26 Şubat 2016 10:49

Çilem Doğan'ın tahliye talebi reddedildi

Paylaş

Volkan PEKAL
Fatma KOÇ ŞAHİN
Adana

Kendisine şiddet uygulayan ve fuhuşa zorlayan  kocası Hasan Karabulut’u  öldüren Çilem Doğan’ın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görüldü. Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ifade veren Çilem Doğan, evliliği boyunca Karabulut’un şiddetine maruz kaldığını ve boşanmak istediğinde ölümle tehdit edildiğini söyledi. Olay günü de Karabulut’un kendisini fuhuş yaptırmak için Antalya’ya götüreceğini söylediğini aktaran Doğan, daha sonra Karabulut’un saçından sürükleyerek tekmelediğini, bu sırada bir boğuşma yaşandığını ifade ederek, “O sırada kaç defa ateş açtığımı hatırlamıyorum. Yaşam mücadelesi veriyordum” dedi. Doğan, savunmasını bitirdikten sonra mahkeme heyetine, “Karar vermeden önce bir yakınınızı benim yerime koyun, öyle karar verin” dedi. Davayı 8 Nisan’a erteleyen mahkeme heyeti, Doğan’ın tahliye talebini reddetti.

POLİSLER HİÇBİR ŞEY YAPMADI

Yargılamanın görüleceği duruşma salonun küçük olması nedeniyle, Karabulut ve Doğan’ın bazı yakınları ile Doğan’la dayanışmak için duruşmaya katılmak isteyen kadınlar salona alınmadı.

Bu nedenle salonda dışında Karabulut ailesi ile polisler arasında kısa süreli gerginlik de yaşandı. Gerginliğin ardından başlayan duruşmada, savunma veren Çilem Doğan, öldürmek zorunda kaldığı eşinin akrabalarıyla birlikte çek senet çetesi kurduğunu anlattı. Bu durumu polise ihbar ettiğini söyleyen Doğan, ancak polislerin kendisini kullanarak, eşinin tüm hareketlerini kendilerine bildirmesini istediğini bunun üzerine sürekli olarak polise bilgi verdiğini anlattı.

Adem isimli bir polisin de sürekli olarak eşi ile görüştüğünü ve kuryelik yaptığını söyleyen Doğan, bu durumu da bildirmesine rağmen polislerin birşey yapmadığını ifade etti. Boşanmak istediğinde Karabulut’un kendisini kardeşi ve annesini öldürmekle  tehdit ettiğini söyleyen Doğan, bu nedenle boşanamadığını ifade etti.

‘AZRAİL EVDE CANIMI ALACAK GİBİ BEKLİYORDU’

Olay günü ve öncesini anlatmaya devam eden Doğan, “Azrail evde canımı alacak gibi bekliyordu. Olaydan bir gün önce bir numara aradı. Adamın şirket hattını aramış. ‘Nerdesin’ dedim. ‘Bekle geliyorum’ dedi. Beni öldürmesini bekledim. Sabah saat 8’de kapım kırılırcasına çalıyordu. Hasan çalıyordu. Öleceğimi bilmeme rağmen açtım. Bana, ‘götür l.n bu çocuğu odaya’ dedi. ‘Bu adam kesin polislerle konuştuğumu öğrendi’ dedim. Öldürecek beni. Yatak odasına geçtim. Silahını yastığının altına koydu. Çamaşırlarını astım. Niyetim zaman kazanmaktı. Yatak odasını kilitledim. Bana, ‘Hazırlan gidiyoruz. 3 kadın bir de sen’ dedi. Saçımdan sürükledi, tekmeledi. Silah düştü patladı mı bile anlamadım. Çocuğumu aldım çıktım. Tekrar üstüme geldi bir boğuşma yaşadık. O sırada kaç defa ateş açtığımı hatırlamıyorum. Yaşam mücadelesi veriyordum. Ben vurunca yatağın yanına düştü. Altından kalkmak için mücadele ettim.”

Doğan, bu sözlerinin ardından mahkeme heyetine “Karar vermeden önce bir yakınınızı benim yerime koyun, öyle karar verin” ricasında bulundu. Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti ise, “Mevcut delil durumu”nu gerekçe göstererek Doğan’ın tahliye talebini reddetti.

BERAATİNİ BEKLİYORUZ

Çilem Doğan’a destek için adliyeye gelen Adana Kadın Platformu da adliye binası arkasında basın açıklaması yaptı. Burada konuşan Avukat Cemre Topal, Doğan’ın,  Hasan Karabulut’un daha önce de defalarca yaptığı gibi fuhuşa zorlaması, üzerine kapıyı kilitlemesi, şiddet uygulamaya başlaması ve kendisini öldüreceğine dair yaşadığı yoğun korku neticesinde ölmemek için öldürmek zorunda kaldığını ifade etti. Meşru müdafa koşullarının son derece net olduğunu söyleyen Topal, maruz kaldığı erkek şiddetine karşı kendisini savunan Doğan’ın tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Davanın müdahil avukatlarından Fatoş Hacıvelioğlu da, maktulün, çete, silahlı tehdit, uyuşturucu gibi 19 tane suç kaydının ve Doğan’ın olay günü yaşadığı korkunun iddianameye geçtiğini ifade ederek Doğan’ın tahliye edilmesi için gerekli tüm şartların oluştuğunu ifade etti.

Bu dosyanın farklılığının erkeğin değil kadının sanık olması olduğunu ifade eden avukat Songül Yıldız da, evde her gün şiddet gördüğü erkeğin kendisini öldüreceğini düşünmesinin gayet normal olduğunu söyleyerek, “Bunu def etmek için müracaatlarda şikayetlerde bulunuyoruz. Devlet korumasında çok sayıda kadın öldürüldü. Çaresiz kaldığımız noktada kendimizi savunmak için uyguladığımız şiddet meşru müdafaadır” şeklinde konuştu. Kadınların korunamadığı, şiddete uğradığı erkek şiddetinin önlenemediği bir sistemde kadınların kendilerini savunmak için yaptığı her şeyin meşru müdafaa olduğunu ifade eden Yıldız, bunun hukuktaki karşılığının cezasızlık olduğunu söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu hakkında 'Erdoğan'a hakaret' gerekçesiyle fezleke hazırlandı

SONRAKİ HABER

Selahattin Demirtaş: Sur'da katliam girişimine sessiz kalamayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...