08 Mart 2016 10:42

‘Savcı'nın Elçi cinayetini aydınlatma çabası yok’

Paylaş

Dicle MÜFTÜOĞLU
Devran TOPTAŞ

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden 3 ay aşkın süre geçmesine rağmen soruşturmada ilerleme yaşanmadı, olay yeri incelemesi bile tam olarak gerçekleştirilemedi. Diyarbakır Barosu avukatlarından Neşet Girasun, savcılığın cinayeti aydınlatabilecek bir çabasının olmadığını söyledi. 

OLAY YERİNDEN 28 POLİS VAR

Olayın yaşandığı gün çok sıradan bir basın açıklaması yapıldığını ve böyle bir açıklama için birkaç Güvenlik Şubeye bağlı polisin olması gerektiğini belirten Girasun, olay yeri tutanağına göre küçük bir sokakta yapılan açıklama sırasında 28 polisin olay yerinde olduğunu ve bunların arasında TEM Şube ve İstihbarat Şube’ye bağlı polisler bulunduğunu ifade etti. 

Olay yerinde onlarca kameranın olduğunu bunlardan en az ikisinin de polis kamerası olduğunu dile getiren Girasun, böyle bir tabloda savcının olayı aydınlatmaması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. 

‘OLAYLA İLGİLİ ÖNEMLİ DELİLLERİ TOPLAYABİLİRLERDİ’

Olay yeri tespitinin de bu zamana kadar yapılamadığına dikkat çeken Girasun, “Tahir Elçi öldürüldükten sonra birkaç saat boyunca olay yerinde hiçbir çatışma yoktu. Tamamen güvenlik mensuplarının kontrolü altındaki bir sokaktan söz ediyoruz. Hemen akabinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Soruşturma makamı isteseydi, bir iradeleri olsaydı özellikle Tahir Elçi'yi öldüren merminin çekirdeğinin bulunmaması gibi bir şey düşünemiyorum. Keşfin yarım kalmasından ziyade çekirdeğin bulunamaması çok önemli. Savcılık isteseydi zaten koruma altındaydı, polisler o alanı çembere almıştı. Birkaç saat hatta birkaç dakika içinde, olayla ilgili önemli delilleri toplayabilirlerdi. Dolayısıyla aksaklık daha başında ortaya çıkmıştır” dedi. 

13 SANİYELİK GÖRÜNTÜ KAYIP

Olayla ilgili en önemli aksaklıklardan birinin de olay günü kayıtta olan İstihbarat Şube'nin kamerasının olay anında 13 saniyelik bir zaman kaybı olduğunu ifade eden Girasun dosyadaki şüpheli durumları şu şekilde aktardı: “İstihbarat biriminin de kamerası kayıtta ama her nedense olayı aydınlatmamızı sağlayabilecek an 13 saniyelik görüntünün kaybolması söz konusu. Orada kameramanın beyanı ‘yanlışlıkla kayıttan çıktım.’ Bu bile bir skandal. Çünkü vurulmadan hemen önceki görüntüsü var kamerada bir sonraki görüntüde yerde görüyoruz. Ve o kritik süreç yok. Bir diğeri ise, biz istihbarat şubeye bağlı bir polisin yoğun şüphe altında olmasından kaynaklı tutuklanmasını talep etmiştik. Bu polisin olay yerinde olmasına rağmen olay yeri tutanağında adı ve imzası yok. Biz bir tanık dinlettik, bizim tanığımız bu polisin Dört Ayaklı Minare'ye doğru yaklaşık bir şarjör mermi boşalttığını ifade ediyor. Bizim talebimiz üzerine bu polisin ifadesi alındı ve polis olayı görmediğini ve silah kullanmadığını iddia ediyor. Konumu müsait bir yerde; dolayısıyla 28 polis arasında şüphe ihtimali yüksek isimlerden biri bu olmasına rağmen sadece tanık olarak dinlendi. Şüpheli olması açısından hiçbir işlem alınmadı ve serbest bırakıldı. Mardin Kebep Evi'nin kamera kayıtlarına henüz ulaşabilmiş değiliz. Bu Ankara'ya gönderildi ancak imajının alınamadığı söylendi.”

Tahir Elçi’nin kişiliği, yürürlükte olan konsept ile birlikte değerlendirildiğinde bu cinayetin aydınlatılması istenmediğinin çok açık olduğuna vurgu yapan Girasun, bu zamana kadar savcılığın kamera kayıtlarını dosyaya almak dışında olayı aydınlatacak tek bir şey yapmadığını dile getirdi. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Fatsa'da bilirkişi madenin sit alanında kaldığını söyledi

SONRAKİ HABER

Emeği, çalışmayı anlatan oyun: Kırda Bir Yaz Sabahı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...