14 Şubat 2016 04:39

Yeniden vatan yapmak!

Paylaş

Mehmet TARHAN

Amed Kasabı açıklama yapıyor: “Cizre’de operasyonlar sona erdi. Sokağa çıkma yasağı bir süre daha sürecek.” Sokağa çıkma yasaklarının operasyonlarla bir ilgisinin olmadığını söylemiş oluyor. Gözü gören, kulağı duyan, aklını vicdanını devlete teslim etmemiş herkesin bildiğini söylüyor: Bu bir işgal ve muhasara. Uzun Kasap da söylüyor aynı gün: “…o sıkıntılı yerlerde şu anda bu kadar şehitler veriyoruz değil mi? Niye veriyoruz? Bu toprakları yeniden vatan yapabilmek için veriyoruz.”

Güya muhalif internet sitesinin haberi “Erdoğan Güneydoğu’yu kaybettiğimizi ağzından kaçırdı!” başlığıyla vermesini bir kenara bırakmak istiyorum ama olmuyor. CHP’nin sürdürdüğü PYD ve barış süreci, yani Kürt düşmanlığına yaslanarak hatta Kürt düşmanlığını körükleyerek AKP’yi sıkıştırma stratejisinin sadece bir izdüşümü. Kemalist/Laik Türkler belki devletin sahibi olmaktan uzak şimdilik ama hala karış karış tüm toprağın sahibi olarak görüyorlar kendilerini. Diktatörün savaş çılgınlığına odun taşımaya razılar, yeter ki adını hiç koymadıkları sömürgeciliklerine halel gelmesin. Yeter ki hala birilerinden üstün olduklarını, bir şeylerin ve birilerinin sahibi olduklarını hissetsinler. Orta sınıf ahlaklarının sınırı olabildiğince ellerindekini korumak ne de olsa. 

“Erdoğan Güneydoğu’yu kaybettiğimizi ağzından kaçırdı!” Kaybettiğimizi… Bizim Güneydoğu’yu… Hani şu kendi bulunduğumuz yere göre tarif ettiğimiz Güneydoğu’yu… Hani isimlerine dilimiz varmadığı için “Doğulular” dediğimiz kişilerin yaşadığı yeri… Kaybettiğimizi… Ağzından kaçırdı… Biz biliyorduk zaten… Zamanında başlarını ezmediği için suçlu… Bizden daha iyi bildiğini sandığı için kaybetti… Haddini bilmeyip iktidarı bizden gasp ettiği için… Bizim olanı kaybetti…

Hala bu zihniyetin “vicdan”ına seslenmeye çalışanlara kolay gelsin. Kürtler biliyor bu işin vicdan ile çözülmeyeceğini. İki hafta su diye inler, kan kaybından birer birer, bombalarla, ateşle onar onar yüzer yüzer ölürsünüz de hala antiamerikancılık oynarlar o bahçede. “Ama” derler, “fakat” derler, gözlerini sımsıkı kapayıp, resme bakmak yerine komplo teorilerine gömülmeyi tercih ederler. Mevzu Kürt olunca hepsi aynı bağın gülü. Geçelim. 

Yeniden vatan yapıyormuş. Yeniden fethediyor. Tankla, topla, katil sürüleriyle. Şehitler veriyor; veriyor çünkü bu bir alışveriş. Fethin bedeli var; ödeme yapıyor. Yüzlerce insan ölüyor, yüzbinlercesi yerinden yurdundan oluyormuş, ne gam? Evlad-ı Fatihan ne de olsa. Biliyor; yandaşı da karşıtı da hiç sormadı ve sormayacak “Peki bizden önce burada yaşayanlara ne oldu?” diye. Ocaklar soykırımların, yerinden yurdundan edilenlerin özlemlerinin üzerinde tütüyor; kimsenin bunu itiraf edesi yok. Övünecek tek şeyleri “şanlı” tarihleri.

Cizre’yi, Sur’u, Kürdistan’ı yeniden vatan yapıyorlarmış. Çoluk çocuk demeden öldüre öldüre, süre süre vatan yapıyorlarmış kendilerine. O kadar iyi biliyorlar ki oraların kendilerinin değil başkalarının vatanı olduğunu. Vatanı toprak sanıyorlar; “Milli Tarih” derslerinde hep harita olarak gördüler tarihi, sadece savaşları öğrendiler; kazandıklarını kendileri kazandı, kaybettikleri hep başkalarının ihaneti yüzünden oldu. Boşuna havada uçuşmuyor “ihanet” lafları. Çünkü biliyorlar aslında kaybettiklerini; ihanet hikayelerini şimdiden yazıyorlar bu yüzden. 

Geriye bir soru kalıyor: Biz burayı yeniden ortak vatanımız yapabilecek miyiz? Kökleri yeniden fethedilmeye çalışılan toprağın derinlerine uzanıyor Kürt halkının. Evlad-ı Fatihan ise vatanı kilometrekarelerle, haritalarla ölçüyor. Kök salamıyor; çünkü toprağın altına uzanırsa sömürgeciliği, katliamcılığı, soykırımcılığı ile yüzleşecek. Açık bir sinir gibi duruyor orada. Canı acımadan kök salmak istiyor, kökler birbirine karışsın istemiyor. Ve o köklerden filizler fışkırdıkça şaşırıyor, öfkeleniyor, saldırıyor, öldürüyor. Bir gün fetihlerden vazgeçip ortak vatan yapma şansımız varsa tek umudumuz yerin altındaki kökler ve canının acımasına rağmen kökleri birbirine dolamaya çalışan “hain”lerde. 

ÖNCEKİ HABER

Survivor’dan Beyaz Show’a: Yaşananların farkında mısınız?

SONRAKİ HABER

Türkiye’nin Suriye politikası daha büyük yıkım, daha büyük yenilgilere gebe

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa