16 Mart 2016 00:48

‘Çevreci’ dediler, inciri kuruttular!

Paylaş

Emine UYAR
Eda AKTAŞ
Aydın

Aydın’da incir üreticilerini sokağa indiren, bugüne kadar hiçbir eyleme sahne olmamış İncirliova’da miting yapılmasına yol açan jeotermal enerji santrallerine karşıtlık büyüyor.

Söz konusu büyümenin sebebi ‘Doğayla dost bir enerji üretim biçimi’ olarak yansıtılan jeotermal santralin tarımın alanlarına verdiği zarar.  

Yerin yüzlerce metre derinliğindeki sıcak su ve buharla birlikte ağır metallerin de yeryüzüne çıktığı jeotermal enerji üretiminde şirketler, maliyetlerden kaçınmak adına, çıktığı yere geri göndermeleri gereken akışkanları gizlice doğaya salıyor. Bu durum toprakta ve su kaynaklarında önemli hasarlara yol açıyor.

Diğer taraftan havaya salınan kükürt, bor gibi elementler de ağaçların üzerinde birikerek bölge için önemli geçim kaynağı olan incir ve zeytinlerde verim ve kalite düşüklüğü yaratmış durumda.             

Üreticiler topraklarının, ağaçlarının, sularının, geçim kaynakları olan incir ve zeytinin birkaç şirketin kârı uğruna feda edilmesine tepkili. Açılan kuyuların zararlarını yaşayan bölge halkı ve çevre örgütleri şirketleri bölgeden kovuncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurguluyor.  

ZEHİRLİ METAL YAĞIYOR

Aydın Çevre Platformu Üyesi Ahmet Uslu, Aydın’ın birinci sınıf tarım toprağı olan Menderes deltasının ve dünyaca ünlü incirleri üreten bölge halkının birkaç şirketin kârı uğruna gözden çıkarıldığını belirtiyor. “Yerin 2 bin 400 metre altından, magma kısmından çıkarılan aşırı sıcak su ile havada nem artıyor ve bu suyun buharında arsenik, bor var. Soğuyunca aşağıya iniyor bu zehirli metaller bitkilerin üzerinde kalıyor. Aydın’daki nehirler içme suyu kaynakları  kirleniyor bunlarla tarım yapmak mümkün değil” diyor.

RUHSATA UYGUN ÇALIŞMIYORLAR

İncirliova Ziraat Odası Eski Başkanı İhsan Ayaydın, kendi sağlıklarının da tehlikede olduğunu ifade ederek, “Havaya verilen sıcak su buharının içindeki kükürt, asit bizim ciğerlerimizi de yakıyor. Borlu su toprağımızı mahvediyor. Uzun vadede tam bir tarımsal felakete yol açacak” diyor.

Jeotermal enerji şirketlerinin bakanlıktan ruhsat alırken “kapalı sistem” diye aldıklarını ifade eden Ayaydın şunları söylüyor; “Bu kapalı sistemi yapmak büyük para. Yer altından çıkardığı suyu tekrar yeraltına enjekte etmesi lazım. Bu maliyetten kaçtıkları için geceleyin gizlice derelere salıyorlar. Ruhsat veriyorsunuz kontrol edin, denetim yapın. Bir de bu denetimleri kimin yapacağı konusunda bir karışıklık var, Enerji Bakanlığı mı valilik mi yapacak?”

DÜŞMANI KOVAR GİBİ...

İncirliova bölgesinde jeotermal enerji için ilk sondaj kuyusunun yapıldığı köy olan Akçeşme’nin Muhtarı Cemal Özbay, “İlk geldiklerinde 15 dönümlük arazideki tüm zeytin ve incirleri kestiler. Kostik ve asitleri depolayacakları havuzları yaptılar. Şu an sondaj sırasında çıkan atıkları alıp Alangüllü Köprüsü’ne götürüyorlar. Şimdiden kokudan ve gürültüden duramıyor o bölgedeki mahalleler” diyor.

1 milyon 50 bin nüfuslu Aydın’da 400 bin kişi doğrudan tarımdan gelir elde ettiğine dikkat çeken Özbay, “Zaten çiftçilerimiz banka kredileri ile tefecilere boğdurulmuş durumda. Biz üç büyük şirketin ve 25 taşeron şirketin gelirini düşünmektense bölge halkının geleceğini düşünmek zorundayız. Hükümetin oturup oralarda kendi kafasına göre karar vermesini istemiyoruz. 7 Eylül 1922’de işgalci düşmanı buradan kovduğumuz gibi tüm holdingleri, tüm anonim şirketleri, hükümetin yandaş şirketlerini buradan kovmaya ant içtik. Aydın’ın her köyünde her ilçesinde planlıyoruz etkinliğimizi”.

‘KÖY KÖY DOLAŞIP ZARARLARINI ANLATIYORUZ’

Gerenkova köyünden Emir Ayşe Bakır da, “Hem ağaçlarımıza hem de insanlarımıza çok büyük zararı var. Bu kadar yoğun bir şekilde kuyu açılmasın istemiyoruz. 60 tane daha kuyu açılacağını öğrendik. Bu İncirliova’nın, Germencik’in Ortaklar’ın dağ köylerinin bütün mahsullerinin bitmesi demek. Bu vatandaşın bitmesi demek. Buna izin vermeyeceğiz. Köy köy dolaşıp anlatıyoruz jeotermalin zararlarını” diyor.

EN HIZLI BÜYÜYEN ŞİRKET SEÇİLDİ

Aydın’da jeotermal enerji alanında halihazırda üretim yapan 13 santral var. 3 santral yapım aşamasında, 8 jeotermal santrali içinse ön lisans alınmış durumda. Bu santraller için çok sayıda kuyu açılmış ve daha çok sayıda açılması da gündemde. Bu santrallerin önemli bir kısmı, Güriş, Kipaş ve Çelikler gibi holdinglere ait.

Germencik’te kurulu bulunan jeotermal santralinin sahibi, Kipaş Holdinge bağlı Maren Enerji 2011-2013 yılları arasındaki ciro artışına göre Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketi seçilmişti.

ÖNCEKİ HABER

Sur'da 79 gün mahsur kalan çocuk: ‘Hangi duvar yıkılacak’ oyunu oynuyorduk

SONRAKİ HABER

Renault işçisi direnişin kırılma nedenlerini anlattı: İşçinin birliği bozuldu sendikacı yalnız bıraktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...