Sennur Sezer’in şiiri

Adnan ÖZYALÇINER

Çoğunluğun sesidir şiir. Halkın sesi soluğu. Onun için halkın yaşadıklarını ona yaşatılanları sorgulamalıdır. Bu yüzden eşitsizliğe, özgürsüzlüğe, savaşa karşı çıkar, başkaldırır. Emeğin emekçinin kendi elleriyle yarattığı uygarlığın zenginlikleriyle güzelliklerini eşitçe paylaşmanın düşüdür şiir. Barışa, kardeşliğe uzanan yolun kestirmesidir. Gece ayla yıldızların el ele vererek karanlığı aydınlatandır. Gündüzleri güneşin parlaklığını yansıtır. Kuytulukları, gölgelikleri ışıtır. Bütün olumsuzluklara karşı yaşamaktır şiir.
Şiir direnmektir. Gün gelir, açlığı, yoksulluğu, işsizliği bir boyunduruk gibi takarlar boynuna. Baskılarla, işkencelerle, hapishanelerle, yasaklarla sindirmek isterler seni. Korku salarlar. Emeğinize, ekmeğinize el koyarlar. “Yolları, el arabalarını, tezgâhları” alırlar. Kapatırlar fabrikaları, bütün kapıları. Şiir o zaman, dile gelmelidir. “Dilsiz Dengbej”’in dile gelişi gibi.

Tanıklıktır şiir. Yaşadıklarını, yaşatılanları açığa çıkarır. Babaları yargılanan çocuklardır bunlar. Babası yerine bir pazar yerinde vurulan çocuktur. Bir gazete haberinden şiire evrilir. Vurulan bir öğretmene ağıttır. “İnsanlar öldürülürken” ne yaptığınızı çocuklarınıza söyleyememenin utancıdır. Yazılanların tanıklığıdır şiir. Ya yazılamayanların, yasaklanıp söylenemeyenlerin, söyletilmeyenlerin tanıklığı. Yüreğimize kitlediklerimiz? Bir gün, onlar da “Akşam Haberleri” gibi yayılır/yayılacaktır/yayılmalıdır. Şiirin gizlisi, saklısı yoktur.

Bir bakış açısıdır şiir. Doğaya, topluma, insana, yönelir. Yönlendirir onları. Budur işlevi. Bir “Kadının Akşam Duası”ysa şiir, bir genç kız duyarlığıyla çalışan bir kadının sesi yankılanır. Soluğu duyulur. Doğuran bir kadının direncidir bu. “Ölü Çocuklara Ninni”dir. Bir kadının sesini arayışıdır. Bir aşk türküsüdür. Bir sevda masalı. Bir sabah yeli gibi sarıp sarmalar sizi. Aydınlıkla. Umutla. Çünkü uzayıp giden bir türküdür şiir.

Anaçtır şiir. Bir annenin sevecenliğiyle kucaklar insanı. Sıcak ve sevgi doludur. Çekilen bütün acılara karşılık sarıp sarmalar. Ölen arkadaşlara yakılan ağıtlarda, hapse düşen yoldaşlara seslenişte yoğunlaşır bu sevgi. Yaşanan bütün acıları dindirir. “Bir Annenin Notları”dır bunlar. Çünkü çocuklarını koruyan sakınan bir annedir şiir.

Dildir şiir. Dilin özüdür. Çeşitli kültürlerin, inançların, dillerin bileşkesidir. Çünkü Anadolu’dur şiir. Anadolu insanıdır.

Sennur Sezer’in şiirinde bütün bunlar yazılıdır. Kitaplara sığmaz. İnsanların belleklerine kazınmıştır. Dağlar, ovalar, ırmaklar boyu akıp gider.

Onun için bütün bir kış çiçek açar Sennur’un şiiri.

BİR YUDUM SU
Sennur Sezer “Dilsiz Dengbej” kitabındaki “Bir Yudum Su” şiirinde şöyle demişti:
   “Bir su verin bir su
    gönlüm serinlemez
    gül bahçesine dönmedikçe örenler
    Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta.
    Bir yudum suyunuz yok mu
    yanmasın daha güller
    Tunceli’de, Lice’de, Diyarbakır’da”
Eksik söylemiş. Nereden bilecekti ki? Şimdi Diyarbakır’da Sur’la birlikte Silvan’da; Şırnak, Hakkâri, Silopi, Cizre, Mardin’in Nusaybin, Dargeçit’inde insan kardeşlerimiz -hevaller- kuşatma altındalar. Çoluk çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek aç, susuz, havasız ölüyor/öldürülüyor.

AYNI SÖZLERE
Sennur Sezer, “Aydınlar Dilekçesi” davasında 25 Mayıs 1984’te savcıya verdiği ifadesini, “İfademdir” şiirinde halkıyla paylaşmış, imzasının sorumluluğunu dile getirmişti.
Dün olduğu gibi bugün de akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini/çağrısını desteklediğini belirterek imzasının hesabını aynı sözlerle verirdi:
  
İFADEMDİR

Evliyim
İki çocukluyum
Ozanım
Düzeltirim
Çocuklarımdır
Bütün çocukları dünyanın

Evet kaygılıyım
Çocuklarım için
Korkmasınlar isterim
Çalınışından kapının

Saygılıyım kurallara
Bu yüzden kurallar
Saygılı olsun isterim
İnsana

Evet ozanım
Çocuklarımdır
Bütün çocukları
Dünyanın
...............

İnsanın insandan korkmasına karşıyım
İşte bunun içindir
Bütün yazıp
Altına imza attıklarım