14 Şubat 2016 00:50

Elmanın yere nasıl düştüğü anlaşıldı

Paylaş

Zülem PALTACI *

Newton’un yaptığı gibi bir ağacın altında oturuyorsunuz ve kafanıza bir elma düşüyor. Elmanın düştüğüne eminiz ancak bilim, elmanın yere neden ve nasıl düştüğüne dair net bulgular sunabilmiş değil. 17. yüzyılda Newton yer çekimini ortaya koydu. Fakat daha sonra gelişen ölçüm teknikleri, yer çekimi kanununun açıklayamadığı ufak farklılıklar bulmaya başladı. Özellikle Merkür gezegeninin yörüngesindeki ufak sapmaları Newton’un kanunları ıle acıklamak mümkün olmadı. Ve  1915 yılında Albert Einstein tarafından bu sorunun cevabı niteliğinde kütle çekiminin geometrik kuramı yayımlandı. Peki, neydi bu kuram?                      
Genel görelilik, özel görelilik ve Newton’un evrensel kütle çekim yasasını genelleştirerek kütle çekimin uzay-zamanda tanımlanmasını sağlar. Başka bir deyişle, kurama göre cisimler uzayı kütleleri kadar büker ve bu hareket sırasında geçtikleri yerin eğriliğini de değiştirir. Einstein buna ek olarak, 1918 yılında, “Kütleli cisimlerin hareketleri sırasında uzayda minik kütle çekim dalgaları oluşturduklarını” öne sürdü. İşte, 100 yıl önce ortaya atılan bu fikir gelişen teknolojiyle birlikte LIGO gözlemevi tarafından doğrulandı.

KARA DELİKLER BİRLEŞİYOR

Kurama göre, iki kara delik birbirlerinin yörüngesinde dönemeye başlıyor ve dönerken birbirlerine yaklaşıyor, yaklaştıkça hızlanıyor ve bu döngünün sonunda birleşerek daha büyük bir kara delik oluşturuyorlar. Bu delik gevşeyerek tekrar küre biçimini alıyor ve tam bu esnada kütle çekim dalgası oluşuyor. Denize taş atarken oluşan halkalar gibi. Bu dalgaların en önemli yanıysa bozulmadan kalabilmeleri… LIGO gözlemevinin verilerine baktığımızda, ölçülen sinyalin 2.3 milyar ışık yılı ötede iki kara deliğin birleşmesiyle oluştuğu anlaşılıyor. 

Orta büyüklükte iki kara deliğin birleşerek yeni bir kara delik oluşturmaları ilk defa gözlemlendi. Bu durum, büyük patlamanın olup olmadığını, olduysa nasıl gerçekleştiğini anlamamız açısından bilim için yapılan en büyük adımlardan biri olarak görülüyor. Ve bu buluşun Galileo Galilei’nin mercekleri, yıldızları ve gezegenleri inceleyecek kadar güçlü hale getirmesinin ardından en önemli buluş olduğu söyleniyor.

* İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri 

ÖNCEKİ HABER

Adana’da kadınlar şiddet ve savaşa karşı ses çıkardı

SONRAKİ HABER

Dünya Öykü Günü Bildirisi Ayşe Kulin’den

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...