31 Mart 2016 08:09

İdil de ayrı bir cehennem

Paylaş

Fatih POLAT
Fırat TOPAL
İdil

Sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı İdil’de Cizre’den tanıdığımız manzaranın bir benzeri ile karşılaştık. Yakılıp yıkılmış evleriyle burası da ayrı bir cehennemdi.

İdil’de sokağa çıkma yasağının 04.30’da kaldırılacağının açıklanmasının ardından olabildiğince erken gelmeye çalıştık. Saat 07.00’de İdil girişindeydik. Polisler önce girişimize izin vermediler ve bizi başka bir yola yönlendirdiler. Gazeteci olduğumuzu söylememize rağmen polisin tavrı değişmedi. Bizimle birlikte birçok araç da yönlendirildikleri o yoldan geri döndüler, çünkü aslında öyle bir giriş yoktu. Yeniden İdil’in girişine geldik. Dakikalar geçtikçe uzun araç kuyrukları oluştu. Polisler sadece TIR’ların girişine izin veriyorlardı. Tepki yoğunlaşınca TOMA sayısı ikiye çıktı ve TOMA’lardan biri kitleye doğru hareketlendi. Gerilimli dakikaların ardından saat 08.00’e geldiğinde girişe izin verileceği belirtildi. Ardından da araç aramaları ve kimlik kontrolleri başladı. Yarım saat sonra da biz İdil’e girebildik. Çok sayıda zırhlı araç ve uzun namlulu silahlı polisler ilçenin caddelerinde turluyordu. 

HDP İLÇE BİNASI YOK OLMUŞ

İdil’in girişinde düz bir zeminin önünden geçerken aracımızın şoförü, ‘Burası HDP binasıydı’ diyor. Binadan geriye moloz yığını bile kalmamış. Önce yıkmışlar, sonra yıkıntılarını bile temizlemişler. Bina tamamen yok olmuş. Sonra da HDP’li İdil Belediyesinin binasının önünden geçiyoruz. O da harabeye dönmüş ve kullanılamaz halde. 

‘TEK BİR EŞYA KALMAMIŞ’

Yaklaşık 27 bin nüfusa sahip bir ilçe olan İdil’in Turgut Özal ve Yeni Mahalle adlı iki mahallesinde direnişler ve operasyonlar yaşanmıştı. En büyük yıkım da Turgut Özal Mahallesi’ndeydi. Bu yazıyı yazarken henüz Turgut Özal Mahallesi’ni dolaşabilmiştik.

Görüntüler Cizre’yi çağrıştırıyordu. Binalar yıkılmış ve yakılmıştı. Bir İdilli yeni döndüğü evine, elini yüzüne götürmüş kederli bir biçimde bakıyordu. Kendisiyle birlikte evin içine girdik. Yerdeki fayanslar dahi patlamıştı. Tek bir eşya kalmamıştı. Anlaşılan eşyalar yakılıp yıkıldıktan sonra atılmış olmalıydı. Evin sahibi şaşkındı.

‘MAHALLEMİZİN YÜZDE 95’İ HARAP’

Turgut Özal Mahallesi muhtarı ile de konuştuk. Muhtar Hidayet Sakcak, en çok çatışmaların ve yıkımın bu mahallede yaşandığını söyleyerek devam etti: “Sokağa çıkma yasağının sürdüğü 44 gün boyunca burada tanklı, toplu, helikopterli çok yoğun bir çatışma oldu. Resmi bilgilere göre burada sivillerin aralarında bulunduğu 66 kişi öldürüldü. Ayrıca güvenlik güçlerinden de bir o kadar kayıp var. Mahalleyi görüyorsunuz. Özellikle operasyon bittikten sonra yakma olayı gerçekleşti. Biz buradan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’yu da aradık. Millet perişan olmuş. Evlerin hepsi harabe olmuş. Mahallemiz 1300 haneden oluşmakta. Nereden bakarsanız 1100 hane, yani toplam yüzde 95’ harap olmuş.”

Bu yaşananları nasıl yorumladığını soruyoruz, Muhtar Sakcak’n yanıtı şu oluyor: “Şaşkınız. Millet perişan durumda. Bu bence çözülebilirdi yani. Diyalogla çözülebilirdi. Bu seviyeye gelmeyebilirdi. Aşırı bir şiddet uygulanmış.” Muhtar Hidayet Sakcak, bu süreç içinde İdil’de olduğunu söyledi.

14 YAŞINDAKİ OĞLUNU KAYBETMİŞ

Mahalleyi dolaşırken bir kapının önünde göz yaşı döken bir kadına rastlıyoruz. Yanına yanaşıyoruz. Oğlunu yitirmiş. 14 yaşındaymış oğlu. Adı Mete Ağın. Şöyle anlatıyor: “Burada kalmak istedi. Odası, bilgisayarı, eşyaları buradaydı. ‘Ben gelmeyeceğim’ dedi. İki üç gün sonra korktu mu ne yaptıysa, gelmek istedi. ‘Anne ben geleceğim’ dedi. Ben de ‘Seni gelip alacağım sakın evden çıkma’ dedim. Evden çıkarken bahçede PKK diye öldürmüşler.”

Anne Fatma Metin daha da konuşamıyor.

BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN BARIŞ DİYEBİLMEK

Az sonra da tamamen yıkıntıya dönmüş bir evin önündeyiz. Burada 63 yaşındaki Ayşe İl ile konuşuyoruz. Evinin önündeki top mermisi parçası ile roketatar mermisini gösteriyor. Şunları söylüyor; “Birçok eşyamız çalınmış, çalınmayanlar da yakılmış. Evimiz yıkılmış. 3 kişi yaşıyorduk biz bu dairede. Şimdi kullanacak bir parça eşya yok. Yiyecek yok. Barış istiyoruz. Kimse ölmesin. Polis de diğerleri de bizim çocuklarımızdır. Yeter bu barış nasıl yapılıyorsa yapılsın. Evimiz yıkıldı ama bir gencin hayatı dünyalara değer.”

İdil’de girdiğimiz bazı evlerin içinde her yer yakılıp yıkılırken, bir yandan da yemek yenildiğini gösteren konserve kutularına rastlıyoruz.

 ‘I WANT TO PLAY GAME’

İdil’de de tıpkı Cizre’de ve ablukanın yaşandığı diğer ilçelerdeki gibi duvar yazıları dikkatimizi çekiyor. Bunlardan birisi Turgut Özal Mahallesi’nde bir evin duvarındaki İngilizce yazıydı: ‘I want to play game.’ Yanında da jandarma özel harekatı simgeleyen ‘JÖH’ ve polis özel harekatın kısaltılmışı olan ‘PÖH’ imzası vardı. Bir başka duvarda da ‘Bu size ders olsun İdil’ yazıyordu. Bir başka duvarda da; ‘T.C. burada. Hilal Ordusu.’

 

ÖNCEKİ HABER

'Barış için Akademisyenler'den Meral Camcı da tutuklandı

SONRAKİ HABER

HDP, Akit TV için RTÜK'e başvurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...