30 Mart 2016 19:11

'Türkiye pervasız, baskıcı ve güvenilmez'

Paylaş

Jonathan SCHANZER*
New York Times

2013 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Washington’a yaptığı son ziyaretinde, ful “değerli müttefik” muamelesi görmüş, hatta Beyaz Saray’ın gül bahçesinde Başkan Obama ile birlikte görüntülenmişti. 
Bu kez değil. Şimdi Erdoğan, başkan yerine Yardımcısı Biden ile görüşecek, bu, romantik bir randevunun ardından (sadece) el sıkışmaya benziyor. Bu soğuk karşılama sadece Washington’la sınırlı değil. Avrupalılar, içerideki muhalefete yönelik acımasız baskısını aşağı görüyor, Türk başkanı pek önemsemiyorlar. Ürdün gibi Arap ülkeleri de bugünlerde kendisini pek takdir etmiyor. 
Ve hatta NATO içinde de Türkiye’nin hem Rusya hem de Ortadoğu karşısında tarihi geçmiş peynir tadı veren gayriresmi tampon rolü nedeniyle  homurdanmalar var.
Hiç kuşkusuz, Türkiye bugünlerde Rusya’ya başkaldıranlar azınlığın içinde. Geçtiğimiz aralık ayında, Validimir Putin Suriye’de kaslarını gösterirken Rus jetini vuran Türk ordusuydu. Fakat NATO üyeleri Ankara’nın 5. maddeyi hatırlatarak müdahaleye çağırması ihtimali nedeniyle panik düğmesine bastılar. 
Fakat NATO’yu tek endişelendiren bu pervasızlık değil. 2011’de iç savaş başladığından beri Türkiye’nin Suriye sınırı, yasa dışı finans bölgesine dönüşmüş durumda. Art arda gelen raporlara göre Türkiye cihatçı (el Nusra’dan Ahrar’uş Şam’a hatta IŞİD’e) gruplara maddi ve hatta askeri destek sağlıyor, ki bu bir NATO üyesinin işi olamaz. Aynı sırada Türkiye’nin Kürtlere karşı yeniden başlattığı savaş da ABD’nin IŞİD’e karşı vekalet savaşı çabalarını da zorlaştırıyor.  
İstanbul ise Filistinli terörist grup Hamas’ın üssüne dönüştü. Hamas ve İsrail’in 2014 yılındaki savaşı, aslında, Türkiye’deki Hamas Lideri Salih Aruri tarafından planlanan ve finanse edilen bir saldırıyla başlamıştı. 
Ankara ayrıca 2012-2013 yılları arasında, Washington ve Brüksel’in Türkiye’nin yardımına en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda, İran’ın uluslararası yaptırımlardan kaçmasına yardımcı olan “altın karşılığı gaz” entrikasına da karışmıştı.
Yine Mart 2014’te İstanbul’da savcılığın, İran lehine aklanan yüz milyonların Türkiye üzerinden geçtiğine işaret eden savcılık raporu sızdırılması olayında da Ankara’nın İran’ın yaptırımlardan kaçmasına yardımcı olduğu ifşa olmuştu. 
Bu entrikaların merkezindeki Reza Zarrab da, Miami’de geçtiğimiz hafta Amerikan yaptırımları muazzam ölçekte ihlal etmekten tutuklandı.   
Kısacası Türkiye’nin, Batı’nın değerlerini korumakla görevli çokuluslu örgütlere uyumsuzluğu büyüyor. Kimse, yılların askeri yatırımının ve yorulmaz ittifak çabası nedeniyle Türkiye’nin gitmesini istemiyor. Fakat bunu haklı çıkarmak giderek zorlaşıyor. Bir hesaplaşma şart. 

* Eski ABD Hazine Bakanlığı Terörizm Finansmanı Analisti

(Çeviren: Elif Görgü)

ÖNCEKİ HABER

Kapımızdaki Emekli Albay

SONRAKİ HABER

Petrol fiyatları düştü, işçilerin ücretleri ödenmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...