltere’de emekçiler artık kemer sıkmak istemiyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...